adscode
adscode

Açıklamalar İyi de Peki Ya Sonrası?

Başbakan Yıldırım'ın TEOG konusundaki, YÖK Başkanı Saraç ve ÖSYM Başkanı Özer'in YKS konusundaki açıklamaları tatmin edici olmasa da, ümit verici. En azından arayışların devam ettiğini gösteriyor...

Açıklamalar İyi de Peki Ya Sonrası?
Günün Yazısı
İnatta ısrar kimseye bir şey kazandırmaz. Hele ki on milyonlarce öğrenciyi, veliyi, öğretmeni ilgilendiriyorsa.
Böylesi bir süreçte, herkes mükemmeli arıyor. Peki mükemmel diye bir şe var mı, varsa da, bugünün hızla değişen dünyasında, ne kadar kalıcı olabilir?..
MEB ve YÖK'ün sıkıntısı, biraz da bu yüzden, hangi sistemi getirirse getirsinler, toplumun tümünü, mutlu etmeleri imkansız.
Bugünkü rahatsızlıkların temelinde yatan ve sürecin uzamasına neden olan da zaten bu!
İşte bu noktada, temel kurallardan şaşmayarak, en azından kurumlara ve devlete olan güveni, erezyona uğratmamak en doğru olanı.
Örneğin, durduk yerde Tarih dersini yok saymanın, kimi ne faydası olablir ki?
Yine aynı şekilde, tüm sınavları cumartesi gününe yığıp, pazar boş bırakmanın mantığını kime, nasıl anlatabilirsiniz?
9.45 kuralıyla binlerce öğrencinin canını acıtıp, daha mürekkebi kurumadan değiştirmenin mantığı ne olabilir ki?
Hadi doğru olan yapılıp, hatada ısrar edilmedi, hiç olmazsa adaylardan bir özür dilenmez miydi?..
Kurumları ya da bu süreçleri yönetenlerin hiç birisi pedogojik donanıma sahip olmadıkları için, olaya hep farklı pencerelerden bakıyorlar.
Oysa, MEB, YÖK, ÖSYM gibi kurumların en önemli referansı, pedogoji olmalı.
Eğitimde, temel bir kural var, öğrenciye, öğretmene, veliye, yani eğitimin paydaşlarına, yapacağınız reformun, onların lehine olduğunu, doğru bir şekilde anlatıp inandıramazsını, hayata geçirilmesi ya da geçirilse de kalıcı olması mümkün değil.
Her üç kurumda da, bunun yüzlerce örneği var.
En iyi sistemlerin bile başarısızlığı uğramasının en önemli nedeni bu.
Yapacak reformları, son dakikaya kadar bekletip, sonra da çok aceleci davranıyoruz.
Bu da kafa karışıklıklarını beraberinde getiriyor ya da gözden kaçan çok önemli hatalara neden olabiliyor.
Bazan bir hata, 99 doğrudan daha büyük olabiliyor ya da 99 doğruyu gölgeleyebiliyor.
İşte bu yüzden, toplumun genelini ilgilendiren böylesi önemli kararlar alınırken, eleştirel düşünceye açık olmak ve karar alıcı ekiplerin içinde bu tür kişilerin olmasına da özel önem göstermek gerekir.
Yoksa alınan kararlar, kalıcı olmadığı gibi onca emeğin boşa gitmesine ve canla başla çalışan kurum ve kişilerin yıpranmasına neden olabiliyor.
On milyonlarca öğrenci, veli ve öğretmeni ilgilendiren çok önemli kararlar arifesindeyiz, gündem ne kadar yoğun olsa da, evdeki bir numaralı konu, çocuklar ve onların geleceği. Yani, atılacak her adımın, yapılacak her açıklamanın, enine boyuna düşünülmesi gerekiyor.
Bazı kişi ve kurumlar da var ki, onlara karşı gözükmeyelim diye, diğer kurumlar ne yapsa, gözü kapalı onaylıyor.
Aslında onlara, topluma ve en önemlisi de kendilerine, iyilik değil kötülük yapıyorlar. İnanmadıkları bir konuyu savunmasalar da, karşı çıkamaz noktaya geliyorlar. Bu da onları, yıpratmanın ötesine geçemiyor.

MEB, YÖK ve ÖSYM, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği açısından göz bebeği gibi korumamız gereken kurumlar, herkesin bu konuda çok daha dikkatli olması gerekiyor ama en çok da bizzat kendilerinin!..



https://twitter.com/AbbasGucluTR

https://www.instagram.com/abbasguclutr/

aguclu@abbasguclu.com.tr
 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)