adscode
adscode

İstanbul Üniversitesi 2020-2021 Akademik Yılı Açılış Töreni gerçekleştirildi

İstanbul Üniversitesi 2020-2021 Akademik Yılı Açılış Töreni gerçekleştirildi.

İstanbul Üniversitesi 2020-2021 Akademik Yılı Açılış Töreni gerçekleştirildi
Eğitim

İstanbul Üniversitesi 2020-2021 Akademik Yılı Açılış Töreni gerçekleştirildi. Küresel salgın nedeniyle çok kısıtlı bir katılımla yapılan ve üniversitemizin YouTube kanalından çevrim içi olarak yayınlanan program; Atatürk büstüne çelenk konulması töreni ve “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Yükseköğrenim Diploma ve Belgeleri” sergi açılışı ile başladı. İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda devam eden Açılış Töreni’nde kapsamlı bir konuşma gerçekleştiren İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak “İstanbul Üniversitesi; ülkemizin geleceğinin güvencesi, milletimizin övünç kaynağıdır” dedi.

 

İstanbul Üniversitesi 2020-2021 Akademik Yılı Açılış Töreni, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak tarafından Atatürk büstüne çelenk konulması ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Rektörlük Binası Orta Alanda gerçekleşen “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Yükseköğrenim Diploma ve Belgeleri” sergi açılışına geçildi. Sergi açılışının ardından Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda Açılış Töreni gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan açılış programı, İstanbul Üniversitesi Tanıtım Filmi’nin gösterilmesi ile devam etti.

Açılış Töreni’nde İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Araştırma Görevlisi Temsilcisi, İktisat Fakültesi Araş. Gör. Muhammet Erkam Kocakaya ve Öğrenci Temsilcisi, Hukuk Fakültesi Öğrencisi Nur Beril Nalbantoğlu konuşma yaptı.

“Üniversitemizin Bugünlere Taşıdığı Gelenek ile Geleceğimizi Şekillendiriyoruz”

Programın ilk konuşmasını Öğrenci Temsilcisi, Hukuk Fakültesi Öğrencisi Nur Beril Nalbantoğlu gerçekleştirdi.

2020-2021 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde, İstanbul Üniversitesi öğrencileri adına bulunuyor olmaktan mutluluk, heyecan ve gurur duyduğunu belirten Nalbantoğlu, İstanbul Üniversitesi’nin geçmişten bugüne uzanan köklü tarihi ile Türkiye’nin her daim öncü üniversitesi olduğunu söyledi. İstanbul Üniversitesi’nin eğitim verdiği her akademik birimde, alanında yetkin ve nitelikli bireyler yetiştirerek Türkiye’nin insan kaynağına büyük katkı sağladığını kaydeden Nalbantoğlu, “Bizler burada sadece eğitim almakla kalmıyoruz, aynı zamanda hayatımızı şekillendirdiğimiz önemli yıllarımızı geçirdiğimiz üniversite çağında akademi kültürüyle ve bugünlere taşınan geleneklerimizle geleceğimizi şekillendiriyoruz” dedi.

“İstanbul Üniversitesi’nin Tarihi Kapısından Geçmek Öğrencilerin Hayallerini Süslüyor”

İstanbul Üniversitesi’nin hem Türkiye’nin üniversite öğrencisi adaylarının hem de yabancı ülkelerden eğitim almak üzere Türkiye’ye gelen öğrencilerin her zaman öncelikli tercihi olduğunu vurgulayan Nalbantoğlu, bir sembol haline gelen büyük tarihi kapıdan geçerek, İstanbul Üniversitesi amfilerinde eğitim almanın sayısız öğrencinin hayallerini süslediğini söyleyerek şunları aktardı: “Bilgi birikimleri ve tecrübeleriyle alanlarının en yetkinleri olan kıymetli hocalarımızdan aldığımız lisans, lisansüstü ve doktora eğitimleriyle evrensel olarak söz sahibi olan bireyler olmayı hedefliyoruz. Bir araştırma üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi 16 fakültesi, 12 enstitüsü, 2 yüksekokulu ve 2 meslek yüksekokulu ile ülkemizin aydınlık geleceğini yetiştirmektedir. 2020 Yılı YÖK Engelsiz Üniversite Ödülleri kapsamında Üniversitemizin Hukuk Fakültesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, İktisat Fakültesi, Eczacılık Fakültesi ve Merkez Kampüs Beyazıt; eğitimde erişilebilirlik, mekânda erişilebilirlik ve sosyokültürel faaliyetlerde erişilebilirlik dallarında çeşitli ödüller almıştır. Erasmus, Mevlâna, Farabi gibi öğrenci değişim programlarından her sene sayısız öğrencimiz yararlanmaktadır. Okulumuz lisans, lisansüstü ve doktora seviyelerinde çeşitli uluslararası ikili anlaşmalarla yurtdışındaki pek çok üniversiteye öğrenci göndermektedir.”

