adscode
adscode

BİLİM, SANAT VE İYİLİK ÜZERİNE…

damlaaktan@gmail.com





“43°43' Kuzey enleminde oturmuş, uzayda soluk mavi bir nokta olan bu koskoca dünyada neyi paylaşamadığımızı anlamaya çalışıyorum.” (Doç. Dr. Melike Demirbağ  Kaplan, 2014-Kanada)

Yeni bir yazının ilk cümlesine ilham veren satırlardır bazen, uzayda soluk mavi bir nokta olan bu koskoca dünyadaki en büyük ve en gerçek paylaşımımız... Sanatın, bilimin, dünyada yaratılmış her türlü kavramın ortak noktası olan “paylaşım”.
Sahi, hepimizin paylaştığı tek ortak şey olan bu koskoca dünyada, bu koskoca dünyadaki çoğu şeyi üreten insan, neyi, neden paylaşamaz? Neden kırar, parçalar, hep daha fazlasına sahip olabilmek uğruna yıkar, savaşır, yok ederiz? Üreten de, tüketip yok eden de insan olduğu halde, neden ve nerde unuturuz gerçek misyonlarımızı?

Üretmek… Bilimin de sanatın da; bilim insanının da, sanatçının da yaptığı en önemli şey sorgulamak, var etmek, yaratmak, paylaşmak, dönüştürmek… Hepsinde bir çaba, hepsinde bir emek. Hepsinin ortak amacı daha iyiyi, daha güzeli, daha doğruyu bulmak, iletmek, paylaşmak, geliştirmek.

Kaynakların gittikçe tükendiği, ve hepsinin de aslında bizler tarafından tüketildiği bir düzende, Birleşmiş Milletler Milenyum hedeflerinin hedeflenen yıl olan 2015’den yalnızca bir yıl önce, 2014’de sadece %4’ünün gerçekleştirildiği bir sistemde, herkes aslında daha iyiye ulaşmaya çalışır. Yaptığımız her işte, aldığımız eğitimde, ortaya koyduklarımızda, araştırıp soruşturduklarımızda hep “daha ötesi” aranır.

Bilim sorar, sorgular, araştırır, inceler ve ortaya koyar. İnsanı, insanın var ettiklerini geliştirmek üzere programlanmıştır. Kuralları, deneyselliği, araştırma konuları, gerçekliği, ispat ettikleri ile insanlığı bir adım ileriye taşımayı hedef edinmiştir. Merak esaslıdır bilim… Gerçeğe ulaşmayı, gerçeği keşfetmeyi, ve onu insana taşımayı hedefler. Ve bir zincir gibi bir diğerinden beslenir, hep daha ileriye doğru…

Sanat ise, duyar, görür, hisseder, anlar, anlatır… Duygu esaslıdır... İnişleriyle, çıkışlarıyla, söyledikleri ve sustuklarıyla, bildiği ve anlamaya çalıştıklarıyla insanın tam yüreğine ait olandır. İnsanı insana insanla anlatır sanat. Hiç tanımadığın birinin satırlarında kendi ruhunu bulduğunda, aslında aynı yere ait olduğumuz hissettirir bize… Sanat, ışığı görür ve ışığı yansıtır topluma... Kelimelerle, seslerle, duyguyla, kalemle, görüntülerle. Aracı ne olursa olsun, amacı aynıdır; insanı insan yapan tek gerçek şeyi, duyguyu ve var olanı aktarmak, yaşatmak, kalıcı kılmak.  

Ne zorlukları var ikisininde, ve ne çabalar gerektiriyor. Ne sınavlardan geçiyor her ikisiyle de uğraşan insanlar. Engeller, yokuşlar, tırmanılması gereken basamaklar, tırnaklanılanlar… Ne çok emek vardır her ikisinde de…ve ne kadar bol ışık… Bilim adamı florasan ışıklarının altında gecesini gündüzüne katıp çalışırken, sanatçı sahne ışıklarının altında parlatır yaşamı. İkisi de, dünyayı dinler, ve insanı, yaşamı söylerler.

İkisi de evrensel, ikisi de insana ait, ikisi de yaşamın ta kendisinden… İkisi de, insana yalnız olmadığını hissettiren kavramlar. İkisinin de ortak paydası insan, ortak payı paylaşmak ve sonucu iyiye ulaştırmak. Karanlık bir levha üzerinde düşler yarattığımız bir boşluk olan bu evrende, daha iyiyi yaratabilmek…

Işığın özünde saklı olanın iyilik, iyiliğin özünde saklı olanın ışık olduğunu keşfedebilmek belki de insanı daha mutlu yapacak bir gün. Çünkü her birimiz bu dünyaya düştük aslında… Işıklar gözümüzü kamaştırıp kim olduğumuzu keşfetmemizi sağlarken, takılıp düşmeden devam etmektir esas amaç, amaçlarımıza doğru. Ve belki de en büyük amaç, “iyi olabilmek”tir bu dünyada. Birbirimizden daha iyi olmak değil, kendimizden daha iyi olabilmek…

Çünkü iyilik basittir, kolaydır. Bazen bir teşekkürdür, bazen bir tebessüm kimin gününü ve ruhunu aydınlattığınızı bilmediğiniz, kimi zaman merak etmek ve yanında olmaktır ihtiyacı olan birinin, kimi zamansa sevmektir karşılıksız. Kimi zaman “nasılsın?” demek kadar basittir, kimi zaman sadece sarılmaktır. Bazen yere düşen birine el uzatmak, bazen nasıl kalkabileceğini göstermektir. Bazen sadece kaybolmuş birine yol gösterebilmektir. Korumak, kollamak, umursamaktır iyilik. Kendini, başkalarını, dünyayı umursamak…

Ne der Bejan Matur Kuzeyde Zaman adlı şiirinde:

“İşte geldin
Ve gördün
Işık bir cevap değildir
Devam et der sadece
Devam et.

Sen ki aşkını
Karanlık bir odada
Uykuya dalmadan fısıldadın
Rahmetin yine de topraktan olur

Biri dese ki
Ruhtan öncedir ışık
Ve kusura yakın
İnan.

Hayat ne kadar karmaşıksa
İyilik o kadar yalın”




İster sanatçı olun, ister bilim adamı, bu dünyanın hangi enlem ve boylamına denk düşüyorsa ruhunuz, tam da şu anda, siz yine de iyi kalın, iyi kalmayı tercih edin…

 

Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Güle güle Mario Levi…
Milyonluk haber: 9.05