Bilindiği gibi COVID-19 nedeniyle birçok ülke okulları kapatmak zorunda kalmıştır. UNESCO'nun en son rakamlarına göre, dünyadaki kayıtlı öğrencilerin % 60'ından fazlası okulların kapalı kalmasından etkilenmiştir. Covid-19 salgınından dolayı birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de eğitime 16 Mart’tan itibaren ara verilmiş ve uzaktan öğretim yoluyla geride bıraktığımız eğitim-öğretim yılı tamamlanmıştır.
Bu süreçte, eğitimle ilgili karar vericiler ikileme düşmüştür. Covid-19 sürecinde eğitimle ilgili karar vericilerin çocukların/gençlerin sağlığı ile geleceği arasında yaşadıkları ikilem belki de gündemi en çok meşgul eden konuların arasında yer almıştır. Bir taraftan çocukları/gençleri salgından koruma gayesi, diğer yandan daha fazla zaman kaybetmeden öğrenme süreçlerine kavuşturma olarak iki görüş olarak ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun da tavsiyeleri doğrultusunda 21 Eylül tarihinde okul öncesi ve ilkokulların birinci sınıfını kademeli ve seyreltilmiş olarak yüz yüze eğitime başlatma kararı aldı. Devamında ise 5 Ekim’de uygulamalı meslek liseleri, 12 Ekim’de ilkokulun bütün sınıfları, 8 ve 12. sınıflar, 2 Kasım tarihinde ise 5 ve 9. sınıflarda yüz yüze eğitimin başlanması kararı alınmıştır.
Bu noktada Türk Eğitim-Sen olarak “Salgın Sürecinde Eğitim Sisteminde Karşılaşılan Sorunlar ve Beklentiler” konulu bir anket çalışması gerçekleştirdik. Gerek uzaktan gerekse yüz yüze eğitim sürecini değerlendirdiğimiz anket çalışmasında alanında uzman akademisyenlerimiz görev aldı. Bu çalışmanın amacı, salgın sürecinde eğitim sistemimizin mevcut durumunu, öğretmen, öğrenci, yönetim ve aile boyutlarında karşılaşılan sorunları analiz etmek ve son olarak öğretmenlerin süreçle ilgili beklenti görüş ve önerilerini ortaya koymaktır. Hazırlanan rapor önümüzdeki eğitim dönemine de ışık tutacaktır.
Türk Eğitim-Sen’in anket çalışmasına 13 Ekim-03 Kasım 2020 tarihleri arasında 1.352 kişi katılmıştır. Ankete katılanların % 86’sı öğretmen, % 14’ü okul idarecisidir. Ankete katılanların % 2,2’si okul öncesinde, % 33,6’sı ilkokulda, % 28.5’i ortaokulda, %35,7’si lisede görev yapmaktadır. % 45,3’ü il merkezinde, 42,7’si ilçede, yüzde % 3,9’u belde/kasabada, % 8,1’i köyde görev yapmaktadır.
Buna göre;
Öğretmenler uzaktan eğitim süreçlerinde mesleki yetkinlik anlamında genel olarak kendilerini yeterli görmektedirler. Öğretmenler kendilerini uzaktan eğitim süreçleri ile ilgili mesleki yetkinlik anlamında % 38’i “çok yeterli”; % 33’ü “yeterli”; % 21’i “kararsız” ve % 6’sı “yetersiz”, % 2’si de “çok yetersiz” görmektedirler.
Öğretmenler uzaktan eğitimde içerik hazırlama konusunda tam yeterli değillerdir. Öğretmenler kendilerini, uzaktan eğitim araçlarını kullanma, sınıf yönetimi, zaman yönetimi anlamında “yeterli” düzey olarak tanımlarken, içerik hazırlama konusunda tam yeterli olmadıklarını belirtmektedirler. Öğretmenlerin uzaktan eğitimde içerik hazırlama konusunda eğitim ihtiyacı içinde oldukları söylenebilir. Dijital içerik hazırlama konusunda temel eğitimler verilebilir.
Uzaktan eğitimde en çok kullanılan platform % 40 EBA, % 39 Zoom, %16 WhatsApp’tır. Diğer ( Adobe Conncet, Facebook, Google Meet, Teams v.b.)cevabı verenlerin oranı % 5’tir.
Öğretmenler, salgın döneminde uzaktan eğitim aracı olarak en çok “tablet %34, Bilgisayar %34 ve cep telefonu %31” kullanmışlardır.
