Takip eden hafta boyunca ise Oda birimleri, kentlerinde ulusal ve uluslararası etkinlik gerçekleştirmektedirler. Mimarlar Odası, her iki yılda bir Ulusal Mimarlık Ödülleri kapsamında, mimarlık alanında önemli yapıtlara imza atmış ve meslek etiğine bağlı, deneyimli meslektaşlarımızı “Mimar Sinan Büyük Ödülü” ile onurlandırmaktadır.
Çevresiyle, doğayla ve insanla barışık bir yapılaşmanın görkemli anıtsal örneklerini mimarlığın evrensel değerleriyle buluşturan Mimar Sinan’ın eserleri, günümüzde dahi bulundukları kentleri biçimlendirmekte, yaşamımızı etkilemektedir.
Koca Sinan’ı andığımız bugünlerde ne yazık ki toplumumuza “uygarlığımızın esenlikli bir geleceği” adına güzel şeylerden söz edemiyoruz.
Mevcut iktidarın tarihî yapıtların “taklit”lerini kentlere “tarihi yeniden canlandırmak” adı altında “mimarlık” olarak pazarladığı koşullarda, mimarlık, kültür ve doğa değerleri sistemli bir şekilde yok edilmektedir. Sinan’ın akılcı mimari anlayışının özünü oluşturan araştırma, öğrenme, anlama, çağdaş bir mimari yaratma, sürekli olarak kendini aşma çabaları anlaşılmamakta, niteliksiz uygulamalar ile hatalı yatırım kararları alınmaktadır.
Ekonomik perspektif “kentsel dönüşüm”e dayandırılmakta, insani, bilimsel ve mesleki tüm birikimler yok sayılarak, Cumhuriyet dönemi mimari mirası ile birlikte bütün tarihî ve doğal varlıklar ile kültürel değerler birer birer yok edilmektedir. Bu anlayışla çıkarılan 5366 sayılı Yenileme Yasasının yanı sıra 6306 sayılı Afet Yasası ile TOKİ ve Başbakanlık “tek imar otoritesi” haline getirilerek; mimarlık değerlerini, kent dokusunu ve kültür varlıklarını yok eden karar ve uygulamalar engelsiz bir şekilde hayata geçirilmektedir.
Büyük Usta’nın, mimarlık ve şehircilik açısından “çılgın” kararların alındığı bir ortamda anılması, tarih boyunca bu topraklarda yaratılan birikim ve değerlerle ve O’na saygısızlık anlamına gelmektedir.
Mimarlar Odası olarak, kendi çağından günümüze dek yapıtlarıyla sunduğu mesajı doğru anlayarak, bundan dersler çıkarmanın; O’na, toplumumuza ve mimarlığa olan borcumuzun bir gereği olduğu inancıyla her türlü baskı ve etkisizleştirme çabalarına rağmen, meslekî çalışmalarımızı sürdüreceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Büyük ustayı ölüm yıldönümü nedeniyle saygıyla anarken, “Sinan’a saygısızlık” şeklinde nitelediğimiz, yönetimlerin, kent kimliklerini ve siluetlerini yok eden, estetikten yoksun, sosyal, ekonomik ve kamusal kayıplara neden olan, “kent suçu” niteliğindeki uygulamaları yeniden bir kez daha birlikte düşünelim istiyoruz. Bu kapsamda ülke yöneticilerini, yerel yönetimleri, yatırımcıları ve ilgili tüm kesimleri kentlerimize, Koca Sinan’a ve yarattığı eşsiz değerlere sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB Mimarlar Odası