“Salgın Sürecinde, Öğrencilerinin Sağlığını Önceleyen Üniversitemize Teşekkürü Borç Biliyorum”

Türkiye’yi ve tüm dünyayı etkisi altına alan, insanlardaki gündelik yaşantı algısını yıkan koronavirüs salgını sürecinde, yeni normalin getirdiği yeniliklere İstanbul Üniversitesi’nin kolay bir şekilde adapte olduğunu dile getiren Nalbantoğlu, İstanbul Üniversitesi’nin bir dünya üniversitesi olduğunu, bu süreçte aldığı doğru ve hızlı kararlarla kanıtladığına dikkat çekerek, “İçinde bulunduğumuz bu öngörülemez süreçte bizlerin sağlığını önceleyen, diğer bir taraftan ise verimli bir şekilde eğitimimize devam etmemizde emeği geçen başta Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Ak’a ve üniversite yönetimimize, saygıdeğer hocalarımıza, kıymetli ve emektar idari personelimize gönülden teşekkürü borç biliyor, sizlerin huzurunda büyük ve güçlü bir alkışı hak ettiklerini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Hukukçu Olmak, Kanunları Hafızada Tutmakla Sınırlı Değildir”

Türkiye’de ve dünyada adalete katkı sunma ve hayatlara dokunma misyonuyla hayallerini süsleyen İstanbul Üniversitesi’ne 3 yıl önce adım attığını belirten Nalbantoğlu, hukukçu olmanın toplumda varsayıldığı üzere kanunları çok iyi bilmek ya da hafızada tutabilmek olmadığını; hukukçu olmanın sahip olunan hukuk nosyonu ve alınan eğitimle kanunun lafzını ve ruhunu çok iyi anlamak, kanunu doğru bir şekilde yorumlayabilmek, adaleti ve hakkaniyeti öncelemek, temel hak ve özgürlüklere her daim saygı duymak ve toplumsal barış ve düzeni sağlamak olduğunu vurguladı.

“Umut Dolu Gençler Olarak Ülkemize ve Dünyaya Katkı Sunmak İçin Çok Çalışacağız”

Toplumun vicdanıyla temas eden hukukçuların farklı disiplinlerle de beslenmesi gerektiğinin bilincinde olunması gerektiğini kaydeden Nalbantoğlu, farklı fakülteler arasındaki ortak çalışmaların ve iş birliğinin öneminin de farkında olduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Bilimi önceleyen, maddi ve manevi değerleri koruyan, yaşatan ve bu değerlere sahip çıkan, çağdaş, bilinçli, çalışma azmi yüksek, çok yönlü, umut dolu gençler olarak ülkemize ve dünyaya katkı sunmak adına çok çalışacağımıza sizlerin huzurunda tüm arkadaşlarım adına söz veriyorum. En kısa sürede amfilerimizde pek kıymetli hocalarımızdan derslerimizi dinleyebileceğimiz günlerin gelmesini umut ediyorum. Sağlıklı, başarılı ve üretken bir akademik yıl diliyorum.”

“Hüznü, Acıyı ve Mutluluğu Paylaşma Bilincimiz, Milletimizi Yeni Ufuklara Taşımaktadır”

Nalbantoğlu’nun ifadelerinin ardından Araştırma Görevlisi Temsilcisi, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Araş. Gör. Muhammed Erkam Kocakaya söz aldı.

Sözlerine İzmir’de yaşanan depremde hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine ve Türk milletine baş sağlığı ve yaralılara şifalar dileyerek devam eden Arş. Gör. Kocakaya, Türk milletinin toplum olarak hüznü, acıyı ve mutluluğu her zaman paylaşarak bir ve beraber olmanın, dayanışmanın ve gelişmenin bilincinde olduğunu ve bu bilincin Türk milletini bir bütün olarak geleceğe, yarınlara ve yeni ufuklara taşıdığını belirterek, “Öyle ki, bu bilinç ilim ve irfan geleneği üzerinde iktisadi ve sosyal ilerlememizi hızlandıran bir güçtür. Geleceği tefekkür ve teşkil ederken yazdığımız ortak tarihimiz ve aynı kaderde birlikte göğüslediğimiz kederlerimiz, farklı coğrafya ve memleketlerle de bizi kardeş kılmaktadır” şeklinde konuştu.

“Üniversitemiz, 21. Yüzyılın Yetkinliklerini Gelecek Nesillere Kazandıran Bir Akademik Program İcra Ediyor”

Türkiye’nin 11 araştırma üniversitesinden biri olarak tarihten geleceğe bilim köprüsü konumundaki İstanbul Üniversitesi’nin araştırma ve geliştirme faaliyetleri, akademik kadrosu, yetiştirdiği insan kaynağı ve ürettiği bilimsel değerler ile 21. yüzyılın yetkinliklerini gelecek nesillere kazandıran yenilikçi ve sürdürülebilir bir akademik program icra ettiğini kaydeden Araş. Gör. Kocakaya, araştırma görevlileri olarak, İstanbul Üniversitesi’nin bu misyon ve vizyonu doğrultusunda nitelikli bilginin üretilmesi ve yaygınlaştırılması, bu bilgiyi taşıyacak ve geliştirecek yenilikçi ve yetkin nesillerin yetiştirilmesi için üzerlerine düşen görev ve sorumlulukların idrakinde olduklarını vurguladı.