Öğretmenler tarafından öğrencilerle iletişimde en çok WhatsApp uygulaması kullanılmaktadır. Öğretmenlerin % 46’sı WhatsApp, % 33’ü cep telefonu ve % 17’si SMS, % 3’ü e-posta kullanmaktadır. Bu soruya diğer cevabı verenlerin oranı % 1’dir.
Öğretmenlere göre uzaktan eğitim sürecinde çok sayıda sorun bulunmaktadır ve bu sorunlarla yüksek düzeyde karşılaşmaktadırlar. Bağlantı kopması vb. nedenlerle yaşanan teknik aksaklıklar, öğrencilerin derse devam zorunluluğunun olmaması, internet erişimi sıkıntısı, EBA’daki eksiklik ve aksaklıklar, ödevlendirmenin ve ödev takibinin nitelikli olmaması, tam anlamıyla ölçme-değerlendirme yapılamaması şeklinde sorunlar bulunmaktadır. Yine geleneksel yöntemlerin uzaktan eğitimde yetersiz kalması, iş yükünün artmış olması, bazı derslerde çevirim içi içerik yetersizliği, öğretim programlarının uzaktan eğitime uygun olmaması, teknolojik donanım yetersizliği, dijital araçların yetersizliği ve teknolojik okur yazarlık düzeyinin düşük olması da uzaktan eğitim sürecinde en çok karşılaşılan önemli sorunlar olarak belirlenmiştir.
Öğretmenler uzaktan eğitim süreçlerinde mesleki doyum alamamaktadırlar. Kadın öğretmenlerin % 68’i, erkek öğretmenlerin ise % 66’sı uzaktan eğitimden mesleki doyum alamadıklarını ifade etmişlerdir. Öğretmenlerin yaş grupları açısından mesleki doyum alamamalarında farklılık görülmemektedir. Bütün yaş gruplarında öğretmenlerin yaklaşık % 65’inin mesleki doyum alamadığı ortaya çıkmıştır.
Öğretmenler uzaktan eğitim süreçlerinin verimli olduğunu düşünmüyorlar. Öğretmenlerin % 56,4’ü uzaktan eğitim süreçlerinde yüz yüze eğitimdeki verimi alamadıklarını belirtirken, % 36,2’si kısmen verim aldığını belirtmektedirler. Etkili verim aldığını belirtenlerin oranı ise % 7,3’tür.
Öğrenciler uzaktan eğitimde derslere tam olarak devam etmemektedirler. Öğretmenlerin % 31’i uzaktan eğitimde derslere öğrenci katılımının % 25’den az olduğunu; % 31,1’i katılımın % 25-50 arası; % 21,4’ü katılımın % 51-75 arası ve % 15,2’si de katılımın % 75-100 arası olduğunu belirtmektedir. “Kimse katılmıyor” diyenlerin oranı % 1,3’tür. Öğrencilerin derslere tam olarak katılımın düşük olduğu görülmektedir. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (% 63,4) uzaktan eğitime öğrenci katılımının % 50’nin altında olduğunu ifade etmişlerdir.
Öğretmenlerin yaşadıkları evde aynı anda birçok kişi uzaktan eğitim almaktadır. Aynı evde bir kişinin eğitim alma oranı % 25; iki kişinin eğitim alma oranı % 34; üç kişinin eğitim alma oranı % 27 ve dört kişinin eğitim alma oranı % 14 olarak belirlenmiştir.
Aynı evde genellikle bir kişi eğitim vermektedir. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (% 93’ü) evde bir kişinin eğitim verdiğini belirtmişlerdir.
Öğrencilerin yaşadığı en önemli sorun internet kotasının yetmemesi (EBA dışıplatform kullanıldığında), derslerin çakışması ve donanıma sahip olmamadır. Evde dikkati dağıtıcı uyarıcıların olması, ders saatlerinin sürekli değişmesinden dolayı derslerin takip edilememesi ve öğretmenlerin yaşadıkları aksaklıklardan dolayı derslerin yapılamaması da öğrencilerin en çok ve sıklıkla karşılaştıkları sorunlardır.
Aileler uzaktan eğitimi zorunlu olarak görmemektedirler. Uzaktan eğitimde aile boyutunda birçok sorunun yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ailelerin ilgisiz tutumu, uzaktan eğitimi zorunlu bir süreç olarak algılamamaları; uzaktan eğitim süreçlerinden yüz yüze eğitimdeki başarı ve verimi beklemeleri; ailelerin uzaktan eğitim süreçleri hakkında yeterlik düzeylerinin düşük olması; çalışan ebeveynlerin yeterli desteği vermemesi ve ailelerin teknolojiden uzak olması aile boyutunda diğer sorunlardır.
