adscode
adscode

Sıkı Okurların Kitaplarla İmtihanı

Sıkı okurların en büyük özelliği sıkı okur olmalarıdır. Yani inanılmaz kitap okurlar. Kitaba çok değer verirler.

cemozel2021@gmail.com




İlber Ortaylı anlatmıştı bir gün. Anlatmıştı derken kitaplarından biliyoruz tabi. Yoksa İlber Hoca’ya bir şey sormak ne mümkün! Tefe koyar vallahi. Bunun yerine bizim yerimize soru soranları takip etsek yeter. İş Bankası Kültür Yayınları'nın Nehir Söyleşi serisine aşina olanlar bilirler bu kitabı: Zaman Kaybolmaz! İlber Ortaylı ile yapılan uzunca bir söyleşi. Günler, haftalar süren koşuşturmacanın ardından ortaya çıkan bir eser. İşte oradan biliyorum. Kitapları çok seven bir arkadaşı varmış İlber Hoca’nın. Kitapları zarar görmesin diye yaz kış 15 derecede otururmuş evinde.

Bir keresinde de Atatürk anlatmıştı. (Anladınız siz) Yetkililer bir kitabın varlığından bahsediyorlar Atatürk'e. Kitap da nadir bir eser. (Bence her kitap nadirdir ya neyse.) Yalan olmasın, o sıra ya yetkililer Ankara'da, Atatürk İstanbul'da ya da tam tersi. Atatürk, kitabın o kadar değerli olduğunu biliyor ki, hemen bana getirin onu diyeceğine, sakın ellemeyin, hemen geliyorum, diyor. Bence Yürüyen Köşk kadar kıymetli bir hikayeyi barındırıyor. Kitaba verdiği önem, daha nasıl anlatılır, bilemiyorum. Koskoca Atatürk, bir kitabın ayağına gidiyor. Nasıl ki Atatürk, öğretmenler için başöğretmen ise, biz kitap kurtları için de başkitap kurdudur.

Sıkı okurların özelliği saymakla bitmez. Onlar o kadar işin içindedirler ki, ortalama bir okurun dikkat etmediği şeylere takılırlar.

Örneğin her kitabı okumazlar. Öncelikleri vardır.

Kitabın hangi yayınevinden çıktığı önemlidir. Favori yayınevleri vardır. Oradan çıkan kitaplara gözü kapalı dalarlar.

Kimin çevirdiği de önemlidir. Çevirmenin ustalık derecesini iki cümlede anlarlar ve daha bir sayfa okumadan ellerinden bırakma olasılıkları vardır.

Bazen de şöyle bir davranışın içine girerler. Bazı kitapların ilk bölümleri sıkıcı diye ellerinden bırakmazlar. Ondaki cevheri görürler ve o cevherin son sayfaya kadar gösterebileceğine inançları o kadar çoktur ki okumaya devam ederler.

İyi bir editörün elinden çıkması da onlar için bir kıstas olabilir. İyi bir Türkçe onlar için vazgeçilmez olur.

Kitabevlerini gezenler sıkı okurları görmeye aşinadırlar. Daha kitabın içine göz atmadan, ön kapak, arka kapak, iç sayfa, içindekiler, önsöz, giriş bölümünü okuyan kişilerdir. 

 

Yeni kitap kokusunu ciğerlerine kadar çekenler de onlardır.

Sizinle konuşurlarsa ve sizi tanımak istiyorlarsa tuzak bir soru sorarlar: “Ne tür kitaplar okursunuz?”

İşte bu soruya vereceğiniz yanıt, sohbetin bitmesine de neden olabilir, saatler boyu sürmesine de vesile.

Çevrenizde bol bol sıkı okurların olması dileğiyle…


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)