Hatta, bölünerek yeni kurulan üniversitelerin, eski sıralamalarını bile verdi. Bu arada, gerçek sıralamanız, o, bu, şu diye kafa karıştıranlar ya da bu yılki sıralamalar şöyle olacak diyenler de umut tacirliği yapmanın ötesine geçemiyor!
Liselere girişte olduğu gibi üniversiteye girişte de, sistem ve puan türleri değişikliği nedeniyle kafalar bir hayli karışık.
İşte bu noktada, duyulan her bilgi kafaları daha da karıştırıyor.
Hele ki, tercihler konusunda tam bir bilgi kirliliği söz konusu.
Örneğin, önceki yıllara yönelik her türlü bilgi, sadece fikir versin diye paylaşılıyor.
Bu yıl da böyle olacak diye bir durum kesinlikle söz konusu değil.
ÖSYM’nin yayınladığı son üç yıla ait başarı sıralarına bakıldığında, hemen her üniversitenin her fakültesinde artı ya da eksi yönde çok önemli kaymalar olduğunu görebilirsiniz…
Daha önce de yazdık, bir kez daha yazmakta yarar var.
Tercih sıralamasında en önemli ayrıntı, istek sıranızdır.
Çok yüksek ya da çok düşük fakülteleri çıkarttıktan sonra geri kalanları, sadece ve sadece istek sıranıza göre sıralamalısınız.
Örneğin en çok istediğiniz fakülte, puan ya da başarı sırasına göre 5. sırada kalıyorsa, onu, o şekilde, öyle mi bırakacaksınız?
Tam aksine, onu alıp ilk sıraya koymalısınız ve sıralamaya o şekilde devam etmelisiniz…
Tercih sıralamasında, sıralama neden önemli?
Çünkü, herhangi bir tercihinize yerleştikten sonra, önceki ya da sonra ki tercihlerinize girme şansınız kalmıyor.
Puanın önemi ise, örneğin aynı fakülteyi ben birinci, siz 15’inci sırada yazdınız ve sizin puanınız benden binde bir puan bile yüksek ve önceki tercihlerinize yerleştirilmediyseniz, o fakülteye, ben değil, siz yerleştirilirsiniz.
Ve tercihlerin can alıcı uyarısı:
Kazandığınızda havalara uçmayacağınız, okurken keyif almayacağınız, mezun olduktan sonra da, o işi yapmayacağınız, bölümleri, kesinlikle ve kesinlikle listenize almayın.
Hem bu yılınız gider hem de kazanmanız halinde orta öğretim başarı puanınız yarı yarıya düşeceği için gelecek yılınızı da riske atmış olursunuz…
Siz, siz olun tercihinizi kimselere bırakmayın!
Gelecek sizin geleceğiniz ve eğer bu konuda karar veremiyorsanız, demek ki, üniversite öğrencisi olma kıvamına gelmemişsinizdir…
Bu konuda, ebeveynler, arkadaşlar, yakın çevre ve öğretmenler, adayları, elbette bilgilendirsinler ama ne olur son kararı verirken kendi kendileriyle baş başa bıraksınlar…