Ülkemizde devlet erkanı ile şefkatle kucaklaşan temsili engelli görüntüleri ile servis edilen, muteber STK temsilcileri sayesinde coşkuyla (?!) kutlanan 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, anlama ve çözüm üretme adına fırsat olmalıdır.
Kurulduğu günden bu tarafa AES; tüzüğünün amaç ve ilkeleri (Madde 5/8- 8. Engellilerin ve engelli üyelerinin korunması ve desteklenmesi için çalışmalar yapar) kapsamında çalışmalar yürütmüş, 2014 ve 2015 atamalarında engelli eğitim çalışanları için alanda olmuş, atama bekleyen her engelli öğretmeni kadrosuna kavuşturmanın onurunu yaşamıştır.
Atanmayla bitmeyen mücadele, adaylık sürecinde, norm değerlendirmeleri ve yer değiştirmelerde hatta emeklilikte de sürecek bir yol arkadaşlığı gerektirir. Biz bir söz verdik, tutacağız.
Doğal nedenler kadar kazaların, ihmallerin de neden olduğu engelli olma hali yalnızca kaza-kader boyutuyla ele alınamaz. Nüfusumuzun %13 ünü oluşturan engellilerin önemli bir kısmı önlenebilir kazalar, erken teşhisle tedavi edilebilir hastalıklar, akraba evlilikleri ile gebelik-doğum sırasında yapılan hatalar yüzünden engellidir. Engelli nüfusu rehabilite etmek, hayata kazandırmak kadar, bu sayıya yenilerinin eklenmemesi adına tedbirler almak da devletin görevidir.
Ekonomik, sosyal hayat, eğitim ve istihdam başlıklarında büyük engellere muhatap olan engellilerimiz, aileleriyle birlikte nüfusumuzun % 25 lik dilimiyle her gün, her an mağdur durumdadır.
AB hayalinde şık bir adım olsun diye çıkarılan engelli istihdamını düzenleyen yasalar kağıt üzerinde kalmış, belediyecilik uygulamaları komik fotolara malzeme olmaktan öteye gitmemiştir. Engelli çalıştırma kotalarında özel sektöre akıl veren devlet, kendi bünyesinde çalıştırmak zorunda olduğu kadroların yarısını boş tutmaktadır.
2014 Yılında EKPSS puanıyla Devlet Memuru olmak için başvuru yapanların sayısı 75.570 iken yalnızca 5.333 ü işe yerleştirilmiştir. Engelli istihdamı açısından hükümetimizin 2015 Yılı karnesi genel seçimler dönemi olmasına rağmen kırıklarla doludur. Bir gecede binlerce kişiyi bakan oluruyla kadroya yerleştiren bakanlıklar, konu engelli personel ataması olduğunda cimri, kör ve sağırdır.
Eğitim hizmeti alan engelli öğrencilere örnek ve moral olacak, her biri bir başarı öyküsü olan engelli öğretmenler ve memurlar atama öncesi engellendikleri kadar atandıktan sonra da ENGELLENMEKTEDİR. Engelli personel çalıştıkları kuruma ulaşımdan, kurum içi çalışma koşullarından, nöbet ve idarecilik noktalarında ayrımcılıktan muzdariptir. Adaylık işlemlerinde, sınavlarda, norma bağlı yer değiştirmelerde pozitif ayrımcılık uygulanmadığı için eziyete uğramaktadır. Özellikle yardımcı hizmetler kadrosunda çalışmakta olan engelli arkadaşlarımız iş yükü karşısında çaresiz kalmaktadır. Söz konusu personelin sınav şartı aranmaksızın genel idari hizmetler sınıfına alınması talebimizdir, çağdaş bir ülke olmanın da gereğidir.
Bir şekilde engelleri aşan devlet memuru engelli personel erken emeklilik ile ödüllendiriliyor gibi görünse de emekliliğe esas derece ve kademede aşağıda kaldıkları için açlık sınırlarında bir emekli maaşıyla muhataptır. 15 Yılda gelen emeklilik bir cezaya dönüşmüştür. Engelli personelini erken emekli eden TC Devleti’nin atması gereken adım 3 yıla 2 derece ilerlemesini sağlayacak yasal düzenlemeyi gerçekleştirmektir. Böylece; erken ama sefil emeklilik ayıbından kurtulacağız. Sosyal devlet anlayışı bunu gerektirir.
3 Aralık nedeniyle hatırlanan, yılın 364 günü YOK sayılan engelliler, ailemiz üyeleri ve değerli iş gücümüzdür. Onları yok sayarak hamaset içinde gün kutlayanları asli görevlerini yapmaya çağırıyoruz. 3 Aralık Dünya Engelliler günü farkındalık yaratsın, engelli hakları en kısa zamanda iade edilsin dileriz. Çabamızın ve mücadelemizin de bu yönde süreceğini beyan ederek, herkese engellenmemiş ve adil bir Dünya diliyorum.
Cansel GÜVEN
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı
