Her konuda kaynak israfı önemli ama insan israfı çok daha önemli. Her yıl 200 bin öğrenci
üniversiteden kopuyor. Oysa ne emekler, ne masraflar ve hayallerle girmişlerdi. Peki sorumlusu kim? ”Ne oluyor?” diye soran, hesap veren olmayacak mı?..
Her yıl yüzbinlerce öğrenci üniversiteden atılırken, ayrılırken ya da bölüm değiştirirken, “çalışsaydı atılmazdı” ”doğru tercih yapsaydı, fakülte değiştirmek zorunda kalmazdı”
”üniversiteye gideceğine, hayata atılsaydı böylesi pişmanlık duymazdı” demek en kolayı.
Peki tek tek suçlu, kabahatli, öngörüsüz, tembel ya da ne istediğini bilmeyen sadece öğrenciler mi?
Kendilerini doğru tercih, doğru gelecek, doğru bilgilendirme, ve doğru yönlendirme
konusunda yeterince donattık mı ki onlardan bu konuda çok daha fazlasını istiyoruz!
Örneğin ilgi, yetenek ve hayalleri ile istedikleri mesleklerin ne kadar örtüştüğü konusunda
yeterince rehberlik hizmeti verdik mi?
Üniversite tercihleri noktasında yanlarında olduk mu?
Yanlış tercih yaptıklarında üniversite içerisinde bölümler arası geçiş olanağı sağladık mı?
Dersaneler ve sınavlar dışında farklı seçenekler sunduk mu?
Atılma noktasına gelen öğrencilerin yaşadıkları sorunlara odaklanıp, bunları çözme
konusunda yeterince gayret gösterdik mi?
Gerekçelerini hiç irdelemeden “Atılması gerekenler atılır, kalanlar bize yeter” mantığı içimize siniyor mu?
Çift anadal yapan öğrencilerin mezuniyette iş bulma şanslarının çok daha yüksek olduğu konusunda kendilerini yeterince bilgilendirip, onlara bu yönde çok daha geniş bir yelpazede
özendirici farklı seçenekler sunduk mu?
Arada bir de olsa empati yapıp o öğrencilerin ve ailelerinin yerine kendimizi koyduk mu?
Yaşanan israfın ve hayal kırıklıkların aile bütçesine, ülke ekonomisine ve en önemlisi de gençlerimizin ve ailelerinin moral ve motivasyon açısından yaşadıkları erozyonun ne kadar farkındayız?
Eğitimde temel felsefenin öğrenciyi harcamak değil, kazanmak olduğunu, her öğrencinin
başarılı bir alanın bulduğunu, şimdi değilse ne zaman ciddiye ele alacağız?
Her yıl, üniversite öğrencilerimizin yanı sıra zorunlu eğitim çağındaki milyonlarca öğrencimiz
de okuldan, eğitimden, hayallerinden uzaklaşıyor.
Ne olur artık çocuklara, öğrencilere ve tüm bireylere herhangi bir rakam olarak bakmayalım.
Onların her birini kendimiz ya da bir yakınımız olarak görelim ve onlar için gösterdiğimiz hassasiyeti diğerlerine de gösterelim.
Çocuklarımızın devlete, kurumlara ve geleceğe yönelik güvenlerini daha fazla örselemeyelim!..