adscode
adscode

Üniversitelerin altın çağı sona mı eriyor?

Gençleri dinlediğinizde hemen hemen hepsinin üniversiteyi “defterden silme”lerinin gerekçeleri çok farklı. Ortak olanı ise “diplomanın artık bir işe yaramadığı!”

Üniversitelerin altın çağı sona mı eriyor?
Milliyet Diyalog

Üniversite demek eğitim, bilim, akıl demek.

Bu yüzden değerini kaybetmesi mümkün değil.

Peki ya içi boşaltılırsa?

Üniversiteyi üniversite yapan değerler yok edilirse?

Kendini yenilememek için inat ederse?

Üniversitelerin dünya genelinde dolayısıyla ülkemizde değer kaybetmelerinin önemli nedenlerinden biri de bu. Yani değişime karşı direnmeleri!..

Çocuklarımızın karşısına tek hedef olarak üniversiteyi koyduk.

Milyonlarcası üniversiteye girmek için gecesini gündüzünü, gençliğini feda etti.

Gelinen nokta ise ürkütücü.

Yüz binlercesi başvurduğu halde sınava girmedi, yüz binlercesi tercih hakkı olduğu halde tercih yapmadı, 105 bini kazandığı halde üniversiteye kaydını yaptırmadı. Yüz binlercesi üniversite kimliğini almasına rağmen üniversiteye gidemiyor.

Gençleri dinlediğinizde hemen hemen hepsinin üniversiteyi “defterden silme”lerinin gerekçeleri çok farklı. Ortak olanı ise “diplomanın artık bir işe yaramadığı!”

Ülkemizde yaşananlara baktığımızda da çok da haksız sayılmazlar.

Peki ya diğer kazanımları?

Üniversiteyi eğer sadece diploma olarak algılarsak, isyanlarında haklılar.

İşsizlik sıralamasının en tepesinde üniversite mezunlarının bulunuyor olması, bunun en önemli göstergesi.

Çok çarpıcı başka tespitler de var.

Özellikle eğitim ücretleriyle üst ligde yer alan dünyanın en büyük üniversiteleri yol ayrımında.

Ya geleneksel kalacaklar ya da yeni eğitim modellerini sisteme dâhil edecekler.

1960’lardan bu yana toplumlarda önemli yeri olan üniversitelere verilen geniş destek sarsılıyor.

Yüksek maliyetlere bağlı yüksek ücretler ve bu bedelin karşılığı sorgulanıyor. Veliler de, öğrenciler de harcadıkları zamanın ve paranın karşılığını aldığına inanmıyor.

Enflasyonun üzerinde artan eğitim ücretleri, yükselen öğrenci borçları fırsat eşitliğini zedeledi. Yoksul öğrenciler eğitim ücretlerini karşılayamıyor ve ödeyemeyecekleri borçların altına giriyor.

Kimse ne üniversitelere ne de diğer öğretim kurumlarına şu ödediklerinden daha fazla ödemek istemiyor.

Neden mi?

“Eğitim için harcadığımız parayla çok daha fazlasını yapabiliriz yaklaşımı” sağlıklı bir bakış açısı mı?

Evet demek mümkün değil!

Onları bu noktaya getiren ise üniversiteye bireysel bakış açıları değil, toplumun getirdiği şaşı bakış!

Siyaset olaya sadece sayısal çerçeveden bakıyor, işverenler için donanım diplomadan daha önemli. Bu yüzdendir ki üniversitelerden gelen yeni mezunları eğitmek yerine işe hazır olanları tercih ediyorlar. Yani işsizliğin getirdiği kaostan yararlanarak hazıra konuyorlar.

Dünya genelinde yapılan anketlerde yükseköğrenim gören her beş kişiden biri, üniversite için harcadığı paranın gelecekte kazanacağı paranın altında kalacağına inanıyor. Yani bu para üniversite eğitimine harcanmasaydı, bu öğrencilerin mali durumları daha iyi olacaktı.

Ara insan gücü, gelişmiş pek çok ülkede olduğu kadar hatta daha fazla ülkemizde yok olma noktasına geldi. Herhangi bir alanda işini iyi yapan kalifiye bir usta bulmak neredeyse imkânsız.

Hizmet sektöründe de durum farklı değil. Çünkü çıraklık ve kalfalık zorunlu eğitim nedeniyle yok olma noktasına geldi. Meslek liseleri ve meslek yüksekokulları da bu boşluğu dolduramadı!..

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)