adscode
adscode

En Yaygın Sahte Can Yücel Şiiri Hangisi?

Türk edebiyatının usta ismi ve dünyaca ünlü şair Can Yücel’i ölümünün 13'üncü yılında saygı ile anıyoruz.

En Yaygın Sahte Can Yücel Şiiri Hangisi?
Haberler

Ne kadar uğraşsak boş, Can babanın kendisi kadar yakışıklı bir cevap veremeyeceğiz bu ahlaksızlığa. Bir deli kuyuya taş atıyor, çıkar çıkarabilirsen. Saymakla bitmeyecek kadar sahte Can Yücel şiiri var, İnternet’te dolaşıyorlar, bayıla bayıla da paylaşılıyorlar ya, bu paylaşımlar artık iyice kontrolden çıkmış.  
Mesele şu, yakın zamana kadar, İnternet’te sahte Can Yücel şiirlerinin dolaşıyor olması diye bir sorun vardı. Birkaç şiir sitesini ben uyarsam, birkaçını siz uyarsanız, paylaşanlara cevap versek, arkadaşlar o yanlış desek, sanki çözülecek gibiydi. İnternet’in bir kaynak olarak güvenilmezliğine vurgu yapınca meseleyi açıklamış oluyorduk. Ama anlaşılan, bu şiirler o kadar çok yayılmış durumdalar ki, ne kaynaklar birkaç şiir sitesiyle sınırlı kaldı, ne de izini sürüp birkaç düzeltme yaparak iş bitecek. Araya karışma değil bu, topyekün Can Yücel’e kastetme.
En yaygın sahte Can Yücel şiiri hangisidir acaba? ‘Bağlanmayacaksın’ diye bir şey pek meşhur olmuştu bir zaman. “Çok sevmeyeceksin mesela /o daha az severse kırılırsın.” Issız Adam filmi gibi, her terk edilenin bayıldığı anlam yoksunu dizeleri paylaşmayan kalmamıştı neredeyse. ‘Her Şey Sende Gizli’yi ben Beni Unutma filmiyle duydum ama o da en bilinenlerindenmiş meğer. Yaklaşık on yıldır piyasada dolanıyormuş. “Yerin seni çektiği kadar ağırsın / Kanatların çırpındığı kadar hafif”, daha neler neler. Diyanet onu Yunus Emre’nin sanarak takvimine almış, herkes bir şey sanıp bir yerlere almış zaten.  
Geçen hafta, film vesilesiyle bu şiirden söz ettikten sonra, sahte şiirlerin peşine düşen okurların mesajları gelmeye başladı. İnternet’te yapılan her araştırma gibi, her mesaj da, durumun vahametinin insanın sandığından daha ötede olduğunu gösteriyor, ne yazık. O kadar ki, bu ‘Her Şey Sende Gizli’nin Milli Eğitim Bakanlığının 10. sınıf Dil ve Anlatım kitabında olduğunu da öğrenmiş olduk, Öğretmen Gülcan Kılıç sayesinde! Kılıç, mesajında “Hakikaten böyle bir durum varsa MEB baskılı kitapların yayına hazırlanışı bakımından ciddi sorun var demektir. Bu kitaplarda ciddi sorunlar bulunmakta ama bu kadarı pes dedirtir cinsten” diyor. Acıklı olan, öğrencilerine “Can Yücel şiiri” okutan bir öğretmenin düştüğü şu ruh hali; “Bu durumda şiir Can Yücel’in olsun diye mi yoksa olmasın diye mi umutlansam bilemedim.”
Bayağı bayağı, şiiri İnternet’ten okuyan epeyce geniş bir kitle var, elbette bunlar çoğunlukla şiir bile olmayan kısa mesajlık anlamsız laflar olsalar da, onlar çoktan Can Yücel’i bu boş sözlerin şairi olarak tanıdılar bile. O yetmiyormuş gibi, ders kitaplarına kadar sızmış bir karalama kampanyası var resmen.
Başka bir imzayla kimsenin ciddiye almayacağı anlamsız laflar, altında Can Yücel yazıyor diye kıymete biniyor, adam yerine konuyor. Bu meselenin ufak bir tarafı.
Hani, “Can Yücel diye tanıdığımız, sevdiğimiz bir şair var, o böyle de bir şiir yazmış” değil burada mevzu. O okur, zaten ‘Değişik’i bilmiyor, ‘Sevgi Duvarı’nı okumamış, ‘Bir Siyasinin Şiirleri’ni duymamış, ‘Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim’in adını bilmiyor, ‘Mare Nostrum’un ne olduğuna dair bir fikri bile yok. O zaten ‘Her Şey Sende Gizli’yi falan biliyor, “Ömür dediğin bir gündür, o da bu gündür”ü duymuş, Can Yücel’i bunların şairi olarak tanıyor. Şiir sitelerinde rakamları var, gerçek Can Yücel şiirleri, sahtelerinden çok daha az okunuyor, sahtelerinin yanında çok okunduğunu göstermek için “Popüler” yazıyor. Ders kitabına bile girdikten sonra, o genç okurun artık gerçek Can Yücel’i tanıması bile çok güç.
Ders kitaplarında sahte Can Yücel şiiri olmasındansa, hiç Can Yücel şiiri olmasın mı diyeceğiz hakikaten? İnternet’ten şiir okunmamasını mı savunacağız? O da çare değil.
Can Baba’yı, onun devrimciliğini, alaycılığını, zekasını anlayıp anlatmak için bir gerekçe daha bize. Canımızı sıkmayalım, ona kulak verelim.

BULUŞMAK ÜZRE

Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe Mutluluğa doğru
Her işin başında Sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım
(Sevgi Duvarı’ndan)

Çağdaş Günerbüyük

cagdas@evrensel.net

  CAN YÜCEL'İN HAYATI

Eski Milli Eğitim Bakanlarından Hasan Ali Yücel’in oğlu olan Can, 1926 yılında İstanbul’da doğdu. 
Eğitim hayatını Ankara ve Cambridge üniversitelerinde tamamlayan Yücel, birçok elçilikte çevirmen olarak görev alırken Londra’daki BBC Türkçe Radyosu’nda spikerlik de yaptı.




Yenilikler, Seçilmiş Hikayeler, Şiir Sanatı, Papirüs ve İmece gibi birçok dergide yayınlanan yazıları ve şiirleri ile tanınmaya başladı. İlk kitabı şiir kitabı olan ‘Yazma’yı 1950 yılında yayınlayan şair, askerliğini Kore’de yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra Bodrum’da turist rehberi olarak çalıştı. Bodrum’dan ayrılıp İstanbul’a yerleşen Yücel, buradaki hayatına bağımsız çevirmen ve şair olarak devam etti.
'BİR İHTİMAL DAHA VAR ÖLMEK Mİ DERSİN'
Dünyaca ünlü birçok yazarın şiir ve yazılarını Türkçe’ye çeviren Yücel’in en unutulmaz çevirisi Shakespeare’in ünlü ‘to be or not to be’ sözünü ‘bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin’ şeklinde Türkçeleştirmesidir.
'HAYATTA BEN EN ÇOK BABAMI SEVDİM'
Ailesine olan bağlılığını her fırsatta dile getiren Can Yücel, ‘Küçük Kızım Su’ya’, ‘Güzel’e', ‘Yeni Hasan’a Yolluk’, ‘Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim’ şiirleriyle de sevgisini dizelere döktü.

egitimajansi.com

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)