adscode
adscode

Okula gitmeyen çocuklara nasıl davranmak gerekir?

Çocuğunuz mutlu değilse sizin mutlu olmanız mümkün değil.

Okula gitmeyen çocuklara nasıl davranmak gerekir?
Milliyet Diyalog

Öğrenim çağındaki milyonlarca çocuğumuz okulda değil.

Zorunlu eğitimde durum daha da vahim.

Peki, bu çocuklar neden okula gitmiyor?

Şu anda neredeler, ne yapıyorlar, yaşadıkları ya da ailelerine, çevrelerine yaşattıkları sorunlar neler?

Ciddi hem de çok ciddi bir konu!

Bu çocuklardan biri sizin ailenizden de olabilir.

Bugün değilse bile yarın böylesi bir durumla karşılaşırsanız, nasıl davranmanız gerekiyor?..

Çocuğunuz mutlu değilse sizin mutlu olmanız mümkün değil.

Sizler mutlu değilseniz ülkede huzurdan söz etmek de abes olur.

Neden mi?

Evinde ya da yakınında öğrenci olmayan yok gibi.

İlk ve orta dereceli okullarda 20 milyona, üniversitelerimizde de 10 milyona yakın öğrencimiz var.

Okuma çağındaki çocuk ve genç sayımız daha da fazla.

Dahası 30 milyondan fazla veli ve öğretmenimiz bulunuyor. Ayrıca milyonlarca farklı paydaş var.

İşte bu yüzden eğitimi, çocuklarımızı ve onların geleceğini ciddiye almamız gerekiyor.

Sık sık dile getirdiğimiz gibi onlar mutluysa aile, aileler mutluysa ülke mutludur, huzurludur, geleceğe emin adımlarla yürüyordur.

Neden kaçıyorlar?

Okuldan kaçışın onlarca nedeni var ve bu konuda pedagojik, psikolojik, sosyolojik derin araştırmalar gerekiyor.

Geçim sıkıntısı nedeniyle çalışmak zorunda kalanlar var. Bu konuda da atılması gereken adımlar söz konusu.

Mademki 12 yıllık eğitimi zorunlu kılıyoruz, çocukların her türlü eğitim masraflarını karşılamanın ötesinde aile bütçesine de bir şekilde katkıda bulunmak olmazsa olmazlarımızdan biri haline gelmelidir. Yoksa ekonomik nedenlerle okuldan kaçışın önünü kesemeyiz.

Pedagojik anlamda da değişim zamanı geldi de geçiyor. Kırk yıl önceki müfredat programları bugünün öğrencilerine sıkıcı geliyor. Okul onlar için cazip olmaktan çoktan çıktı, sıkıcı olmaya başladı. Bunu bir an önce tersine çevirmeliyiz.

Günümüz dünyasında hemen herkes yoğun stres altında ama onların yükü çok daha ağır. Hele ki ardı arkası kesilmeyen sınavlar ve onların yarattığı baskı hayatlarını altüst etmeye yetiyor da artıyor.

Sosyolojik sorunların başında ise okumuşlara verilen değerin giderek azalması geliyor. Diploma itibar unsuru olmaktan çoktan çıktı. Enayilik belgesi olarak nitelendirenlerin sayısı her geçen gün artıyor.

Ne yapmak gerekiyor?

Ortada bir sorun varsa çözüm de olmalı.

Bunun yolu ise yaşanan sorunları halının altını süpürmekten değil doğru teşhisten geçiyor. Bunu yapmadığımız sürece günü kurtarmanın ya da sorunları bugünden yarına ertelemenin ötesine geçemeyiz.

Başta aileler olmak üzere, eğitimciler ve özellikle de devlet bu konuyu ivedi olarak ele almalı ve uzun vadeli projeler hayata geçirmelidir.

Neden mi?

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)