adscode
adscode

OĞUZ ATAY YAŞASAYDI BUNA İTİRAZ EDERDİ

Her eğitim-öğretim döneminin başında fırsat bulup kırtasiyeleri dolaşırım. Oradaki hummalı hareketin; eğitime ve kitaba askılanmış gelecek kaygısının mum ışığı misali titreyişini gözlemlemek isterim.

OĞUZ ATAY YAŞASAYDI BUNA İTİRAZ EDERDİ
Konuk Yazar
Eylül-Ekim ayları kırtasiyelere can suyu gibidir. Özellikle hafta sonlarında iğne atsan yere düşmez. Çalışanların sırtı terler koşturmaktan. Alınacak malzeme listeleri elden ele hızla geçirilir. Ambar kapısından minibüsler habire sipariş kolileri boşaltır.
İçeride, istiflenmiş kitaplardan-defterlerden havaya yayılan taze kağıt kokusu büyüleyicidir. Öğrenciler-veliler pür heyecanlı. Annelerinin dalgın gözleri önünde evlatları okumuş, büyük adam-kadın olmuşlar. Birinci hamura basılmışçasına bembeyaz hülyalar… Bembeyaz bir gelecek hayali içinde.
Elbette madalyonun düğer yüzü de var. Bu sene kitap fiyatları yüksek. Yardımcı ders kitapları 30-40-50 lira. Hemen her dersin yardımcı kitabı var. Sonra çalışma setleri, imla kılavuzları, sözlükler... Bir de öğrencilere verilen okuma listeleri var.
Ulus’ta bir kitapçıya girip raflardaki kitaplara göz gezdirmeye başladım. Öğrenci velisi olduklarını anladığım iki bayan, kitapçıdan bazı romanları soruyorlardı. Aralarında Tutunamayanlar romanı da vardı. Döndüm, giyim kuşamlarından dar gelirli oldukları gözlenen hanımlara sordum. Çocukların o kitabı alıp okumasını öğretmenleri istemiş.
Bahsi geçen kitap piyasada 40-50 TL arası fiyata satılıyor. Pahalı bir eser. Onu bir dersin okuma listesine katıp velilere aldırmak bana çok da haklı bir hareket gibi görünmedi. İnsanlar asgari ücretlerle ay sonunu getirmeye çabalıyorlar.
Kaldı ki, Tutunamayanlar romanı böylesi emir-komuta zinciriyle, toplu okuma ayinleriyle anlaşılabilecek türden bir eser de değildir. O kitap Türk Romanının Everest’idir. Hakkını vermek gerekir. Tutunamayanlar’a grup halinde değil, tek başına; dondurucu soğuğunu iliklerinde hissederek, el ve ayak parmaklarından birkaçını kaybederek tırmanılır.
Ona tırmanacak olan dağcı, öncesinde bol bol düşük ve orta yükseltili zirvelerde alıştırma yapmalıdır. Edebiyat şatonunun giriş kapsı değil, son kattaki ağzı trajedi uçurumuna açılan karanlık dehlizidir Tutunamayanlar. Anlayabilmek için onun açlığını duymak, Oğuz ATAY’ın olağanüstü duyarlılığını takdir edebilecek kadar imbikten geçmek şarttır.
İkinci kademe öğrencisine, üstelik ailesine yük ederek aldırılıp okuttuğunuzda o kitaba sempati kazandıramazsınız.
Eğer rahmetli ATAY hayatta olsaydı, en önce o karşı dururdu kitabının böylesi toplu alımlarla adeta sıradanlaştırılmasına. İşin maddi boyutuna da ayrıca isyan ederdi.
Bari, yazarın beynini kemiren iç azabına saygı duysak ve büyük eserini bu kontrolden çıkmış tüketim çarkının bir dişlisi haline getirmesek…

Tutunamayanlar’ı öğrencilere neden aldırıyorlar Olric?
Öğrenciler sizi tanıyabilsinler diye efendimiz.
Öyleyse onlar beni hiç tanıyamamışlar.

Zübeyr ÖZARSLAN
Eğitimci-Müfettiş

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)