adscode
adscode

Karneler kimin?

Tatil arası eğitimde ara karneler dün verildi. Tüm öğrenci, öğretmen ve velilerimize keyifli bir tatil dönemi diliyoruz...

Karneler kimin?
Milliyet Diyalog

Peki, aynı karne, Ziya Hoca’ya, MEB bürokrasisine, öğretmenlere, velilere, okul yöneticilerine ve biz medyaya da verilseydi, notumuz ne olurdu?

Şuna eminim ki bizlerin karnesi öğrencilerinkinden daha iyi olamazdı.

Niye mi?

Ne çocuklarımız ne de gelecekleri zerre kadar umurumuzda değil de ondan!

Umurumuzda olsaydı, öğretmenlerimiz, çocuklarımız böylesine mutsuz ve eğitim de bu halde olur muydu?

Ölçme değerlendirme

Karneler de eski karne değil. Hemen hepsi takdirlik, teşekkürlük. Zayıf çok olsa da kimsenin umurunda değil, çünkü 7-8 zayıfı olan da sınıf geçiyor. Sınıfta kalma yeniden gelecek denildi ama arkası gelmedi!..

Adil ve objektif bir ölçme değerlendirme sistemi eğitimin olmazsa olmazlarının en başında geliyor. Eğer o yoksa, gerisi teferruattır ve bizde, maalesef ciddi anlamda standart bir ölçme değerlendirme yani not verme sistemi yok!

Bırakın doğu ile batı arasındaki farkı, İstanbul’un bir ilçesindeki okul birincisini bir başka ilçedeki aynı eşdeğerdeki bir okula götürün, kesinlikle nal toplayacaktır.

Eğer eğitimde illa da bir reform gerçekleştirilecekse, bunun ilk ayağı ölçme değerlendirme olmalı ve öğretmenlerimiz bu konuda özgür bırakılmalıdır.

Yoksa, ne eğitimde özlenen o kaliteyi yakalayabilir ne de çocuklarımızı mutlu edebiliriz!

Tatilde kurs!

Yarıyıl tatili niye verildi?

Dinlensinler diye ama gidin bakın yüz binlerce öğrenci, hızlandırılmış kurslarda, yıl içindekinden çok daha yoğun bir şekilde sınavlara hazırlanıyor!

Böyle saçmalık olur mu?

Olmaması gerekir ama oluyor.

Tıpkı hasta olmadan rapor alan öğrenciler gibi.

Tıpkı, adeta parayla diploma satan bazı vakıf üniversiteleri gibi.

Eğitimde ve çocuklarımızın yetiştirilmesi konusunda hangi konuya el atsak, elimizde patlıyor. Çünkü hep görüntüyü kurtarmaya, kabahatleri uzaklarda aramaya çalışıyoruz. Detaylar umurumuzda değil. Oysa kalite ayrıntılarda saklı!

Karnelerle ilgili bir vicdan muhasebesi yaparken, çuvaldızın en büyüğünü, ne olur önce kendimize batıralım.

Tamam, öğrenciler, öğretmenler, görevlerini tam olarak yerine getiremediler de bizler üzerimize düşeni, yeterince yapabildik mi?

Sorumlu kim?

Zor ama önemli bir soru: Eğitimde lime lime dökülmemizin sorumlusu kim?

Elbette, öğrenciler biraz daha çalışsa çok daha iyi notlar alabilirlerdi. Aynı şekilde ülkemizin genel eğitim çıtası çok daha yükseğe çıkabilirdi. Bu kesinlikle doğru.

Peki, ama o motivasyonu ve ortamı, veliler, öğretmenler ve millet olarak kendilerine sağlayabildik mi?

Aslında dün öğrencilerin aldıkları karneler, sadece onların değil, velisiyle, öğretmeniyle, okul müdürüyle, Milli Eğitim Bakanlığı, iktidarı ve muhalefetiyle hepimizin karnesi.

Ve tabii medyanın da.

Hangi biri, eğitime ne kadar yer ayırıyor? Karne haberlerinin dışında ne yapıyor?..

Doğrular bizim, yanlışlar öğrencinin, başarı bizim, başarısızlık onların, yapılamayanlar iktidarın, yapılacaklar muhalefetin diyemeyiz.
Daha da önemlisi, bu sistemde başarı ya da başarısızlık kesinlikle gelecek için bir ölçü olamaz.

Çok örneklerini gördük, okul birincileri hayatın içinde kaybolurken, okulu zar zor bitirenler çok başarılı konuma gelebiliyorlar...

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)