“İstanbul Üniversitesi’nin Bilimsel Çalışmalarına Katkı Sağlayabilmenin Gururunu Yaşıyoruz”

Her disiplinde bilimsel araştırma, proje ve yayınlar üreten araştırma görevlilerinin, her yeni akademik yılda nitelik ve nicelik olarak daha fazlasını yapmanın gayretiyle, İstanbul Üniversitesi’nin bilimsel çalışmalarına katkı sağlayabilmenin gururunu yaşadığını dile getiren Araş. Gör. Kocakaya şu ifadeleri kullandı: “Elbette bu gayret tek taraflı bir içsel motivasyondan değil, başta sayın Rektörümüzün, Dekanlarımızın ve Bölüm Başkanlarımızın yönlendirmeleri, teşvikleri ve yenilikçi yaklaşımları ile oluşturdukları akademik atmosferden beslenmektedir. Bu atmosfere ilişkin bir güzel gelişmenin de duyurusunu yapmak isterim. Doktor unvanını hak kazanmış araştırma görevlilerine özel olarak, BAP Koordinatörlüğü tarafından hayata geçirilen ‘Araştırma Başlangıç Desteği Projesi (ABDEP)’ biz araştırma görevlilerin azim ve çabalarını artırmıştır. Bu destek için tüm araştırma görevlileri adına Üniversite yönetimimize teşekkürlerimi sunuyorum.”

“Öğrencilerimizin Sınıflardaki Varlığından Güç Almaya Devam Edeceğiz”

Araş. Gör. Kocakaya’nın ardından İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak konuşmasını gerçekleştirdi. 2020-2021 Akademik Yılı’nın İstanbul Üniversitesi’ne ve tüm Türkiye’ye hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Ak, 2020 yılının tüm dünya için çok zorlu bir süreç olduğunu belirtti. Küresel koronavirüs salgınının tüm insanlığı etkisi altına aldığını kaydeden Prof. Dr. Ak, salgının etkilerinin eğitim yöntemlerinde önemli değişikliklere sebep olduğunu aktararak, “İnşallah bu zorlu günler de geçecek; yine normale döneceğiz, derslerimizi öğrencilerimizin gözünün içine bakarak anlatacak, dünyanın dört bir yanından gelen uluslararası öğrencilerimizi üniversitemizde ağırlayacak, öğrencilerimizin sınıflardaki varlığından güç alacak, üniversite kültürünü kampüslerde yaşatmanın mutluluğunu hissedeceğiz” dedi.

“Kötü Günleri Birbirimize Sahip Çıkarak Atlatacağız”

Hayatın normal akışına dönebilmesi için koronavirüsle ilgili tüm tedbirlere eksiksiz uyulması ve toplum sağlığının düşünülerek hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ak, “Tüm dünyayı tehdit eden küresel salgın gösterdi ki, birbirimize sahip çıkarak, başkalarını düşünme becerisini göstererek, hakkını-hukukunu koruyarak bu kötü günleri elbirliği ile atlatacağız. Yine küresel salgın günleri gösterdi ki, hayatımızda fedakârlığa, yardımlaşmaya, kardeşliğe, dostluğa, güzelliğe ve iyiliğe daha çok yer açmalıyız. Bu güzel hasletlerin tüm toplumumuzu kuşatmasını, zorluklardan hayır çıkmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

İstanbul Tıp Fakültesi’nin Özverili Mücadelesi

İfadelerine İstanbul Tıp Fakültesi’nin koronavirüs sürecinde ortaya koyduğu mücadele hakkında değerlendirmelerde bulunarak devam eden Prof. Dr. Ak, Türkiye’nin en saygın ve en donanımlı hastanesine sahip olan İstanbul Tıp Fakültesi’nin tüm mensuplarına ve sağlık kahramanlarına gösterdikleri büyük özveri için şükranlarını sunarken, “Bu mücadelede hayatını kaybeden çok kıymetli hocalarımız, sağlık çalışanlarımız da oldu; onlara da Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum” dedi.

