Öğretmen yetiştirme, YÖK’ün yani üniversitelerin görevi, peki onlar bu işe ne diyor?
Çok daha önemlisi, dünyanın en iyi öğretmenlerini de yetiştirsek acaba kaçını atayacağız?
Kaçını KPSS kölesi haline getirip, kaçını mülakatlarda eleyeceğiz?..
Şu günlerde, öğretmenlere yönelik, hemen herkes bir şey söylüyor. Kimileri övüyor kimileri de eğitimdeki problemlerin tek sorumlusu onlarmış gibi yerden yere vuruyor.
Peki, dünyanın en iyi öğretmenleri getirilse, bugünkü ezberci ve sınav odaklı sistemde değişen bir şey olur mu?
Kesinlikle olmaz!
Çünkü sorun öğretmenlerimizde değil, 100 yıldır hâlâ arayış içerisinde olan sistemde ve yöneticilerde!..
Gelelim öğretmenlerimize... O kadar çok sorunu var ki yazmaya kalksak, buradan Çin’e yol olur.
Hemen hepsi de güncel sorunlar değil. Kangrene dönüşenler de var.
Zaten hepsinin bir çırpıda çözülmesini beklemek de abes olur. Ama en azından birkaçı çözülse, diğerlerinin de çözülebileceğine yönelik inanç artar...
Kendi geleceğini güvence altına alamayan öğretmenler, nasıl kendine güvenen nesiller yetiştirecek?
Olaya bir de bu açıdan bakmak gerekir.
Aslında onlar için yapacağımız her şey, kendi çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için ama nedense bunu bir türlü göremiyoruz.
Hemen her şeye para ve kadro buluyoruz ama söz konusu eğitim ve öğretmenler oldu mu, bahaneler sıralanmaya başlıyor.
Ayrıca bir de eş durumu ve mazeret tayinleri gibi para pul gerektirmeyen kolay çözülebilir sorunlar var ki onların gerçekleşmemesini anlamak mümkün değil.
Her şeye rağmen, öğretmen lerimizden morallerini bozmamalarını diliyor ve Öğretmenler Günü’nü canı gönülden kutluyoruz...
Herkes gelip geçer ama siz hep var olacaksınız...
Bakan’dan inciler
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, gezmeyi, konuşmayı seviyor. Perşembe günü, önce Sabah Ankara Bürosu’nun, sonra da Habertürk’te Fatih Altaylı’nın konuğu olmuş.
Göreve geldiği iki yıl içinde yaptıklarına değinen Selçuk, eğitimin uzun süreli bir maraton olduğunu vurgulayarak, meseleye bütünsel bakıldığında ve sistemin içine girildikçe sorunların çözülebileceğine inancının arttığını belirterek şunları söylemiş:
- Eğitimi Türkiye’nin en büyük sorunu olarak görmüyorum. Eğitimi Türkiye’nin en büyük çözümü olarak görüyorum.
- Öğretmen yetiştirmede bir arayışın içindeyiz.
- Okullarımızın imkânlarını birbirine yakınlaştırmak ya da sabitlemek konusunda farklı senaryolar var.
- Meslek liselerinden mezun olanların sadece yüzde 8’i kendi alanında çalışıyor.
- Mesleki eğitimde çok büyük sıçrama bekliyoruz.
- Tatil süresi kısalmadı, sadece günlerde düzenleme yapıldı.
- Eskiden 3-4 olan çok kaliteli okulların sayısı 100’ün üzerine çıktı.
- Çocuklarını imam hatip lisesine gönderen ailelerin çocuklarının iyi bir dini eğitim alan mühendis olması gibi idealleri var ve toplumsal gerçek de bu!
