İcat çıkarmak

Yenilikler peşinde koşan, var olan ile tatmin olmayan, gelenekselleşen
kalıpların dışına çıkan, çok okuyan, çok bilen, farklı düşünen
insanların pek sevilmediği, hatta yadırgandığı topraklar üzerinde
yaşıyoruz.

İcat çıkaran, eski köye yeni adet getiren kişiler uçuk, kaçık, kırık,
şarlatan, deli olarak nitelendiği sürece yerimizde sayacağız...

25-30 yıldır devlet sektöründe ve özel sektörde çalışmalar/işler
yapıyorum. Kimi insanlarımız ne kadar çok eğitim almış olursa olsun
yeniliklere direnç gösteriyor.

Eğitimcilik / öğretmenlik yaparken "yenilikleri" öğrenmek için 20
kadar hizmetiçi eğitim kursuna katıldım. Bir o kadar da yetişkinlere
kurs verdim. Toplumun itici gücü olarak bilinen öğretmenlerin yeni
bilgilere en çok direnen kitleler arasında yer aldığını
söyleyebilirim.

Okullarımızda da üstün zekalı, hiperaktif, kuru bilgilerle tatmin
olmayan, çok soru soran öğrenciler de pek sevilmiyor. Sınıf
arkadaşları tarafından "inek, çok bilmiş" olarak damgalanmaları da
işin cabası...

İnşallah bilgiye / üretime / yeniliğe saygının çok olduğu günleri de
görürüz. Yazıyı güzel bir fıkrayla bitirelim.

Akıllı mı deli mi?

Arabanın lastiği, tam akıl hastanesi önünde patlar. Adam, aracı zor
yanaştırır ve gerisi malum; kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri
söker. Ama söktüğü 4 bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal
açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile. Adam bir sağına bakar,
bir soluna bakar; çaresiz, kaldırıma çöker. Olayı en başından beri
akıl hastanesinin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli,
seslenir;

- Sen ne yapıyorsun orada?
- Sorma kardeşim, lastiği değiştirirken bijonlar mazgala düştü.
- Çaresi var; diğer lastiklerden birer tane sök, 3 bijonun olur.
Lastikçiye kadar götürür seni.
Adam derhal denileni yapar ve arabayı çalıştırırken deliye seslenir;
"senin ne işin var orada?"
Deli cevap verir; "Biz burada delilikten yatıyoruz, salaklıktan değil."

Ali Özdemir
www.aliozdemir.net
04.05.2014