“Tıp Fakültemiz, Tecrübeli Hekimleri ve Sağlık Çalışanları ile İnisiyatif Aldı”

İstanbul Tıp Fakültesi’nin koronavirüsle mücadelede tecrübeli hekimleri ve sağlık çalışanları ile inisiyatif aldığını ve uyguladığı tedavi yöntemleri ile sürecin çözüme kavuşmasına katkı sağladığını belirten Prof. Dr. Ak, İstanbul Tıp Fakültesi’nde uygulanan tedavi algoritmalarının Sağlık Bakanlığı’nın tedavi protokollerine girdiğini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi: “İstanbul Tıp Fakültesi bünyesinde, Türkiye’de ve dünyada bir ilk olarak, COVID-19 enfeksiyonunu ağır geçirmiş ve geçirdikten sonra takibe alınması gereken hastaları takip etmek suretiyle meydana gelecek birtakım problemleri tespit etmek için COVID-19 Hastaları İzlem Merkezi açıldı. Bu merkezde koronavirüse yakalanan ve hastalığı atlatan kişilere çeşitli tahlil ve tetkikler yapılarak hastalarda kalıcı bir hasar oluşup oluşmadığı araştırıldı. İstanbul Tıp Fakültemizde hem hastalara hem de sağlık çalışanlarına faydalı, yenilikçi projeler de geliştirilerek toplum sağlığına çok yönlü katkı sağlandı. Bu başarıya imza atan Rektör yardımcımız Prof. Dr. Mustafa Oral Öncül, Tıp Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek ve Başhekimimiz Prof. Dr. Ümmihan İşoğlu başta olmak üzere tüm sağlık kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyor, çok teşekkür ediyorum.”

İktisat Fakültesi’nden COVID-19’un Etkilerine Yönelik Kapsamlı Rapor

İstanbul Üniversitesi’nin COVID-19 ile ilgili tıbbi çalışmalardaki öncülüğünün yanı sıra, bu sürece farklı disiplinlerle de yaklaşarak bilimsel üretim gerçekleştirdiğini belirten Prof. Dr. Ak, İktisat Fakültesi Öğretim Üyeleri tarafından hazırlanan “KOVİD-19 Salgınının Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Etkileri ve Türkiye’ye Yönelik Öneriler” başlıklı raporun önemine değindi.

“Üniversitemiz, Ülkemizin Salgın ile Mücadelesinde En Ön Safta Yer Almaktadır”

İstanbul Üniversitesi’nin COVID-19 ile ilgili bir diğer çalışmasının ise Üniversitenin kurumsal web sayfasına entegre edilen COVID-19 Bilgilendirme Sayfası olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ak, bu sayfada koronavirüs salgınıyla ilgili duyuruların ve en son gelişmelerin toplumun bilgisine sunulduğunu vurguladı ve “İstanbul Üniversitesi; ülkemizin koronavirüs salgını ile mücadelesinde en ön safta yer almakta, sahip olduğu bilgi, tecrübe ve vizyon ile başarılı sonuçlar alınması için rehberlik etmektedir. Ülkemiz ve milletimiz için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üzerimize düşen her türlü görevi büyük bir sorumlulukla yapmaya devam edeceğiz” dedi.

“Tüm Çalışmalarımız, Ülkemizi En İyi Şekilde Temsil Etmeye ve Bilim Diplomasisinin Öncülüğünü Yapmaya Yöneliktir”

Prof. Dr. Ak konuşmasına İstanbul Üniversitesi’nin uluslararası sıralamalarda ortaya koyduğunu başarı hakkında bilgi vererek devam etti. İstanbul Üniversitesi’nin, yaşanan tüm zorluklara rağmen araştırmadan, bilimsel çalışmadan, evrensel bilgiyi üretmekten bir an olsun geri durmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Ak, ifadelerini şöyle sürdürdü: “Dünyanın en başarılı üniversitelerinin derecelendirildiği ARWU 2020 sıralamasında, 2003 yılından itibaren 17 yıldır istikrarlı bir performans göstererek ilk 500'de yer alan İstanbul Üniversitesi, bu yıl da ilk 500’de yer alan tek Türk üniversitesi oldu. İstanbul Üniversitesi, Dünya Üniversite Sıralaması Merkezi’nin 2020-2021 sıralamasında ilk yüzde 3’ün içinde yer alma başarısı gösterdi. URAP 2019-2020 Alan Sıralaması’nda 10 farklı bilim alanında dünya sıralamasına giren Üniversitemiz, Türk üniversiteleri arasında ise Biyoloji, Nörobilim ve Moleküler Biyoloji ve Genetik alanları olmak üzere 3 bilim alanında da zirvede yer aldı. Araştırma üniversiteleri arasında da öncüyüz. İstanbul Üniversitesi; 3 bin 951 yayın, 6 bin 561 atıf ve 1620 atıf alan yayın sayısı ile araştırma üniversiteleri arasında ilk sırada yer aldı. İstanbul üniversitesi, yenilikçi düşüncenin ve araştırmanın en önemli göstergesi olan patent konusunda da 549 patent başvurusuyla zirvede yer aldı. Türkiye’nin önde gelen Araştırma Üniversitesi olarak, bu başarıları daha yükseğe taşımak hedefimizdir. Tüm çalışmalarımız, uluslararası alanda ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye, bilim diplomasisinin öncülüğünü yapmaya yöneliktir.”

