Anne ve babaların global bir ortak sorunları var: Dünyada mahalle kavramı hızla ortadan kalkıyor. Var olmayı sürdürdüğü yerlerde ise "mahalle", eskiden olduğu gibi çocuklara güvenli bir ortam sunmak yerine potansiyel tehlikelerin olduğu bir yer haline geliyor.
Eskiden mahalleler çocuklara özgür oynama, oyunlarını kendileri kurgulama, hayal gücünü ve yaratıcılığını geliştirme imkânı veriyordu. Mahalle ortadan kalınca çocuğun hayatındaki her şey planlı programlı olmaya başladı.
Çocuğun gündelik yaşamı belirli zorunluluklar zinciri gibi. Yine sıkı kurallarla ve onların ödev disiplininden arta kalan az zamanda çocuk bu hayatta belki de en çok ihtiyaç duyduğu şeyleri yapmaya çalışıyor. Ancak mahalleler ortada kalmadığından artık yaratıcı, hayal gücüne dayalı özgür oyun oynama imkânı yok. Oyun zamanını da anne babalar planlayıp düzenlemek zorundalar.
Çocuğa hayal gücüne dayalı oyunlar planlamak ve gerekirse onlarla birlikte oynamak zaten hayatın koşulları altında yorgun olan anne ve babalara zor geliyor. Onlar da kolay yolu seçiyor ve çocuklarını bilgisayar, tablet veya mobil cihazın başına itiyorlar.
Önceden planlanmış kurallı ve hızlı oyunları oynamalarını istiyorlar. Onların başına çöken çocuk da neredeyse büyülenmiş biçimde ekrana baktığından ve sessiz kaldığından bu durum anne ve babanın işine geliyor. Bu sadece Türkiye'ye ait değil global bir sorundur.
Böylece bu koşullarda yetişen çocuklar okulda, ders dışında kalan zamanlarında hep kurallı, katı biçimde planlanmış hayatlar yaşayarak büyüyorlar. Dolayısıyla yaratıcı beyinlere sahip olmak imkânından iyice uzaklaştırılmış bireyler olarak hem birbirlerine benziyorlar hem de hayatı doya doya yaşama imkânından uzak kalıyorlar. Bu noktada, "Hayatın tümünün koşullarını değiştiremeyiz ama eğitim sisteminde belki bir şeyler yapabiliriz" diyen insanlar devreye giriyor.
Dünyanın en kaliteli eğitimini veren Finlandiya'da, çocuklar serbest ortamlarda özgür kararlar vererek oyunlar aracılığıyla öğreniyorlar. Önlerine getirilen sorunlara yaratıcı çözümler bulma yöntemini içselleştiriyorlar.
O eğitim sisteminden çıkan çocuklar; okul dışındaki yaşamlarında da özgür düşünen, yaratıcı beyinlere ve hayatın önlerine getirebileceği sorunlar karşısında yaratıcı çözümler üretme becerisine sahip oluyorlar.
Yazının Devamı İçin Tıklayın!