adscode
adscode

Erdoğan'dan boykot çağrısına tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Boykot çağrısı art niyetli bir girişimdir. Siz eğitim öğretim mimarı mısınız sokakta çapulcu musunuz? Bize yavrularıyla haşır neşir öğretmenler lazım."

Erdoğan'dan boykot çağrısına tepki
MEB
Güncelleme : 01-Sep-22 13:31
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen 20 bin sözleşmeli öğretmen atama töreninde konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"750 bin öğretmeni biz atadık. Okullardaki alt yapı eksikliklerinden dolayı derslerin çoğu boş geçiyordu. Evlatlarımız sağlıksız ve kalabalık sınıflarda eğitim görüyordu. 60-70 ve 80 kişilik sınıflar vardı. Türkiye olarak OECD ortalamasını yakaladık

Eğitim alanında ülkemizin ilerlemesinde ket vuran engelleri kaldırarak büyük ilerleme kaydettik. 28 Şubat sürecinde sadece üniversite eğitim hakları değil, istihdam engellerini giderdik. Bugün okullarımızda 1 milyonu aşkın öğretmenimizin yarısını kadınlar oluşturuyor. Öğretmenlerimizin haklarını güçlendirme noktasında önemli iyileştirmelere gittik. Bizden önce iktidarlar öğretmenlik meslek kanunu üzerinden siyaset yaptı. Öğretmenlerimizin bu meşru talepleri yerine getirilmedi. 60 yıldır sürüncemede bırakılan bu meseleyi gideriyoruz. Bu sene öğretmenlik meslek kanunu ile öğretmenlerimiz müstakil bir meslek kanununa kavuştular. Uzman ve başöğretmen imkanlarıyla öğretmenlerimize ilave mali haklar sağladık."

Tek umutlarını ülkemizde karabulutların çoğalmasına bağlayanlar bu müspet adımları içine sindiremiyorlar. Böyle meseleyi istismar edenlerden hicap duruyorum. Türkiye için hiçbir projeleri olmayanların boykot çağrısı tamamen art niyetli bir girişimdir. Bırakın artık boykotu nedir bunlar? Siz eğitim-öğretim mimarı mısınız, yoksa çapulcu olarak dolaşanlardan mısınız? Bize yavrularımızla haşır neşir olacak öğretmenler lazım. Caddelerde, sokaklarda dolaşanlar değil. Öğretmenlerimizin fitne teşebbüslerine prim vermeyeceklerini biliyorum.

Salgının sağlıkla ilgili tarafı ortadan kalktıkça diğer alanlardaki etkileri gün yüzüne çıkıyor. Ekonomiden kamu güvenliğine pek çok alanda ciddi sıkıntılara yol açtığına şahit oluyoruz. Öğretmenlerimizle her konuştuğumuzda bedenen sınıfta, zihnen başka yerlerde olan çocuklar görüyoruz. Bu konudaki serzenişleri duyuyoruz. Çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde eğitim-öğretim hayatlarını sürdürmeleri için gereken çabayı gösteriyoruz.

 
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ise törende yaptığı konuşmada son 20 yılda eğitimde üç boyutlu bir atılım yapıldığını kaydetti. 
 
Birinci boyutun "eğitimde okullaşma oranlarında ilk kez OECD ülkeleriyle rekabet edebilir bir düzeye ulaşmak' olduğunun altını çizen Bakan Özer, "Okul öncesinden yükseköğretime, eğitimin her kademesinde eğitim çağ nüfusunun ilk kez yüzde 90'larının eğitimde yer bulabildiği bir dönemdir son yirmi yıl. 2000'li yıllarla okul öncesi 5 yaştaki okullaşma oranı yüzde 11'di, bugün yüzde 93. Ortaöğretimde okullaşma oranları yüzde 44'tü, bugün yüzde 90'ın üzerine çıktı. Yine yükseköğretimde net okullaşma oranları yüzde 14 iken ilk kez yüzde 48,5 oranına ulaştı. Bugün rekabet etmiş olduğumuz OECD ülkeleri bu orana İkinci Dünya Savaşı sıralarında, 1950'li yıllarda ulaşmışken ve son yetmiş yılda eğitimin kalitesini artırmaya odaklanmışken Türkiye maalesef bu gelişmeye yetmiş yıl gecikmeyle dâhil olabilmiştir." diye konuştu.  
 
