adscode
adscode

İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hanife Öztürk Akkartal Sorularımızı Yanıtladı

"Eğitim Ajansı Soruyor Rektörler Cevaplıyor" röportajları kapsamında İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hanife Öztürk Akkartal sorularımızı yanıtladı

İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hanife Öztürk Akkartal Sorularımızı Yanıtladı

Soru 1: Sizi diğer üniversitelerden farklı kılan nedir? Adaylar neden sizi seçsin? Pandemi süreci nasıl etkiledi? Yüz yüze eğitime geçecek misiniz?


İstanbul Kültür Üniversitesi, Akıngüç Ailesinin 1986’da hizmete açtığı Kültür Koleji Vakfı tarafından kuruldu. Gerek Kurucu Vakfımızın gerekse Üniversitemizin temellerinde yarım asrı aşkın eğitim deneyimine sahip Kültür Koleji bulunmaktadır. “Öğrencilerin Hizmetinde” sloganıyla kurulmuş, Türkiye’nin özel okullar tarihinde önemli bir yeri olan Kültür Koleji’nin devamı olarak kurulmuş olan Üniversitemizi farklı kılan ilk özelliği bu noktada köklü bir tarihe sahip olmasıdır. Üniversitemiz 25, Vakfımız 35 ve bize değerleriyle temel olan Kültür Kolejimiz 61 yıllık bir eğitim-öğretim deneyimine sahiptir. Böylesi istikrarlı bir geçmiş, bizim “eğitimde sürdürülebilirlik” ilkemizin de en güçlü kanıtlarından biridir. Kuruluşumuzdan bu yana, hiç şüphesiz kamu hizmeti olan ve kesintisiz yürütülmesi gereken eğitim hizmetinde yaşadığımız en uzun kesinti 1 hafta süreyle, pandemi döneminde oldu. Bir hafta gibi kısa bir sürede, Üniversitemizde birinci sınıflarımızın zorunlu ortak derslerinde pandemi öncesi de kullandığımız CATS sistemini, akademik ve idari tüm süreçlerimize entegre ettik. Çünkü Üniversite olarak teknoloji alanında çağın gereklerini yakından takip ediyor ve yukarıda da belirttiğimiz gibi kamu hizmeti ağır basan eğitim hizmetinin aksamadan yürütülmesinde hert türlü önlem ve tedbiri almaya gayret gösteriyoruz. Özetle Kültür, eğitimde sürdürülebilirliğin önemini çalışma ilkeleri olarak belirlemiş ve uygulamaya aktarabilmiş, köklü bir Kurum geçmişi olan ve bu yönleriyle de tercih eden öğrencilerimizin ve ailelerinin güvenini temin etmiştir; öyle ki ilgili alandaki meslek mensuplarının çocukları, devam eden yıllarda onların akrabaları, tanıdıkları Üniversitemizi tanır hale gelerek tercih etmiş ve böylece her geçen gün artan bir sayıda ailemiz genişlemektedir. Bu nedenle özellikle tercih dönemlerinde Üniversitemiz agrasif bir tanıtım planlaması içerisinde yer almamaktadır. Bizim tanınırlığımız kaliteli mezunlarımızın referanslarıdır veya alanında uzman meslektaşlarımızın kendi çocuklarına eğitim almaları için tercih edebileceği kaliteli kurumlar arasında bizi görerek çocuklarını eğitim almak için göndermeleridir. Eğitimi dört yanı insan olan bir saha olarak tanımlayan; emeğe saygı, bilime ve araştırmaya değer veren, insan sevgisi ile dolu, gençlerin çağın gereklerine uygun ve kaliteli yetişmesini destekleyen Onursal Başkanımız İnş. Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç’ün felsefesi akademik ve idari olarak Kurumsal çalışma ilkelerimizin özünü oluşturuyor. Bu noktada bizi tercih eden adaylarımız yalnızca bir mesleki anlamda ihtisaslaşmayı sağlayan teorik bilgiye dayalı müfredat eğitimi ve bunu belgeleyen bir diplomaya sahip olarak değil aynı zamanda uygulamaya da hakim, sektörde yaşanan sorunları bilen, çözüm üretebilen nitelikte yetişen ve Üniversitenin en önemli kazanımlarından biri olan yaşam kültürüne sahip olarak mezun olurlar.

