adscode
adscode

MEB karnesi mi PISA karnesi mi doğru?

Ama ben yine de şu zor soruyu sormadan edemeyeceğim: Karneye yansıyan bu başarılar, bu üstün başarı belgeleri ne kadar gerçeği yansıtıyor? Daha da zor bir soru: Bu eğitim sistemi, çocuklarımızı eğitiyor mu öğütüyor mu?

MEB karnesi mi PISA karnesi mi doğru?
Konuk Yazar
Güncelleme : 19-Jun-22 16:28

Nevzat TARAKÇI / Kahramanmaraş Doğa Koleji Edebiyat Öğretmeni

Bir öğretim- öğretim yılı daha geride kaldı.

Hepimiz karne gününün coşkusunu yaşadık.

Karneler harika, her yıl olduğu gibi takdir ve teşekkür belgeleri havada uçuşuyor.

Düşünüyorum da yıllardır eğitimin içerisindeyim, ya benim gördüklerim, bildiklerim, yaşadıklarım, izlenimlerim yalan, yanlış ya da bakanlık yetkililerinin ifadeleri, istatistikleri…

Ama ben yine de şu zor soruyu sormadan edemeyeceğim: Karneye yansıyan bu başarılar, bu üstün başarı belgeleri ne kadar gerçeği yansıtıyor?

Daha da zor bir soru: Bu eğitim sistemi, çocuklarımızı eğitiyor mu öğütüyor mu?

BİZ HANGİ KARNEYE İNANALIM?

Şu iki karnenin hangisi doğru, hangisi yalan?

Orta yerde iki çeşit karne var.

Biri MEB karnesi, diğeri PISA karnesi.

Birinci karne MEB karnesi:

MEB’e göre 17 milyon öğrenciden 10 milyona yakın öğrenci üstün başarı belgesi sahibi.

BRAVO, eğitim sistemimize, harika!

İkinci karne PISA karnesi:

Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) üç yılda bir yayınladığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA)

PISA karnesine göre Türkiye 70 ülke arasında 50. sırada.

70 ülkeden 15 yaşındaki yaklaşık 600 bin öğrencinin katıldığı sınavda Türkiye,

Fen’de 52. sıra

Türkçe ’de (Okuma becerileri) 50. sıra

Matematik’te 49. sırada…

Siz söyleyin, bu iki karneden hangisi doğru, hangisi yalan?

BU EĞİTİM SİSTEMİYLE ÇOK ZOR

Bakanlık yetkilileri hangi gözlüklerle hangi açıdan bakıyor da pozitif şeyler görüyor, güzel şeyler söylüyor, bilmiyorum.

Benim bildiğim şey, yıllardır gördüğüm, içinde yaşadığım, lime lime dökülen eğitim sistemi.

Peki nedir, hangileridir bu ağır sorunlar?

CILIZ RUHLU BİREYLERLE Mİ?

Eğer bir ülke, eğitim sistemini gerçekçi temeller üzerine oturtamazsa o ülkede ruhu cılızlaşmış bireyler yetişir.

Bu ruhu cılızlaşmış bireyler ahlak yoksunu olarak yetiştikleri için iradeleri, zekâları ve vicdanları gelişmez.

Bilgiyi ve değerleri zekâyla, ahlakla, vicdanla ve iradeyle yoğurmayan toplumlar otoriterliğe kayar.

Ezberci, kuru ve sıkıcı bir eğitim anlayışıyla nereye kadar gidebiliriz.

Eğer biz, bireylerin inisiyatif alma becerisini kazandığı bir okul düzeni kuramazsak gelecekte toplumumuzu daha da büyük karmaşalar bekliyor demektir.

 

DAYATMACI, EZBERCİ, KURU VE SIKICI EĞİTİM

“Eğitim, insanın öğrendiği her şeyi unuttuktan sonra geriye kalan şeydir!” der Einstein.

Diğer bir düşünür de “Eğitimin en büyük gayesi, kişiye öz güveni öğretmek ve kendi zihin dünyasının zenginliklerini kavratmaktır!” der.

Mevcut eğitim sistemiyle duyarlı, donanımlı bir gençlik yetiştirmek neredeyse imkânsız gibi.

Türkiye’nin tartışmasız birinci gündem maddesi “eğitim” olmalı.

Ne yazık ki aile ve okuldan soğumuş, sanal alemde kaybolmuş, boğulmuş, inanç ve kültürel değerlerinden habersiz bir nesil yetişiyor.

YOZLAŞMA TAM GAZ

Öğrencilerde yozlaşma tam gaz:

Dilde yozlaşma,

Eğlencede yozlaşma,

Kılık kıyafette yozlaşma,

Sanatta yozlaşma.

Tüm toplumsal değerlerde yozlaşma…

Ne yazık ki okumayan, araştırmayan, sorgulamayan, umursamaz, vurdumduymaz bir nesil geliyor.

Biz ne yapıp ne edip insan hakları ve demokratik ilkelere saygılı, sağlıklı, neşeli, okuyan, sorgulayan, farklı görüş, düşünce, inanç, anlayış ve kültürel değerlere hoşgörüyle bakabilen, donanımlı gençler yetiştirmek zorundayız.

Ama nasıl, ne zaman?

Hangi sitemle, hangi kadroyla?

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)