Okullarımızın bahçeleri (sayıları hızla artan bahçesizler için ne desek ki…), sınıfları, koridorları ilk ve ortaöğretimdeki çocuklarımızın cıvıltılarıyla şenlendi bu gün. 18 milyonu aşkın öğrencimizle 1 milyonu aşkın öğretmenimiz buluştu, üç aylık yaz arasından sonra.
Eğitim öğretimle ilgili kanıksanmış, dillendirmekten içi dışı aşınmış bilgi ve verilere ulaşmak kolaylaştığı için onları yinelemek anlamsızlaştı giderek. Yeni öğretim yılına başlarken öğrencilerimize bağladığımız umutla meslektaşlarımıza duyduğumuz güven, değişmez güç kaynağımızdır. İşin kalan bölümlerinde durum, Alman yazar Erich Maria Remarque’nin ünlü romanının deyimleşmiş adındaki gibi: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!
Eğitimin temel sorunlarından hiçbirine bir milim bile dokunma cesareti bulamadan ipek yumuşaklığındaki sözleriyle yaklaşık bir buçuk yılını dolduran Milli Eğitim Bakanımız, sanırız daha fazla dayanamadığından, bu yıla “özgün” bir sesle girdi. Bakan, önceki gün, “Vicdan ile liyakatin bilim ve teknolojiyle birleştiği yer” olarak tanımladığı imamhatipler güzellemesiyle “imamhatipçilik” kervanına katıldığını açık bir dille duyurdu. Öyleyse biz de sözü hiç uzatmadan, 2019-2020’nin ilk gününde, Sayın Ziya Selçuk’a -karşılık bulmayacağı kesin olsa da- 10 temel soruyla “günün mana ve ehemmiyeti”ni anımsatalım:
- Sözünü ettiğiniz ama şimdiye dek kırıntısını göremediğimiz “vicdan” ile “liyakat”i, yeni yıldaki atama ve görevlendirmelerde uygulayabilecek misiniz?
- Yıllardır okullarda dolaştırılan bilimdışı ders izlenceleriyle kitaplarını ortadan kaldırıp ülke ve insan gereksinimleri doğrultusunda, bilimsel ve laik içerikle onların yenilerini sunabilecek misiniz?
- Karma eğitime, Cumhuriyetin kalkınma ve çağdaşlaşma değerlerine savaş açmış çağdışı tarikat-cemaat kuruluşlarıyla imzalanıp sürdürülen “protokoller”i yürürlükten kaldırıp hiçbir eğitbilimsel kimliği olmayan bu kuruluş ve kişileri okullardan uzaklaştırabilecek misiniz?
- Hiçbir yasal dayanağı olmayan “kolej” markalı eğitimi özelleştirme gidişine dur diyebilecek misiniz?
- Hiçbir yasal dayanağı olmaksızın çalışmalarını artık gizlemeden sürdüren “sıbyan mektebi”, “medrese” gibi adlarla işleyen çağdışı kurumları kapatabilecek misiniz?
- Gerek sınavlar bağlamında gerekse kamuoyu vicdanında yara açan “nitelikli-niteliksiz” okul ayrımını ortadan kaldıracak çalışmalarınız olacak mı?
- Sayıları 500 bini bulan, son on yıl içinde yaklaşık 60’ı intihar eden “ataması yapılmayan öğretmenler” için herhangi bir çözüm öneriniz, uygulamanız olacak mı?
- “Kapattık” dediğiniz dershanelerin yarattığı boşluğu yasadışı yollarla dolduran işleyişle ilgili herhangi bir girişiminiz olacak mı?
- Kimisi bütünüyle kayıtdışı kimisi açıktan öğretim görüntüsü altında okul dışına çıkarılan 2 milyon çocuğumuzu örgün eğitime katabilecek misiniz?
- Son olarak, eğitime ilişkin her karar ve uygulama için Bakanlığınızın kapılarını farklı görüş ve önerilere açabilecek misiniz?
Sanırız temel konular için bu kadarı yeterlidir.
Eğitimde sağlayacağımız başarı, bu sorulara verilecek olumlu yanıtlara bağlı. Ama var olan iktidarla onun bakanı, aynı telden çalmayı sürdürüyor. Bu tel kırılana dek görevdeyiz. Tüm öğrenci ve öğretmenlerimizin yeni öğretim yılı kutlu olsun.
Ankara, 9 Eylül 2019
Ulusal Eğitim Derneği ve
Öğretmen Dünyası dergisi adına
Nazım Mutlu