İkinci boyutun eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaların kaldırılması olduğunu belirten Özer, şunları söyledi:
 
"Hepimizin hafızaları çok taze... Eğitimin önünde başörtüsü yasakları vardı. Kız çocuklarımız, kadınlarımız eğitim kurumlarının önünde, kendi ülkelerinde parya gibi bekletiliyordu. Bugün kadına şiddetle ilgili konuşanlar, o gün o kadınlarımıza reva görülen şiddetle ilgili en ufak bir sözcük söylemiyorlardı. Bugün beyin göçünden bahsedenler, o gün kadınlarımız yükseköğretime erişebilmek için kendi ülkelerini terk ettikleri zaman tek kelime etmiyorlardı. Özellikle akademik olarak başarılı öğrenciler imam hatip ve meslek liselerinden uzaklaştırıldılar. Başörtüsü yasakları ve katsayı uygulamaları kaldırıldığı gibi sadece imam hatip liselerinde okuyan çocuklarımızın değil, tüm okullarda okuyan çocuklarımıza peygamberimizin hayatı, Kur'an-ı Kerim gibi dini bilgileri öğrenmeyle ilgili seçmeli ders imkânı getirildi. İlk kez başörtülü öğretmenlerimiz derslere girebilir hâle geldi. Yani son yirmi yıl bir taraftan her ülkenin en kalıcı sermayesi olan beşeri sermayesinin maksimum verimlilikte kullanıldığı bir dönem olmakla beraber eğitimde tüm antidemokratik uygulamalar da kaldırıldı."
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bu süreçlere liderlik ettiği için tüm çocuklar ve öğretmenler adına şükranlarını arz ettiğini ifade eden Bakan Özer, eğitimde kaliteye ilişkin şunları kaydetti: 
 
"Bu ülkede maalesef kalite bir truva atı olarak kullanılmaktadır. Hiçbir zaman eğitimde büyüme, kaliteye düşman olmak zorunda değildir. Bugün kaliteden bahsedenler, dün çocuklarınızın erişimini engelleyenlerdir. Neden yetmiş yıl gecikme yaşandı? Vesayet odakları, kültürel iktidarı sadece seçkinci bir yaklaşımla kendi çocuklarına uygun görüyorlardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son yirmi yılda halkın büyük çoğunluğunun çocuklarının eğitime erişerek ilk kez kültürel hegemonyaya meydan okuma ve ortak olabilme imkânı getirilmiş oldu."
 
Dikkat çektiği iki boyutta başarı sağlanırken eğitimde kalitenin de arttığını vurgulayan Bakan Özer, PISA ve TIMSS gibi uluslararası öğrenci başarı araştırmalarına bakıldığında son yirmi yılda Türkiye'nin her girdiği başarı araştırmasında 2000 yılından önceki puanlardan çok daha yüksek puanlar alarak yoluna devam edeceğini söyledi.
 
Son yirmi yılda eğitim sistemi genişlerken öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da azaldığını kaydeden Özer, "2000'li yıllarda ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44 olmasına rağmen öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 40'ların üzerinde, derslik başına düşen öğrenci sayısı da yine 40'ların 50'lerin üzerindedir. Bugün bu okullaşma oranları yüzde 90'ların üzerine çıkmasına rağmen Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle eğitim sistemimizdeki öğretmen sayıları sürekli arttırılarak 2000'li yıllardan çok daha düşük oranlara ulaşmıştır." dedi.  
 
"Yeni atanan 20 bin öğretmen ile çok daha güçlü hâle geleceğiz"
Şu anda eğitim sisteminde 19 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmen yer aldığını belirten Özer, bu sayıların pek çok ülkenin nüfusundan fazla olduğunu söyledi. 
 
Özer sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"2000'li yıllarda eğitim sisteminde 500 bin öğretmen varken bugün 1,2 milyon öğretmen olan bir eğitim sistemine sahip olduk. Bugün atamaları yapılacak olan 20 bin öğretmenimizle de bu oran çok daha yükselecek. Çok daha güçlü hâle geleceğiz."
 
Özer, bugün göreve başlayan öğretmenleri kutlayarak başarılar diledi. 
 
Öğretmen atamalarına ilişkin video gösteriminin yapıldığı törende Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdim etti. Daha sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın salondan seçtiği dokuz kişinin söylediği rakamlarla kura numarası oluşturuldu.
 
Kura numarasının belirlenmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan atama butonuna bastı. 
 
Atama heyecanını öğretmen adaylarıyla paylaşan Erdoğan, atanan bazı öğretmen adaylarının ismini okudu. 
 
Elektronik ortamda kura numarasına göre yapılan atama sonucunda salondaki ekranda atandıkları illeri ve okulları gören adaylar, mutluluklarını yakınlarına sarılarak paylaştı.
 
Bazı öğretmen adaylarını sahneye çağıran Erdoğan, "Hayırlı olsun." temennisinde bulunarak, "12 Eylül itibarıyla öğretmenlerimiz göreve başlayacaklar. Dolayısıyla 12 Eylül'de onları okullarımızda bekliyoruz." ifadesini kullandı.
 
AA

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)