adscode
adscode

Çocuklarımızı sınav köleleri haline getirdik

Çocuklarımız mutlu mu, istedikleri okullarda istedikleri eğitimi alıyor mu, geleceğe umutla bakabiliyorlar mı, hobileri, hayalleri ve en önemlisi de sınav kazanmanın dışında hedefleri var mı?..

Çocuklarımızı sınav köleleri haline getirdik
Milliyet Diyalog

Çocuk olmak hiç bu kadar zor olmamıştı.
Onları adeta “sınav köleleri” haline getirdik.
Sınavla yatıp sınavla kalkıyor, günde 500 test çözdürüyor, daha bir önceki sınavın yorgunluğunu atmadan, diğerine hazırlamaya başlıyoruz…
“Öyle de olsa, yine de Çocuk Bayramı olan tek ülkeyiz. Bunun gururu bize yeter” diyen çok olacaktır.
Peki, bu tek başına yetiyor mu?
İşte özellikle bugün bunu enine boyuna sorgulamalıyız.
Çocuklarımız mutlu mu, istedikleri okullarda istedikleri eğitimi alıyor mu, geleceğe umutla bakabiliyorlar mı, hobileri, hayalleri ve en önemlisi de sınav kazanmanın dışında hedefleri var mı?..
Sınavlarda aradığını bulamayan yüzde 90 değersizleştirilmenin her türlü acısını yaşıyor da, sınav kazanan yüzde 10 mutlu mu?
Hayatın neresindeler, sınavlar için harcadıkları onca zamana, emeğe, masrafa ve yaşanmayan çocukluğa değdi mi?..
Hedef büyük ama!..
Çocuklarımız bizim her şeyimiz. Bu konuda hiçbir ulus elimize su dökemez. Yemez yedirir, içmez içirir, giymez giydirir ta ki okula başlayıncaya kadar başımızın tacı ederiz. Sonra aramıza eğitim ve sınavlar girer.
Her sınav onları bizden, bizi onlardan daha da uzaklaştırır.
Peki “Yeni Türkiye” vaadinde bulunan siyasilerin bugün bu konuda çocuklarımıza verecekleri en büyük armağan ne olacak?
Fazla uzağa gitmeden Avrupa’daki çocuklarla kıyaslayalım.
Onlar mı şanslı yoksa bizimkiler mi?
Bırakın sosyoekonomik göstergeleri, sadece eğitimi ele alalım.
Bizimkiler iyi okullara girebilmek için ne büyük çabalar harcıyor, onlar hazıra konuyor. Ne dershane, ne özel ders, ne de rüyalarına giren testler var.
Hem çok iyi bir eğitim alıyorlar. Hem de bayramları olmasa da çocukluklarını doyasıya yaşıyor, mezun olduklarında da iş bulabiliyorlar.
Biz yetişkinlerin çocuklarımıza bırakacağımız en iyi miras bu olmalıydı.

Hesap verme günü
Atatürk’ün, 23 Nisan’ı Çocuk Bayramı olarak ilan ederkenki öngörüsü, muhtemelen yılda bir kez de olsa, “Çocuklarımız için ne yaptık?” sorusunu akıllara getirmek, ilişkilerimizin muhasebesini yapmak ve bu konuda onlara hesap vermemize olanak sağlamaktı...
İşte bu yüzden, gelin bugün hamaset dolu nutuklar atmadan, hep birlikte, çocuklarımız için ne yaptık, bundan sonra ne yapacağız sorusuna, samimiyetle ve hiç mazeret üretmeden cevap arayalım.
Şu soruyu içtenlikle önce kendimize, sonra da herkese soralım:
Ülke olarak, politikacılar olarak, eğitimciler olarak, veliler ve medya olarak çocuklarımız için ne yaptık? Ne yapacağız?
Okul öncesi eğitimi zorunlu hale getirecek miyiz, onları 4+4+4’ten ve en önemlisi de sınav köleleri olmaktan kurtaracak mıyız?
Eğer bugün, doğru bir durum tespiti yaparsak, bir sonraki ve ondan sonraki 23 Nisanları çok daha büyük coşkuyla kutlayabiliriz.
Hem de şimdiki gibi yüzümüz kızarmadan!
Liselere giriş?
Bayramdan sonra LGS var.
Yine çok azı sevinecek, pek çoğu üzülecek, gidecek okul bulamayacak, hayata küsecek. “Yeni Türkiye” hayali kuranlar bu konuda ne düşünüyor, hangi senaryoları var? Bütün bunları bugün değil de ne zaman çocuklarımızla paylaşacaklar?
Sınavla öğrenci alan okullar içerisinde öğrencilerin öncelikle girmek istedikleri okulların kontenjanı yüzde 5 civarında bile değil. Her ne kadar tüm liselerin adı “Anadolu lisesi” olsa da, her köşe başına bir fen lisesi açılsa da, o okullar artık o okullar değil...
Pek çok öğrenci için evine en yakın liseler arasında, girmek istediği okul olmadığı gibi okula yeni başlayacak öğrenciler için de gönül rahatlığı ile gönderilecek ne bir kreş, ana okulu, ana sınıfı ve en önemlisi de bir ilkokul yok gibi!


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)