Pandemi dönemine ne kadar hazırsınız?

Pandeminin olası dalgalarına ve doğurabileceği bilinen etkilerine karşı gerek kampüslerimizin fiziki ortamı gerekse dijital altyapımızla hazırız. Kurumsal uzaktan öğretim ve ders yönetim sistemimiz CATS, hem akademik hem de idari iş süreçlerinin ihtiyaç duyduğu uygulamaların tamamını destekleyen güçlü bir altyapıya sahip.  Olası bir durumda lisansüstü eğitim, öğrenci işleri, insan kaynakları, mali işler, revir, psikolojik danışmanlık gibi tüm akademik ve idari iş süreçlerini kesintisiz sürdürmeyi sağlayan sanal ofislerimiz de CATS platformumuzla entegre. Bununla birlikte üniversite öğrencileri en çok uygulamalı eğitim konusunda zorluk yaşadılar. Bu kapsamda geçtiğimiz bahar döneminde, kurduğumuz hibrid sınıflarımız 40’a ulaştı ancak biz bununla da yetinmiyoruz hedefimiz tüm dersliklerin bu teknolojiye sahip olarak yeni döneme başlamasıdır. Akademik kadromuzun tamamı, uzaktan eğitim çözümleri konusunda eğiticinin eğitimi çalışmalarını tamamladılar.  Fiziksel alanlarımızda da hijyen çalışmaları pandemi ile mücadelede alınması gerekli tedbirlere uygun ve periyodik olarak yapılıyor. Ek olarak öğrenci, çalışan ve ziyaretçilerimizle özel covid-19 yönergelerimizin tamamını paylaştık ve kuralların uygulanması noktasında gerekli hassasiyetin gösterilmesine destek vermeye devam ediyoruz. Dileğimiz elbette yüz yüze eğitimle 2021-2022 akademik yılında öğrencilerimizle buluşmak ancak olası bir durumda da eğitimde sürdürülebilirliği sağlayacak güçteyiz.


Soru 2: Öğrenci ve mezunlarınızın memnuniyet oranını ölçüyor musunuz? Artırmak için neler yapıyorsunuz? Mezun olmadan ayrılan öğrenci oranınız nasıl?


Öğrenci ve mezunlarımızla diyalog bizim için önemli. Memnuniyet kadar beklenti ve ihtiyaçlara yönelik anket çalışmalarını düzenli olarak gerçekleştiriyoruz. Mezun olmadan ayrılan ve/veya kayıt yenilemeyen öğrencilerimizle iletişim halindeyiz. Nedenlerini anlamaya çalışıyor ve eğer eğitimi zorunlu nedenlerle bırakmak durumunda kalıyorlarsa mutlaka başta Mütevelli Heyetimiz ve Kültür Koleji Vakfımız olmak üzere gereken sosyal, ekonomik desteği sağlamaya çalışıyoruz. Bununla birlikte memnuniyeti sağlamak biz akademisyenlerin uygulamayı yakından takip ederek onların nitelikli mezun olarak ve sektörde tercih edilmelerini sağlayacak ihtiyaçlarına uygun olanakları temin etmelerini sağlayan olanakların hazırlanarak yetiştirilmelerini desteklemekle mümkündür. Bu nedenle bizler aynı zamanda Yönetici olarak sektörle işbirliği yaparak nitelikli ve aranan mezunların yetişmesini desteklemeye çalışıyoruz.

 

Soru 3: Önümüzdeki 20 yıl içerisinde, dünya genelinde bugünkü mesleklerden yüzde 70'inin yok olacağı ve yerine yeni mesleklerin geleceğine yönelik çok sayıda araştırma var. MEB, YÖK ve ÖSYM bu konuda neredeyse hiçbir şey yapmıyor! Sizin bu yönde bir çabanız var mı?