“Kıymetli Hocalarımız, Akademik Başarılarıyla Övünç Kaynağımızdır”

İstanbul Üniversitesi’nin üstün başarılarının, öğretim üyelerinin büyük emeklerinin sonucunda elde edildiğinin altını çizen Prof. Dr. Ak, “Kıymetli hocalarımız, akademik başarılarıyla övünç kaynağımızdır” diyerek, öğretim üyelerinin başarılarını şu şekilde aktardı: “Öğretim Üyelerimizden Prof. Dr. Sibel Aylin Uğur İşeri, Doç. Dr. Merva Soluk Tekkeşin ve Dr. Öğr. Üyesi Halit Uyanık, TÜBA-GEBİP Ödülleri kapsamında sağlık bilimleri ve sosyal bilimler kategorilerinde ödül alma başarısı elde etti. Fen Fakültesi Öğretim Üyemiz Doç. Dr. Çiğdem Yalçın, Uluslararası Karmaşık Sistemler Derneği’nin üyeleri arasında gerçekleştirilen seçim sonucunda 3 yıl süre boyunca konsül üyeliğine seçildi. Tıp Fakültesi Öğretim Üyemiz Doç. Dr. Leyla Türker Şener, The Future Healthcare İstanbul Konferansı’nda Bilime Katkı Özel Ödülünü kazandı. Fen Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Ekrem Aydıner, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından verilen ‘Fen Bilimleri Alanında Sedat Simavi Ödülü’nü kazandı. Edebiyat Fakültesi Araştırma Görevlilerimizden Dr. Nermin Taşkale’nin projesi, Avrupa Birliği HORIZON 2020 Programı kapsamında fonlanmaya hak kazandı. Öğretim Üyelerimiz Prof. Dr. Sühendan Mol Tokay, Doç. Dr. Metin Alparslan ve Doç. Dr. Zahide Funda Bostancı Güver’in araştırma projeleri TÜBİTAK desteği almaya hak kazandı.”

“Hocalarımızın Başarıları Üniversitemizin İtibarını Artırıyor”

Hocaların, üniversiteleri bir bilim ve eğitim yuvası haline getirerek öğrencileri yetiştirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Ak şöyle devam etti: “Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyemiz Doç. Dr. Özgün Erler Bayır'ın ‘AB'nin Geleceği: Güvenlik, Ekonomi ve Transatlantik İlişkileri’ başlıklı başvurusu Avrupa Komisyonu’nun Erasmus+ Programı kapsamında desteklenen Jean Monnet Modülü’nü kazanma başarısını gösterdi ve fonlanmaya hak kazandı. Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Elif Bahar Tuna İnce'nin başvurduğu ‘Sanal Gerçeklik Kullanımının Çocuklarda Dental Anksiyete Üzerine Etkileri’ başlıklı 1001 TÜBİTAK projesi, destek almaya hak kazandı. Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Bayram Öztürk, Başkanlığını Monako Prensi Albert’in yaptığı Akdeniz Bilim Konseyi yönetimine en yüksek oyla seçilerek; seçimle gelen üç üyeden birisi oldu. Fen Bilimleri Enstitüsü Enformatik Ana

Bilim Dalı’nda Prof. Dr. Sevinç Gülseçen’in danışmanlığında tamamlanan, Dr. Öğr. Üyesi Ceren Çubukçu’ya ait doktora tezi, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı tarafından ödüle layık görüldü. Fen Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Suat Özkorucuklu’nun yürütücülüğünde, TAEK-CERN Araştırma Projesi ve 2532-TÜBİTAK RFBR İkili İş Birliği Projesi gerçekleştirildi. Fen Fakültesi Öğretim Üyemiz Doç. Dr. Sırrı Yüzbaşıoğlu, Kocaeli’de yaptığı araştırmaların sonucunda, literatüre ‘Keltepe Çiğdemi’ olarak geçen endemik bir bitki türü keşfetti. Öğretim Üyelerimiz Prof. Dr. Ayşe Erol ve Prof. Dr. Metin Toprak’ın projeleri TÜBİTAK desteği almaya hak kazandı. İstanbul Üniversitesi’nin en büyük gücü uluslararası donanıma sahip öğretim üyeleridir. Hocalarımızın başarıları üniversitemizin itibarını artırıyor, ülkemizin dünyada saygın şekilde temsil edilmesine büyük katkı sağlıyor. Emek veren tüm hocalarımıza teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.”

“Spor Alanında da Öncüyüz”

Sözlerine İstanbul Üniversitesi’nin bilimsel başarılarının yanı sıra spor alanındaki başarılarıyla da büyük gururlar yaşattığını dile getirerek devam eden Prof. Dr. Ak, İstanbul Üniversitesi’nin, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yetiştirdiği ve milli takımlara kazandırdığı sporcuların yanı sıra gerek liglere gerekse kapsamlı spor organizasyonlarına damgasını vurarak sporun bireysel ve toplumsal faydalarının bilincinde olan gençler yetiştirdiğini vurguladı. Prof. Dr. Ak, İstanbul Üniversitesi Spor Birliği Kulübü’nün, bünyesinde bulunan 29 branşı ile büyük başarılara imza attığını ve İstanbul Üniversitesi’nin spor alanındaki öncülüğüne önemli katkılar sağladığına dikkat çekerek, “Kadın Basketbol Takımımızın başarılı performansı, Türkiye şampiyonluğu elde eden Kadın Rafting ve Erkek Rafting Takımlarımız, büyük bir başarı göstererek ilk kez Süper Lig’e yükselen Erkek Hentbol Takımımız gurur kaynaklarımızdan birkaçı” şeklinde konuştu.

