adscode
adscode

Eğitim sektöründeki müthiş yarış!(2) ve YGS’zedeler!

Eğitim sektörü hızla büyüyor.Okul ve öğrenci sayısı dünden bugüne üçe beşe katlandı.Zorunlu eğitim süresi önce 8’e, sonra 12’ye çıktı.

Eğitim sektöründeki müthiş yarış!(2) ve YGS’zedeler!
Milliyet Diyalog
Okullaşma oranları tavan yaptı.

Ama hâlâ AB ülkelerinin çok gerisindeyiz ve hâlâ patinaj yapmaya devam ediyoruz.

Çağ, Bilişim ve İnovasyon Çağı olsa da, MEB, YÖK ve ÖSYM, ilk çağlarda olduğu gibi hâlâ deneme yanılma yöntemiyle çocuklarımıza yön vermeye çalışıyor.

El yazısı konusunda yaşananlar bunun en son örneği!

Dünyanın tercihi bu yönde diye dayattılar, şimdi de kaldırıyorlar.

Yeterince İngilizce öğretmeni yok diye Anadolu liselerinde yabancı dille eğitime son verdiler, gelecek öğretim yılı için herkese yabancı dilli hazırlık sınıfı sözü vaat edildi, bakalım sonuç ne olacak!..

Peki, eğitim sistemi devlet kurumlarında böylesine zikzaklar çiziyor da özel okullar ile vakıf üniversiteleri farklı mı?

Alın birini, vurun diğerine!..

Velilerin kızgınlığı da işte bu yüzden.

Adeta, paralarıyla, rezil oluyorlar.

Ne aldıkları eğitimden memnunlar ne de çocuklarının donanımından.

Varsa yoksa sınavlar.

Peki ya, sosyal donanım?..

İşte onu ne siz sorun ne de biz anlatalım, yoksa, velilerin karamsarlığı daha da artacak!..

Özel okul yarışı

Her ne kadar özel üniversite yok denilse de vakıf üniversitelerinin tamamına yakını fiiliyatta özel üniversite gibi çalışıyor.

Kolejlerin tümü olmasa bile geneli tüccar mantığıyla yol alıyor.

Devletin onlara bakış açısı da farklı değil, pırlantadan, futboldan, yatlardan vergi almayan devlet, söz konusu eğitim ve öğrenciler olduğunda, verginin her türlüsünü dayatıyor!

Okul sahiplerinin iddiasına göre aldıkları her 100 liranın yarısı bir şekilde devlete gidiyor!..

Peki ya kâr marjları?

Hepsini milyarder yapamasa da, milyoner etmeye yetiyor da artıyor!

Anlayacağınız, yemeyip, içmeyip, gezmeyip, her türlü fedakârlığa katlanarak, çocuklarının, dolayısıyla da ülkemizin geleceği için daha iyi eğitim arayışı içinde alan velilere, bir yandan devlet vuruyor, öte yandan özel okul sahipleri.

Sorsanız, hepsi zararda. Peki o zaman bu kadar nasıl büyüdüler, nasıl büyüyorlar?..

Eğer arkalarında kaynağını bilmediğimiz sermaye grupları varsa bu çok daha vahim.

FETÖ olayında, bunun en çarpıcı örneklerini gördük, yeni maceralar yaşamak istemiyoruz...

İşte bu yüzden, tıpkı bankalar gibi eğitim kurumları da çok yakından takip edilmelidir.

Paramız kıymetli diye her türlü denetimi yapıyoruz, bazı sektörler gelişsin diye en çok para kazananları bile vergiden muaf tutuyoruz ama iş eğitime gelince, ekonominin acımasız kuralları geçerli oluyor!..

Doğru yapılanma şart!

Hızla büyüyen eğitim sektörüne de, engelleyici ve dayatmacı olmaması koşuluyla, yeni yaptırımlar getirilebilir.

Bu, sadece sektörü geliştirmekle kalmaz, doğru yatırımcıları ve velileri de korumuş olur.

Zor mu?

Kesinlikle değil.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e, bu konuyu kaç defa açsam, her türlü desteğe hazır olduğunu söyledi ama bunu defalarca yazmama rağmen ne MEB ve YÖK’ün ne de özel okulcuların bir girişimi olmadı ki, devamı gelmedi!

Umarız, bundan sonrası için gereken yapılır...

Yazının devamı için tıklayınız

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)