Uzaktan eğitim süreci hakkında belirsizliklerin olması yönetimsel anlamda en önemli sorunlardandır. Ek ders ücretlerinde belirsizlik, tatil günü ve mesai saati dışında ders planlamalarının yapılması, öğretmenlerin yönetim tarafından yeterince motive edilmemesi, ders programlarının sık değişmesi, çok yüksek düzeyde sorun olarak algılanan ve sıklıkla karşılaşılan sorunlar olarak belirlenmiştir. Yine idarenin ders programlarını düzenleme konusunda gecikmesi ve sınıf birleştirme yapmak istemesi orta düzeyde karşılaşılan sorunlar olarak belirlenmiştir.
Uzaktan eğitim süreçlerinin en olumsuz etkisi eğitimde fırsat eşitsizliğini artırmasıdır. Öğrencilerin daha çok dijital bağımlı olması, ekrana uzun süre maruz kalmaktan dolayı görme bozukluğu meydana gelmesi, öğrencilerde “öğrenme kayıpları” meydana gelmesi, davranış bozuklukları ortaya çıkması ve küçük kas becerilerinin gelişememesi gibi problemler de çok ciddi düzeyde ve sıklıkla karşılaşılabilecek önemli olumsuz etkiler olarak ifade edildiği görülmüştür.
Anketimizde salgın sürecinde yüz yüze eğitimin kademeli olarak başladığı ilk sürece yönelik mevcut durum ve sorunlar da tespit edildi.
Ankete katılanların %79’u okulda yüz yüze eğitim yaparken, % 21’i yüz yüze eğitim yapmadığını ifade etti.
Öğrencilerin salgın döneminde derslere yüz yüze katılımı, online katılımdan daha fazladır. Öğretmenlerin %52,3’ü yüz yüze eğitimde öğrencilerin % 76-100 arası derslere katılımının olduğunu belirtmektedir. Kısaca yüz yüze eğitimde derslere öğrenci katılımı online eğitimden yüksek olmasına rağmen derslere tüm öğrenci katılımının düşük olduğu söylenebilir. Bu soruya katılım % 25’den az diyenlerin oranı %19,1, katılım % 25-50 arası diyenlerin oranı % 11,8, katılım % 51-75 arası diyenlerin oranı da % 16,8’dir.
Katılımcıların % 8’i okullarında karantinaya alınan sınıf olduğunu belirtmişlerdir.
Sürekli maskeyle ders anlatmak yüz yüze eğitim veren öğretmenlerin karşılaştıkları en önemli sorundur. Aktif taşıyıcı olan öğrencilerden virüs bulaşma korkusu, öğrenciler arasında sosyal mesafenin korunamaması riski, okulun fiziki şartlarının salgın dönemi şartlarına uygun olmaması, çocuklarda okula dönüş problemlerinin olması (adaptasyon), okullarda yeterli personel olmaması önemli yüz yüze eğitimde yüksek düzeyde algılanan sorunlar olarak ortaya çıkmıştır. “Dezenfektan, maske, hijyen” kuralının sağlanamaması ve ders ve teneffüs sürelerinin azaltılması orta düzey sorunlar olarak ortaya çıkmıştır.
Ücretsiz internet, ücretsiz bilgisayar ve tablet en önemli istekler olarak ortaya çıkmıştır. Bunun dışında katılımcılar uzaktan eğitim araçlarının alımında vergi indirimi istemektedirler. Ankete katılanların % 43,6’sı uzaktan eğitim araçlarına ücretsiz internet imkânı sağlanmasını isterken; % 34,2’si uzaktan eğitim araçlarının ücretsiz temin edilmesi, % 22,2’si de uzaktan eğitim araçlarında vergi indirimi sağlanmasını talep ediyor.
Öğretmenlerin beklentileri eğitim öğretim süreçleri, yönetim süreçleri ve destek sağlanması olarak üç kategoride toplandığı görülmektedir. Eğitim öğretim süreçleri kategorisinde öğretmenler tarafından vurgulanan en çok beklenti eğitimin yüz yüze yapılması olarak ön plana çıkmıştır. Yönetim süreçlerinde yüz yüze eğitim için tedbirlerin arttırılması, diğer kategoride ise öğrenciye teknoloji desteğinin sağlanması olarak vurgulanmıştır.