“Takımlarımızla ve Sporcularımızla Gurur Duyuyoruz”

İstanbul Üniversitesi sporcularının takım olarak elde ettiği başarıların yanı sıra bireysel oyunlarda da önemli başarılar ortaya koyduğunu belirten Prof. Dr. Ak, Bedensel Engelliler Masa Tenisi Türkiye Şampiyonası’nda Klas 9 sınıfı ferdi ve takım yarışmalarında Türkiye 3.sü olan masa tenisi sporcusu Adem Tuncel ve Engelliler Türkiye Yüzme Şampiyonası’nda üç ayrı dalda altın, gümüş ve bronz madalya kazanan üniversite personeli ve öğrencisi Ilgın Aydınoğlu ile İstanbul Üniversitesi ailesi olarak gurur duyduklarını sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Ak, konuşmasına İstanbul Üniversitesi’nin COVID-19 küresel salgını sürecinde uyguladığı ve Türkiye’deki üniversiteler için bir model haline gelen uzaktan eğitim sistemi hakkında açıklamalarda bulunarak devam etti.

Uzaktan Eğitim Alanında Rehber Niteliğinde Bir Kitap

İstanbul Üniversitesi’nin küresel salgın ortaya çıktığı andan itibaren tüm imkânlarını seferber ettiğini ve eğitim-öğretimin aksamaması için gereken tedbirleri hızlı bir şekilde aldığını söyleyen Prof. Dr. Ak, İstanbul Üniversitesi’nin bu süreçte kurduğu Öğrenme Yönetim Sistemi’nin tüm Türkiye’ye örnek olduğunu vurguladı. On binlerce eğitim materyalinin kısa sürede sisteme yüklendiğini ve çevrimiçi olarak dersler ile sınavların hiçbir aksama yaşanmadan yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Ak, “Üniversitemiz, uzaktan eğitim sürecinin bilimsel altyapısına da önemli katkılar sağlamıştır. Rektör yardımcımız Prof. Dr. Levent Şahin ve AUZEF Dekan Yardımcımız Doç. Dr. Ahmet Naim Çiçekler; “Planlamadan Değerlendirmeye Uzaktan Eğitim: Öğrenme ve Öğretme Süreci” isimli önemli kitabı yayınlamışlardır. Kitap uzaktan eğitimde planlama, öğretim materyali tasarımı, çevrim içi derslerde nitelikli sunum hazırlama ve etkili iletişim gibi konuları kapsamakta ve rehber niteliği taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

“Uzaktan Eğitim Konusundaki Çalışmalarımızla Türk Yükseköğretimine Öncülük ve Liderlik Ediyoruz”

Kitapta yer alan konuların tüm Üniversite mensuplarına verilen eğitimlerle aktarıldığını ve uzaktan eğitimin kalitesinin en üst seviyeye çıkarılması için büyük gayret gösterildiğini kaydeden Prof. Dr. Ak, “KOVİD-19 Küresel Salgın Sürecinde İstanbul Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulamalarına Genel Bir Bakış” ismini taşıyan makalede, Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi koordinatörlüğünde yürütülen uzaktan eğitim sürecinin tüm yönleriyle birlikte anket çalışmalarının sonuçları ve diğer bazı sayısal veriler de kullanılarak irdelendiğini belirterek şunları söyledi: “Çalışmanın sonucunda, süreç içerisinde karşılaşılan tüm koşul ve gelişmeler ışığında 2020-2021 eğitim öğretim yılı için yenilikçi bir perspektif sunulmaya çalışılmıştır. İstanbul Üniversitesi olarak uzaktan eğitim konusunda yaptığımız teorik çalışmalar ve başarılı uygulama örnekleri ile Türk Yükseköğretimine öncülük ve liderlik ediyoruz. İstanbul Üniversitesi’nin birikimine yakışan bir vizyon ortaya koyuyoruz. Üniversitemizin hayata geçirmiş olduğu uzaktan eğitim modüllerine yönelik olarak gerçekleştirilen memnuniyet ölçümünde; öğrencilerimiz için yüzde 72, öğretim elemanlarımız için ise yüzde 88 gibi yüksek bir memnuniyet düzeyi saptanmıştır. Sistemin daha da iyileştirilmesine yönelik çalışmalar sürekli olarak devam edecektir. Bu başarıda emeği geçen Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültemiz Dekanı ve Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Levent Şahin hocamız ve ekibi başta olmak üzere tüm mensuplarımıza tekrar teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.”