Gelecekte meslekler kadar uzmanlık kavramının doğası ve felsefesi de değişecek. Farklı bilim dallarını birleştiren çift ana dal ve yan dal uygulamalarında mümkün olduğunca öğrencilerimizi destekliyoruz.  Staj protokollerimizi de mesleki açıdan yeni perspektifler sunacak, farklı kültürlerdeki uygulamaları gösterebilecek ve tüm fakültelerimizi, programlarımızı kapsayacak şekilde geliştiriyoruz. Örneğin geçtiğimiz günlerde Modoko ile bir işbirliği protokolü imzaladık. Bu protokolün ilk projesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü ile İç Mimarlık Bölümü öğrencilerine staj imkanının sağlanmasıdır. Bu protokolün en önemli  ikinci projesi ise öğrencilerimize Modokonun dış mekanını tasarlayarak yarışacakları böylece çalışmaları ile henüz öğrenci iken mesleki deneyim kazanacakları bir uygulama projesidir. Baktığınızda genel olarak protokol Mimarlık Bölümü ve İç Mimarlık Bölümü ile direkt olarak ilgili bölümler ancak Hukuk Fakültemiz öğrencileri de bu protokol kapsamında hayata geçirilecek yeni projeler ile mesleki deneyim kazanacaklar. Üniversitemiz bünyesinde açılan, Sağlık Bilimleri Fakültemiz akademik kadrosunun çalışmalarını yürüttüğü Hareket Analiz Merkezimizde de yalnızca Fakültemizin Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümü öğrencileri değil Beslenme ve Diyetetik, Hemşirelik hatta Mühendislik Fakültesi bölümlerimizin öğrencileri de çalışmalarını yapabilecekler. Ulusal çalışmalarımızın yanında Uluslararasılaşmanın bir gereği olarak Uluslararası bağlantıların sağlanmasına da oldukça önem veriyoruz. Bu çerçevede Alman Yönetim Akademisi ile Temmuz ayında imzaladığımız Staj Protokolümüz de farklı bölümlerimize açık olacak; bu protokolün en önemli yönü Gençlerimize uluslararası alanda aranan  yeterlilikleri haiz nitelikli yetişmelerine, Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman ihtiyacını sağlamada ve en önemlisi istihdamı destekleyen bir niteliğe sahip olmasıdır. Teknoloji ve Transfer Ofisimiz öğrencilerimizin farklı perspektifleri birleştiren projelerini desteklemek için 2021-2022 yılında aktif olarak çalışmalarını sürdürecek.  Geleceğin mesleklerine ilişkin farkındalık kazandırmak ve çok yönlü eğitim verebilmek için akademik müfredat ve staj protokollerimiz kadar farklı eğitimleri de öğrencilerimize sunuyoruz. Örneğin dünya artık tüm insanlardan belli bir risk bilinci bekliyor. Sosyal sorumluluk bilinci, temel konularda gereken refleksi gösterecek bilgi birikimi, kriz yönetim yetileri gibi. Bu noktada  Öğrenci Yaşam Kariyer Mezun Birimimiz ve Fakültelerimiz öğrencilerimizin mesleki perspektiflerini geliştirmeye yönelik açık eğitimler de düzenliyorlar.   

 

Soru 4: Üniversiteye giriş sistemini adil buluyor musunuz? Doğru bölümlere, doğru öğrencileri seçtiğini söyleyebilir miyiz?


Üniversiteye giriş sürecinde ölçme ve değerlendirme belli bir seviyeye kadar işlevsel olabilir. Ancak gençlerin tüm gelecek planlarını yılda bir kez, belli bir saat diliminde düzenlenen bir sınava tabi tutmak elbette düşündürücü yönleri olan bir konu. Genç nüfusu yüksek bir ülkeyiz. Meseleyi bu yönüyle ele alırsak, gençlerin yaşamın farklı alanlarında sınav bağımsız düşünebilecekleri, üretebilecekleri ve eylem alabilecekleri sistemleri de hayata geçirmeliyiz. Bu bir ihtiyaç hem ülkemiz hem de yaşadığımız çağın gerekleri için.  Doğru bölüme doğru öğrenci denklemine gelirsek… Bunu çözebilmek üniversiteye giriş sisteminin yanı sıra gençleri geleceğe hazırlayan tüm eğitim kademelerini objektif biçimde geliştirmekle mümkün. Gerekirse eğitim ve öğretimde tüm kademelerin anaokulundan üniversiteye, masaya birlikte oturmaları gerekiyor. Bir de elbette gençler için kurduğumuz ve onların geleceğini belirleyen bir sistemin değiştirilmesi, geliştirilmesi ya da güncellenmesi noktasında gençler de söz almalı. Öğrencilerin de o masada olması, fikir üreten, çözüm öneren gerekirse karar veren konumda bulunması gerekiyor. Doğru bölüme doğru öğrencileri seçmek konusunda nokta atışı başarı ancak böyle sağlanabilir. Biz mevcut sistemde tercihlerini Üniversiteye geldiklerinde değiştiren öğrencilere kurumiçi yatay geçiş imkanını sağlayarak desteklemeye çalışıyoruz.  

