adscode
adscode

Sarıkamış destan mı yoksa hezimet mi?

Sarıkamış’ta kimilerine göre 30 bin, kimilerine göre 90 bin, kimilerine göre de 250 bin şehit verdik. Peki niye?

Sarıkamış destan mı yoksa hezimet mi?
Milliyet Diyalog
Sarıkamış destan mı yoksa hezimet mi?
Sarıkamış’ta kimilerine göre 30 bin, kimilerine göre 90 bin, kimilerine göre de 250 bin şehit verdik.
Peki niye?
İşte bunu anlayana aşk olsun.
Almanlar, Çanakkale’den sonra da Sarıkamış’ta da, yaşanan felaketlerin baş sorumlusu olarak karşımıza çıkıyor.

Peki, koskoca Osmanlı İmparatorluğu nasıl oluyor da ordusunu Almanların emrine veriyor?
Ve yine çok önemli bir ayrıntı, en muhaliflerin bile vatanseverliğine ve kahramanlığına toz konduramadığı Enver Paşa, niye ve nasıl böyle bir maceraya girişti?
İşte tüm bu soruların cevabını önceki gece Genç Bakış’ta Sarıkamış Dayanışma Grubu Kurucu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez’den dinledik. İşte programdan önemli satır başları...
Sarıkamış yarası!
- Sarıkamış’ta doğdum, büyüdüm. Dedemin köyü Bardız, savaşın başlangıç ve bitiş noktasıdır. Çocukluğum dağların arasındaki şehitliklerde geçti. Yağmur yağdığı zaman biz dağın eteklerinden mermi, fişek toplardık. O şehitliklerin sahipsizliği ve donarak tek kurşun atmadan yaşamını yitiren zavallılar yaklaşımı benim içimde yaraydı. Bu hep ağırıma gitti.
- 6 Temmuz 2003’te Necati Bölükbaşı bizi Allahuekber Dağları’na götürdü. Çok kalabalıktı. Bütün medya oradaydı. Sandım ki bütün Türkiye duydu. Hiçbir yerde haber çıkmadı. Sonra yürüyüş yapmaya karar verdik. 2003’te 250 kişi, ikinci sene 4 bin, 2 yıl önce de 100 bin genç o dağlarda yürüdük.
Enver Paşa kimdir?
- 1881 doğumlu. Çok zeki, çalışkan, İttihat Terakki’nin en etkili isimlerinden, deli cesareti olan bir asker. 1908’de Yarbay iken Berlin’e askeri ataşe olarak gidip 1.5 yıl orada kalıyor. Alman hayranlığı o zaman başlıyor. Bronsart’ın anılarında şöyle bir cümle var: “Almanların menfaati için en uygun insan Enver’dir.” Önce Genelkurmay Başkanı, sonra padişahın damadı oluyor. Arkasında muazzam Alman ve saray desteği var. Askerliğin hızlandırılmış modeli olmaz ama o hızla terfi ediyor.
- Belinde silahla, sadrazamın istifa dilekçesini götürüp, padişaha imzalatabilen bir insan.
- Bir üst bir altı Divan-ı Harbe vermeden idam edebilir kuralını çıkartıyor. Bunu çok istismar eden komutanlar oluyor.
- Enveriye denen şapkayı icat ediyor.
- Enveriye adında bir yazı icat ederek harf devrimi yapıyor.
- Bedelli askerliği kaldırmış. O zaman gayrimüslim vatandaşlarımız askere alınmıyor, 2 milyon altın gelir sağlanıyor. O askere alıyor, sonra sorunlar yaşanıyor.
Utanılacak bir tablo
- Enver Paşa Almanya’ya giderken itiraf gibi bir veda yazıyor. “Osmanlı ordusu Dünya Harbi’nde üzerine olabildiğince fazla düşman çekerek diğer cephelerde savaşan Almanları rahatlatma vazifesi üstlenmiştir.” Bu utanılacak bir şey.
- Meclis’e danışılmadan 1. Dünya Savaşı’na girdik. Enver, Cemal ve Talat Paşa’nın arasında verilen bir karardır.
- Askeri dehası, Mustafa Kemal gibi Kurtuluş Savaşı’nı yönetmeye yeterli değildi.
- Ruslar, Sakarya Savaşı’na kadar Enver Paşa’yı ciddi şekilde himayeye alıyorlar. Enver Paşa onların tarafında görünüp Orta Asya’ya gidip Turan Yolu’nu açmayı düşünüyor.
- Eğer Mustafa Kemal, Sakarya Savaşı’nda yenilse, Enver Paşa Batum’a kadar gelip Trabzon’dan Anadolu’ya geçecekti. Rusların amacı İngilizlerin Kafkaslara gelmesini engellemekti. Madenler, petrol var. Eğer Enver Paşa gelseydi ikilik yaşanacaktı. Mustafa Kemal’in gücünü sıfırlayacaktı. Sakarya Savaşı kazanıldı ve Ruslar Enver Paşa’yı yok saydı.

Yazının devamı için tıklayınız

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)