İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğünden "21 Haziran Dünya ALS Günü" dolayısıyla yapılan açıklamada, merkezi sinir sisteminde, omurilik ve beyin sapı adı verilen bölgede motor sinir hücrelerinin kaybı nedeniyle ortaya çıkan hastalığın, kaslarda güçsüzlük ve erimeye yol açtığı vurgulandı.
Zihinsel fonksiyon ve hafızayla ilgili herhangi bir kayıp oluşturmayan hastalığın oluşma sebebinin tam olarak bilinmediği aktarılan açıklamada, düşük oranda genetik yatkınlığın olabileceği, bunun yanı sıra, tarım ilaçları, civa, kurşun gibi ağır metaller, çevresel toksinler, travma, viral enfeksiyonlar, otoimmünite, vitamin eksikliği, hormonal bozuklukların ALS'ye sebep olabileceği kaydedildi.
Hastalığın başlangıç belirtilerinin hafif olması sebebiyle çoğu zaman fark edilemediğinin ifade edildiği açıklamada, şu bilgiler verildi:
"Hastalık özellikle kol ve bacaklarda olmak üzere kas güçsüzlüğüyle başlar. Zamanla konuşma, çiğneme ve nefes alma zorlaşır, yutmanın bozulmasıyla tükürük birikmesi konuşmayı da güçleştirir. Kaslar sinirler tarafından uyarılmadığında yapısı bozulur ve iş görmez hale gelir, kol ve bacaklar incelir. Özellikle el ve ayak kaslarında seyirme ve kramplar olur. Kişi kol ve bacaklarını iyi kullanamaz, kontrol edilemeyen ağlama ve gülmeler meydana gelir. Bu belirtiler her hastada aynı olmaz. Kimi hasta halının saçaklarına takılmaya, tökezlemeye başlar, kimi hasta eşyaları kaldırmakta zorlanır, kimisi de konuşurken kelimeleri yuvarladığını fark eder. Hastalıktan genel olarak duyular, idrar ve barsak işlevleri ve cinsel işlevler etkilenmez. Kalp kası zarar görmez, göz kasları çoğu kez en son etkilenen kas grubu olur, kimi zaman da hiç etkilenmez. Kişinin zihni yetenekleri ise normaldir. Hastalık dünyanın her yerinde ve her kesimden insanda ortaya çıkabilir. ALS erkeklerde biraz daha sıktır. Ortalama başlangıç yaşı 55'tir ancak çok genç yaşta da çok ileri yaşta da görülebilir. Her 100 bin kişiden yılda 2-6'sı hastalığa yakalanıyor."
- "Kesin tedavisi için çalışmalar devam ediyor"
Açıklamada, ALS'nin seyrinin her hastada farklı şekilde görüldüğü, hastalıkta hayatta kalma süresinin 4-6 yıl olarak belirtilse de 10 yıl ve üstünde yaşayan pek çok hastanın bulunduğu aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"İyi bir tıbbi ve sosyal destek ile 20 yıldan fazla yaşayan ALS hastaları vardır. Hastalık nedeniyle tüm vücutta kaslarda erime, güçsüzlük, seğirmeler nedeniyle hastanın günlük yaşam aktivitesi kısıtlanabilir. Hastaların yüzde 10 kadarında ALS ve demans bir arada görülebilir. 20 yıl yaşayan hastalar olduğu gibi ilerlemesi duran, şikayetleri geçen hastalar da bildirilmiştir. Bu farkın nedeni tam olarak bilinmemektedir. ALS'nin henüz kesin tedavisi olmamakla beraber yine de yeni ilaç çalışmaları yoğun olarak sürüyor. Öte yandan, hastanın mümkün olduğunca rahat ettirilmesi, normal yaşamını sürdürmesini sağlayacak tedbirler alınması çok önemlidir. Günümüzde hastanın rehabilitasyonuna yönelik pek çok imkan var. Bunlar her hastanın ihtiyacına göre belirlenir."
AA