adscode
adscode

Konkordato Şakaları

Dışı çıtır çıtır çikolata kaplı, içi yumuşacık: Konkordato. “Konkordato” diye yazılır. “Borcum borç ama … alırsın!” diye okunur. 3001 oldu! Bir şirket daha konkordato istedi.

Konkordato Şakaları
Konuk Yazar

Prof. Dr. Ali Cem Budak

Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi

 

 

Bu sözler son günlerde basında ve sosyal medyada tesadüf edilen konkordato şakalarından bazıları.  Ne zaman böyle bir şaka fırtınası esse, bir algı operasyonundan şüphelenmek gerekir.  Seksenli yılların – o zaman hala kullanılan terimle – misafir işçilerden kurtulmak isteyen Almanya’sındaki Türk şakaları gibi: “Her nasılsa bir doktor ve bir Türk yan yana iki ev satın almışlar. Türk, doktora demiş ki: Benim evim daha kıymetli. Benim yanımda doktor oturuyor, senin yanında Türk oturuyor.”

Şimdi fazlaca komplo teorilerine kapılmadan denebilir ki içinde bulunduğumuz yılın üçüncü çeyreğinde döviz kurlarındaki yükselmenin kontrolden çıkması şeklinde patlayan ve Türkiye’nin güvenlik konularında yaşadığı dış politika sorunlarıyla eş zamanlı olarak parlayıp yatışmaya başlayan ekonomik kriz, birçok sektörde işletmelerin malî yapılarının sarsılmasına ve iflas riskinin son yıllarda görülmemiş şekilde yükselmesine yol açmıştır.

Ödeme güçlüğü içindeki şirketlerin rehabilitasyonuna yönelik, fakat yıllar içinde yozlaşarak amacı dışına çıkmış bulunan iflasın ertelenmesi kurumunu yeni bir anlayışla ele alan, kötüye kullanmaları azaltabilecek nitelikteki 2016 tarihli kanun değişikliğinin uygulanmasının menfur 15 Temmuz hadisesi sonrasında – bu hükümlerin içeriğiyle ilgili olmayan sebeplerle – askıya alınmış olması da bu riski bir kat artırıyordu.

İşte tam bu günlerde konkordato hukukunu borçlular için daha kolay başvurulabilecek bir çare haline getirerek reforma tabi tutan 7101 sayılı Kanun, deyim yerindeyse, piyasaların imdadına Hızır gibi yetişmiştir. Çünkü konkordato özel hukuka ilişkin başka fonksiyonları yanında, millî ekonomi bakımından güç durumdaki işletmeleri ayakta tutarak zincirleme iflasları önlemeye ve istihdamı korumaya hizmet eden bir müessesedir.

Ve konkordato yeni bir icat değildir. Konkordato en geniş ve genel anlamıyla mahkemenin tanıdığı bir icra takibi yasağı dönemini ve bu dönem içinde alacaklıların ağırlıklı bir çoğunlukla kabul edebilecekleri bir ödeme planının mahkeme tarafından tasdiki üzerine borçluya tenzilat veya daha uzun vade kolaylığı sağlamalarını öngören kanunî düzenlemeleri ifade eder.   Hukukun bu alanına karşılaştırmalı hukuk bakımından aşina olan her hukukçunun söyleyebileceği gibi, ilk modern örneğini 1807 tarihli Fransız Ticaret Kanunu’nda bulan ve Türk Hukukunda 1850 yılında yürürlüğe giren Kanunname-i Ticaret’ten beri mevcut olan konkordato, her millî hukuk düzeninde yer alır. Nasıl satım veya kira sözleşmesini düzenlemeyen bir borçlar hukuku düşünülemezse, konkordatoyu şu veya bu isim altında tanzim etmeyen bir küllî icra hukuku da düşünülemez.

Türkiye’de konkordatonun son haftalarda olumsuz yorumlarla gündemin üst sıralarına oturtulmasının sebepleri, haklı sebepler değildir. Basın ve sosyal medya üzerinden dolaşıma sokulan sayılar da doğru değildir: Adalet Bakanlığı verilerine göre 26 Ekim 2018 tarihi itibarıyla yeni konkordato hükümlerine göre yapılan konkordato taleplerinin sayısı -3000 veya daha fazla değil- sadece 844’ür.  Bu taleplerden 186 tanesi reddedilmiştir. En güncel verilerle Türkiye’deki aktif ticaret şirketi sayısını da verelim: 928.889.

Yeni konkordato hukukumuzun, kısmen uygulamanın çok yeni olması ve eski iflas erteleme alışkanlıklarının devamından kaynaklanan eksiklikleri yok değildir. Bu eksikliklerin insan unsuru ile ilgili ve ancak uzun vadede çözülebilecek olanlar dışındaki yönleri, kanuna yapılacak birkaç küçük değişiklik ile giderilebilecek niteliktedir.

Başarıyla içinden çıkacağımıza inandığımız şu sıkıntılı dönemde konkordato şakaları yapmak kolay; şu soruya cevap vermek zordur: “Ya yeni konkordato hükümleri yürürlüğe girmemiş olsaydı?”


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)