 

Soru 5: Bugünün dünyasında aranan en önemli özellik yaratıcılık. Bizim sınav sistemi adayların yaratıcılığını ve hayallerini köreltirken, ilgi ve yeteneklerini de hiç ciddiye almıyor. Köreltilmiş yetenekleri, yeniden canlandırmak sizler için zor oluyor mu? Bu seçimi siz yapıyor olsaydınız nasıl bir öğrenci profili isterdiniz?


 

Benim için öğrenci hangi alan ya da ölçme değerlendirme sistemiyle gelirse gelsin, her genç berrak zihni ve heyecanıyla bir potansiyeldir. Doğru iklimde, doğru toprakta her genç yeşerir. Köreltilmiş bir yeteneği açığa çıkarmak zor mu sorunuza gelirsek… Hayır, buna zor dersem kendi mesleğimle çelişmiş olurum. Üniversitelerin görevi, farklı fikirleri, yeni düşünceleri gerekirse akla ve bilimsel temellere uygun olmak kaydıyla aykırı fikirleri soruları yeşertmek olmalı. Bilimin, eğitimin başka türlü gelişmesi mümkün değil. Bir genci geçmişte aldığı eğitime göre, kayıp sayamayız. Doğru hamle ve manevralarla her insanın yaşı kaç olursa olsun potansiyeli açığa çıkabilir. Sınava hazırlık, geldiği eğitim sistemi ya da uygulamaları nasıl olursa olsun, bir akademisyen için amfiye giren her öğrenci potansiyel olarak bir düşünce, bilim ve eylem insanıdır. Bu berrak zihni üretmek için heyecanlandıran yer üniversite olmalı. Öğrenci seçimini ben yapıyor olsaydım, nasıl bir öğrenci profili isterdim sorunuzu şöyle yanıtlayabilirim: hiç farketmeksizin her türlü öğrenci. Gelen her öğrenciyi de mutlu, aldığı kararların, tercihlerinin sorumluluğunu alabilen, özgür iradenin değerini kavramış en önemlisi de geleceğe dair umudunu koruyabilecek kadar kendisine ve dünyaya güvenen, iyi yetişmiş, ben bilirim değil ben öğrenirim diyebilen bir genç olarak mezun etmek ise benim hedefim. Bizim gençlerimiz bizlerden çok farklı bir ortamda yetişiyor ve çok daha bilinçliler ancak bizlerin onlara katmamız gereken en büyük değer etik bilincini yaşamlarına aktarabilmelerine yardımcı olmak; teknolojinin ve yeni dünya düzeninin en önemli emniyet noktası bence bu.   


Soru 6 : Devlet üniversitesi mi, vakıf üniversitesi mi? Neden?


Ben devlet üniversitesinde okudum ve akademik kariyerime devlet üniversitesinde başladım. 14 yıldır Kültür ailesinin mensubu olmakla birlikte Türkiye genelinde çok farklı vakıf üniversitelerinde bulundum.  Şunu söyleyebilirim ki eğer temel güçlüyse, verilen eğitim gerçek anlamda üniversite kavramının evrensel misyonunu taşıyorsa ki bu eğitim, araştırma ve toplumsal sorumluluktur ve bu yönüyle vakıf ya da devlet üniversitesi eşdeğerdir. Amaç ülkeye, dünyaya, insana, bilime, doğaya saygılı bireylerin ihtisaslaşarak yetişmelerine katkı sağlayan bir anlayışla sunulan eğitim hizmetidir. Öyle olmalıdır. Vakıf üniversiteleri, katkı payı konusunda zaman zaman eğitimde fırsat eşitliği bağlamında sorgulanıyor ancak öğrencinin başarısını destekleyen, ihtiyaçlarını gözeten, fırsat eşitliğini destekleyen vakıf üniversiteleri de gençlik için önemli fırsatlar sunuyor. Özetle üniversite konusunda devlet mi vakıf mı sorusunun cevabı  benim için taşıdığı misyonun farkında olan üniversite olacak.

