Yarışmaya, Türkiye'nin yanı sıra Polonya, Çekya, Rusya, İtalya, Almanya, Çin, Belarus, Ukrayna ve Moğolistan başta olmak üzere çeşitli ülkelerden 160 çocuk ve genç müzisyen katılarak yeteneklerini sergiledi.
Günde en az 5 saat viyolonsel çalarak müzik yaşamına devam eden çellist Alemdar, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası'nın genç solisti olarak da 19 Nisan'da sahne alacak. Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi tarafından düzenlenen viyolonsel ustalık sınıfı programında, dünyaca ünlü viyolonsel sanatçısı Jens Peter Maintz tarafından seçilen çellist Alemdar, sanatçıdan viyolonsel eğitimi aldı.
Alemdar ayrıca, dünyaca ünlü viyolonsel sanatçısı Pablo Ferrandez'in ustalık sınıfı programında da viyolonsel eğitimlerine katıldı.
"Kendimi bir filmin içindeki biri gibi hissediyordum"
Çellist Nehir Nisa Alemdar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzikteki başarısını, okul ve aile yaşamına ilişkin detayları anlattı.
Anne ve babası müzik öğretmeni olduğundan evlerinde başta piyano olmak üzere pek çok müzik aleti bulunduğunu anlatan Nehir, bu çalgılara 3 yaşından beri duyduğu ilgiyi, "Piyanonun tuşlarına her baktığımda kendimi bir filmin içindeki biri gibi hissediyor ve çok heyecanlanıyordum. Sonrasında diğer müzik aletleriyle de tanıştım." sözleriyle aktardı.
Ailesinin müziğe ilgisini fark etmesinin ardından Bilkent Müzik Okulu'nun sınavlarına girdiğini anlatan Alemdar, okuluna burslu devam ettiğini söyledi.
Alemdar, viyolonseli seçme serüvenine ilişkin, "Hocam parmaklarıma baktığı anda bu müzik aletini seçmem gerektiğini söyledi. Viyolenseli çok seviyorum. Hayatıma bütün renkleri viyolonsel kattı. Hayatımı rengarenk gökkuşağı gibi hissediyorum. Viyolonsel, la, re, sol ve do tellerinden oluşuyor, onlardan bütün notaları çıkarabiliyorsunuz. Viyolonselin verdiği vurgu, bütün insanların kalbine giriyor." diye konuştu.
Günde yaklaşık 5 saat viyolonsel çaldığını anlatan Alemdar, "İkinci mesleğimin de oyunculuk ya da dans olmasını istiyorum. Yine aynı şekilde sanat düşünüyorum." dedi.
"Yeteneği fark edilmeseydi ve müzik okulu yerine normal müfredatlı bir okulda okusaydı" ne hissedeceği sorulan Alemdar, "Bu kadar mutlu olamayabilirdim. Müzik okulu için iyi bir kulağa sahip olmak çok gerekli. Hem yetenek hem de çok çalışmak gerekiyor." diye konuştu.
Alemdar, yaşıtlarına müziğini anlatırken, "Müzik bir insana en başta mutluluk, heyecan biraz da stres katar ama bu stresle daha toparlanırsın, daha dolu ve güzel bir hayat geçer." ifadelerini kullandı.
Prag'da 17-20 Ocak'ta düzenlenen 13. Uluslararası Çello Yarışması'nda birincilik ödülü kazanmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Alemdar, yarışma sonrası Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile görüştüğünü ve kendisini konsere davet ettiğini söyledi.
"Melodileri kendi kendine çıkarırdı"
Nehir'in babası Kubilay Alemdar ise kızının herhangi bir eğitim almamasına rağmen evde piyanonun tuşlarıyla oynayarak melodileri kendi kendine çıkarmaya küçük yaşlarda başladığını anlattı.
Alemdar, "5,5 yaşına geldiğinde ise çelloyu, en büyük şansı olan öğretmen Artur Rahmatulla'nın yönlendirmesiyle seçti. Şu anda Nehir, 6. sınıfta ve hala viyolonsel çalışmaya devam ediyor." dedi.
Nehir'i viyolensel alanında yurt dışında okutmanın hayalini kurduklarını dile getiren Alemdar, "Gücümüz yeterse, bu kulvarda yetişmesini istiyoruz. Viyolenselle başarı yakalamasını istiyoruz." diye konuştu.
Kendisinin de müzisyen olduğunu dile getiren Alemdar, "En az 4 binin üzerinde sahnede bulundum ama kızım sahneye çıktığında duyduğum heyecan anlatılamaz." ifadeleriyle duygularını anlattı.
Çekya'da uluslararası yarışmaya katıldığında sahnedeki etkisinin büyük olduğuna işaret eden Alemdar, "Yarışmada, birincilik elde etmesine çok sevindik ama orada bulunması bile büyük gurur vericiydi." dedi.
AA