adscode
adscode

Bir öğretim yılı daha geride kaldı…

Eğitimin zirvesinde köklü değişiklikler oldu. Hem MEB’de hem de YÖK’te değişen sadece Bakan ve Başkan değil alt kadrolar da adeta yenilendi. Bu değişimin etkileri ise ancak gelecek öğretim yılında kendini göstermeye başlar.

Bir öğretim yılı daha geride kaldı…
Milliyet Diyalog
Güncelleme : 17-Jun-22 09:48

Pandemi dönemi ve sonrasında çok zor günler geçirildi ama işte bir öğretim yıl daha sona eriyor.

Nasıl geçeceği, nasıl altından kalkılacağı çok tartışıldı. Bu öğretim yılı zor biter diyen de oldu, güçlenerek çıkacağız diyen de.

Geriye dönüp baktığımızda, artılarıyla eksileriyle önceki yıllardan bir farkı yoktu.

Eğitimin zirvesinde köklü değişiklikler oldu. Hem MEB’de hem de YÖK’te değişen sadece Bakan ve Başkan değil alt kadrolar da adeta yenilendi. Bu değişimin etkileri ise ancak gelecek öğretim yılında kendini göstermeye başlar.

Peki, gelecek öğretim yılına yönelik beklentiler neler?

Benim birinci önceliğim, sınav odaklı eğitimden üretim odaklı bir eğitime yönelmek.

Türk Eğitim-Sen’in bu yöndeki talepleri ise oldukça kapsamlı. Genel Başkan Talip Geylan’ın 2021-2022 eğitim-öğretim yılı değerlendirmesi bir anlamda tüm eğitim camiasın duygularına tercüman oluyor. İşte önemli satır başları:

Neler bekleniyor?

- “Ek bütçe tahsisi yapılmalıdır. Eğitim-öğretime ayırılan payın büyük kısmının personel giderlerine ayırıldığı düşünüldüğünde, MEB bütçesinin istenen ölçüde yeterli olmadığı görülecektir. Şöyle ki 2021’de 146 milyar 920 milyon TL olan MEB bütçesi, 2022’de 189 milyar 10 milyon TL oldu. Buna rağmen MEB bütçesinin 132 milyar 28 milyon 643 bin TL’si personel giderlerine ayrıldı. MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı ise 2022’de yüzde 10.79 olarak belirlendi. Bu rakam 2020’de yüzde 11.45’ti. Görüldüğü üzere 2022 yılı için ayrılan MEB bütçesi ne eğitimin ihtiyaçlarını karşılamaya ne eğitimin kalitesini, verimliliğini artırmayı ne de salgın döneminin ağır koşullarının yol açtığı başta öğrenme kayıpları olmak üzere birçok sorunu ortadan kaldırmayı sağlamayacaktır. Hükümet, MEB’e yeni eğitim-öğretim dönemi başlamadan ek bütçe tahsis etmelidir.

- MEB, yardımcı personel istihdamını artırmalıdır. Okullarımızda yardımcı personel sayısı ihtiyacın çok altında.

- Bölgeler arası, iller arası, ilçeler arası hatta mahalleler arası eğitim eşitsizlikleri giderilmelidir. Mesleki eğitimin güçlendirilmesi ülkemiz ekonomisinin kalkınmasının da anahtarıdır. Mesleki okulların devlet ve yatırımcılar tarafından desteklenmesini çok kıymetli buluyoruz. Bunun yanı sıra okulların derslik ihtiyacı mutlaka karşılanmalı, yüksek mevcuda sahip okullarda ek derslikler ilave edilmeli, atıl kullanılan alanlar derslik olarak hizmet vermelidir.

- 2022 yılında en az 70 bin atama yapılmalıdır. Öğretmen açığı 86 bin ücretli öğretmen eliyle giderilmeye çalışılırken, 121 binin üzerinde norm kadro açığı varken, bunun yanında atama sayısı 20 bin civarındadır. MEB ve Maliye Bakanlığı bir araya gelerek, her türlü imkânı seferber ederek, 2022 yılında en az 70 bin atama yapılmasını sağlamalıdır.

- Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. 10 yılını dolduran her öğretmene uzman, 20 yılını doldurana başöğretmen unvanı verilmesi gerektiğini ısrarla yineliyoruz. Öte yandan, ödül sisteminin adil bir şekilde uygulanması, mülakatın kaldırılarak sadece yazılı sınav esasına göre atamaların yapılması, liyakati sağlayan bir yönetici atama sisteminin ihdas edilmesi, öğretmenlerin muhatap olduğu mevzuat ve süreçlerin tek bir çatı altında toplanması gibi hususların yer aldığı bir meslek kanunu talep eden sendikamız, bundan sonraki süreçte kanunla ilgili TBMM ve MEB nezdinde her türlü girişimde bulunacaktır.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)