Soru 7: Üniversite mi seçilmeli, yoksa meslek mi? Tercihlerde hangisine öncelik verilmeli? Sıralama puana göre mi, yoksa istek sırasına göre mi olmalı?

 

Her ikisi de önemli. Belli üniversiteler, verdikleri meslek eğitimi konusunda markadır. Ülkemizdeki çok değerli devlet teknik üniversitelerimiz, tıp fakültelerimiz buna örnektir. Bu noktada her ikisi de önemli. Sıralamanın ise kendi içinde bir matematiği var; gençler istedikleri bölümü, ideallerini asla göz ardı etmemek koşuluyla belli bir dengede tercihlerini yapmalılar. Bu konuda uzman görüşü çok önemli.

Soru 8: Bir rektörün ve özellikle de hocaların ulaşılabilir olması gerekir. Kapınız öğrencilere her zaman açık mı? Pek çok üniversitede olduğu gibi kayıttan sonra öğrenciyle diyaloğunuz bitiyor mu?


Kapım, öğrencilerime de çalışma arkadaşlarıma da her zaman açık. Ben rektör olarak üniversitenin tüzel kişiliğinin bir sembolüyüm. Ancak bir hukukçu ve bir hoca olarak benim için dinlemek, erişilebilir olmak her zaman çok önemli oldu. Mesleğimi ve işimi konuşmadan, dinlemeden, iletişim kurmadan yapabilmem teknik olarak da vicdani olarak da mümkün değil. Hukukçu ve hoca kimliğimden edindiğim refleks rektörlük makamına da doğal olarak yansıdı.  Öğrenciyle diyalogumuz bitmez, biterse hizmet işlemiyor demektir. Bu nedenle öğrencilerimize öğrenim süresince ihtiyaç duydukları her noktada olanaklar çerçevesinde destek vermeye açığız. Hatta en önemli çabamız yalnızca öğrencilik değil mezuniyetten sonra da diyalogumuzu sürdürebilmek.

Soru 9: Adayların ve ailelerinin kafası çok karışık, yapılan yönlendirmeler de çok abartılı. Doğru bilgi ve doğru yönlendirme konusunda vicdanınızın sesinizi dinliyor musunuz? Bu konuda neler yapıyorsunuz?

 

Yine mesleğimden referans göstererek yanıtlayabilirim. Gerçek bilgi yaşamın olağan akışında hayati rol oynar. Gerek aileler gerekse aday ve öğrencilerle diyalogda tercih günleri ekibimizin etik ilkelerden ödün vermeden çalışması bizim için çok önemli. Tanıtımda, iletişimde etik dışı herhangi bir davranış benim için de mütevelli heyetimiz için de kabul edilemez.

Bu nedenle saha çalışmalarında şeffaf raporlamayı, ailelerden ve adaylardan özellikle sosyal medya üzerinden gelen geri bildirimleri çok önemsiyoruz. Üniversitemizin tanıtımı ve iletişim politikasında da uzmanlık ve roller asla karışmaz. Bu konuda çok titiziz. Tercih dönemi tanıtım masalarımızda yapılan bilgilendirmeler,  burslarımız hakkında mali işler, akademik yönden akademisyenler, öğrenci deneyimleri ise üniversitemizde okuyan gençlerimiz tarafından yapılır. Hiçbir koşulda bir başka üniversite ile haksız rekabete sebebiyet verecek, etik dışı yaklaşımı da kabul etmeyiz. Tercih ve kariyer danışmanlığı özelinde kampüsümüzü ziyaret eden öğrencilerimize yönelik hazırlanan tercih listelerinde de bu eşitliği koruyan ve gözeten bir kadro ile çalışıyoruz. Özetle gerçek bilginin aktarılması konusunda eğitimci sorumluluğunun tüm etik kodlarını, kurumsal anayasamızda taahhüt ettiğimiz konuların gereklerini yerine getirmek önceliğimiz.


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)