52 Program, 485 Bin Öğrenci: Dijital Eğitim Çağının Öncüsü AUZEF

Prof. Dr. Ak, konuşmasında Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi ile ilgili son gelişmeleri de aktardı. AUZEF’in dijital eğitim çağının gerekliliklerinin yerine getirilmesinde yükseköğretime öncülük etmek ve geliştirilmiş öğrenme yöntemlerini program ve projeleriyle organize ederek toplumun hayat boyu öğrenme ihtiyacını zaman, mekân ve erişim kısıtı olmadan karşılama misyonuna sahip olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ak, AUZEF bünyesinde an itibarıyla eğitim öğretim faaliyetlerine 34’ü açık öğretim, 18’i uzaktan eğitim olmak üzere 52 programdaki toplam 485 bin öğrenciyle devam edildiğini dile getirdi.

“Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültemiz, Hayat Boyu Öğrenmenin Çekim Merkezidir”

2020-2021 eğitim-öğretim yılında ilk defa AUZEF’i tercih eden öğrenci sayısının 170 bin olduğunu ve AUZEF bünyesindeki her programın sahip olduğu özelliklerden ötürü büyük talep gördüğünü belirten Prof. Dr. Ak, bu programlardan bazılarının doğrudan iş hayatına hazırlama noktasında avantajlar sunduğunu, bazılarının ise entelektüel bilgi birikiminin artırılmasına hizmet ettiğini vurgulayarak, “Günümüzde gerek sosyal gerekse de çalışma yaşamının gereklilikleri noktasında ikinci bir diploma programını tamamlamanın ve o programın yeterlilik ve kazanımlarına sahip olmanın ne denli önemli olduğu düşünüldüğünde, AUZEF’in ortaya koyacağı nitelikli eğitim performansının da topyekûn ülkenin gelişimi, refahı ve kalkınması açısından önemli olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. AUZEF’in, önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren ‘Z-Kitap’ adını verdiği ‘Zenginleştirilmiş Dijital Kitapları’yla hayat boyu öğrenmenin Türkiye’deki çekim merkezi haline geleceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu başarılı organizasyonun gelişimine katkı sağlayan akademik ve idari personelime teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

“2019-2023 Stratejik Planımız, Üniversitemizin Misyon, Vizyon ve Hedefleri Doğrultusunda Yapılandırıldı”

Sözlerini İstanbul Üniversitesi’nin stratejik plan çalışmalarının başarılı bir şekilde yürütüldüğünü aktararak sürdüren Prof. Dr. Ak, “Kurumsal kapasitenin tüm yönleriyle geliştirilmesi doğrultusunda; eğitim öğretim faaliyetlerinin iyileştirilmesi, araştırma geliştirme ve bilimsel çalışmaların güçlendirilmesi, girişimcilik ve yenilikçilik kapasitesinin artırılması ile toplumsal katkı ve sosyal sorumluluk faaliyetlerinin geliştirilmesi amaçlarını içeren ve halihazırda ikinci yılını tamamlamak üzere olan ‘İstanbul Üniversitesi 2019-2023 Stratejik Planı’, Türkiye’deki 11 Araştırma Üniversitesi’nden biri olan İstanbul Üniversitesi’nin misyon, vizyon ve hedefleri doğrultusunda başarılı bir şekilde yapılandırılmış ve takip süreçleri titizlikle işletilmiştir” şeklinde konuştu.

Önümüzdeki aylarda İstanbul Üniversitesi’nin model alınan uygulamaları arasında yer alan “İyi Uygulama Örnekleri” ve “Stratejik Plan Değerlendirme” çalıştaylarının gerçekleştirileceğini söyleyen Prof. Dr. Ak, “Bu çalıştaylar ile tüm süreçler, akademik ve idari birim yöneticilerimizin sorumluluk ve katkıları ile bir kez daha masaya yatırılacak, analize tabi tutulacak ve değerlendirilecektir” diyerek, tüm bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesine doğrudan katkı sağlayan Stratejik Planlama Ekibine ve Strateji Geliştirme Daire Başkanlığına teşekkürlerini iletti.

“Kalite Koordinatörlüğümüzün Yapısı Pek Çok Üniversiteye Model Oldu”

Araştırma Üniversitesi olarak üzerinde hassasiyetle durdukları bir diğer konunun kalite olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ak, 2016 yılında kurulan ve araştırma üniversitesi izleme raporlarının hazırlanması, kurum içi değerlendirmelerin yapılması, bilimsel ödül başvuru analizleri, 100/2000 doktora bursu sürecinin takibi, rankings veri girişleri, akreditasyon süreçlerinin yönetimi gibi kalite yönetimine ilişkin pek çok çalışmayı başarılı bir şekilde yürüten Kalite Koordinatörlüğü’nün yapısının pek çok üniversiteye model olduğunu dile getirdi.

