Nasıl ki, “sınava büyük bir disiplin ile çalışmak”, “her türlü zorluğun üstesinden gelmek (arkadaşların seni gezmek için dışarıya çağırması, doğum günü partileri, babaların geç saatlere kadar televizyon izleyerek dikkatinizi dağıtması, annelerin bu süreçte misafir kabul etmesi vb.)”, “sınava zamanında yetişmek”, “soruları dikkatli bir şekilde çözmek ve kaydırma yapmamak” ne kadar önemli ise “doğru ve bilinçli tercih yapmak” da bir o kadar önemli.
Eğer bilinçli ve mantıklı tercih yaparsanız kazandığınız bölümün listedeki sıralamasının bir önemi olmaz. İster ilk tercihiniz olsun ister son tercihiniz, farketmez. Son tercih demek 18. sıradaki tercih demek değildir. Kendinizden çok eminseniz sadece 3 tercih de yapmış olabilirsiniz. Bu 3 tercihten sonuncusunu kazanmak kötü bir seçim değildir.
Çevremizde pişmanlık dolu şu cümleleri çok duymuşuzdur.
İstemediğim bölümü kazanmışım, çok mutsuzum. (Mişli geçmiş zaman. Sanki kendisinin yerine başkası yazmış.)
Kaydırma yapmasaymışım puanı daha yüksek olan bir alt tercihime rahatlıkla girermişim.
Keşke bu yıl tercih yapmasaydım. Boşu boşuna seneye puanım düşecek.
Sırf üniversite okumak için tercih etmiştim. Boşuna kazandım. Nasıl olsa bu mesleği yapmayacağım.
Liste uzar gider. Kimisi de, kazandığı bölümden başka şansı olmadığı için mecburiyetten o bölümü sevmeye başlar. Stokholm sendromu gibidir.
Tercihlerinizi sağlıklı yapın ki, ileride ailenizden dahi çok vakit geçireceğiniz mesleğinizle mutlu mesut yaşayabilin.