Kalite Yönetim Sistemi Kapsamında Başarılı Organizasyonlar

“Özellikle kalite yönetim sistemi çalışmaları çerçevesinde yürütülen dokümantasyon çalışmaları, kurum içi performans göstergelerinin ve kalite hedeflerinin belirlenmesi, risk analizlerinin yapılması, iç ve dış paydaş memnuniyet analizleri, bilgilendirme eğitimleri, iç tetkikler, TSE kalite yönetim sistemi denetimi gibi üst düzey birikim ve sorumluluk gerektiren yönetim süreçleri Kalite Koordinatörlüğümüzün çatısı altında tüm hızıyla organize edilmeye devam etmektedir” diye konuşan Prof. Dr. Ak, bu başarılı organizasyonun yürütülmesinde başta Prof. Dr. Tolga Naci Saruç, Prof. Dr. Eray Yurtseven ve Doç. Dr. Çiğdem Börke Tunalı olmak üzere emeği geçen herkese şükranlarını sundu.

“Kurumsal İletişim Alanında Önemli Mesafeler Aldık”

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ak konuşmasına İstanbul Üniversitesi’nin bilimsel faaliyetlerinin ve mensuplarının yaptığı başarılı çalışmaların etkin şekilde duyurulması, kurumsal itibar ve saygınlığı artıracak uygulamaların hayata geçirilmesi konusunda Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü ile önemli mesafeler alındığını vurgulayarak devam etti.

Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü ile Samimi Bir İletişim Konsepti

“Geçen yıl Rektör Danışmanımız Prof. Dr. Abdullah Özkan tarafından yeniden yapılandırılan Kurumsal İletişim Koordinatörlüğümüz, üniversitemizin iletişim yönetimi konusunda ciddi çalışmalar yapmış, bütüncül bir perspektifle yeni bir iletişim konsepti oluşturmuştur. Üniversitemizin imkân ve potansiyelini ortaya çıkarma, samimi bir iletişim dili kurgulama ve tüm İstanbul Üniversitesi ailesini kucaklama felsefesi hayata geçirilmiştir” şeklinde konuşan Prof. Dr. Ak, bütün bu çalışmaların güzel sonuçlarının İstanbul Üniversitesi web sayfasındaki ve sosyal medya hesaplarındaki kaliteli içeriklerden ve estetik tasarımlardan görülebileceğini söyledi.

“E-Bültenimiz, Üniversitemizin Faaliyetlerini ve Başarılarını Tarihe Not Düşüyor”

Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü tarafından hazırlanan ve bugüne kadar 5 sayısı yayınlanan E-Bülten’in de İstanbul Üniversitesi’nin faaliyetlerini ve başarılarını derli toplu ortaya koyması ve tarihe not düşmesi açısından önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Ak, kayıt altına alınan her başarının, gelecek kuşaklar için örnek teşkil edeceğini, daha iyilerinin yapılması için ilham vereceğini vurgulayarak, İstanbul Üniversitesi’nin kurumsal iletişim yönetimi için emek veren Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü çalışanlarına teşekkürlerini iletti.

“Dünyaya Söyleyecek Sözümüz Var…"

İstanbul Üniversitesi’nin başta fakülteler olmak üzere tüm birimlerinin, sahip olduğu bilgi birikimini ve potansiyeli en etkin şekilde kullanmak, Türk milletine hizmet etmek için canla başla çalıştığını vurgulayan Prof. Dr. Ak ifadelerini şöyle tamamladı: “Sahip olduğumuz akademik kıymetlere, elde ettiğimiz uluslararası başarılara, Türkiye’nin başarı hikayesinin yazılmasına sunduğumuz katkılara bakarak diyoruz ki; Dünyaya söyleyecek sözümüz var… Bizim görevimiz bundan sonra dünyaya söylediğimiz sözümüzü daha da güçlü kılmak, daha çok kişiye ulaştırmak ve daha başarılı olmaktır. İstanbul Üniversitesi’nin başarısı, aynı zamanda Türkiye’nin başarısıdır. İstanbul Üniversitesi; ülkemizin geleceğinin güvencesi, milletimizin övünç kaynağıdır. Aşk ile çalışmak, evrensel bilgiyi üretmek, Türkiye’ye güç katmak; hepimizin en büyük sorumluluğudur. Bu başarıya emek veren, dünyaya söylediğimiz sözümüzün daha güçlü, sesimizin daha gür olması için ter döken tüm mensuplarımıza teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. İyi ki güzel ülkemize ve asil milletimize hizmet etmekten asla vazgeçmeyen, İstanbul Üniversitesi var. Hepinizi saygıyla selamlıyor, yeni akademik yılımızın sağlıklı ve başarılı geçmesini diliyor, en kısa sürede yeniden öğrencilerimizle sınıflarımızda buluşmayı temenni ediyorum.”

İstanbul Üniversitesi 2020-2021 Akademik Yılı Açılış Töreni, Prof. Dr. Ak’ın konuşmasının ardından toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)