adscode
adscode

Vizyon Belgesi'nde neler olmalıydı?

Vizyon Belgesi’nden kamuoyunun beklentisi; eğitimde köklü ve radikal değişimlerdi. Yani kısacası devrim niteliğinde bir eğitim reformuydu.

Vizyon Belgesi'nde neler olmalıydı?
Konuk Yazar
Güncelleme : 06-Nov-18 15:54

Çünkü son elli yıldır eğitim sistemi iyi yönetilemiyordu. Sürekli değişen eğitim bakanları ve her yeni Milli Eğitim Bakanı’nın yeni bir eğitim paketi öne sürmesi nedeniyle sürdürülebilir sağlıklı bir sistem oluşturulamadı. Bunun için beklenti o kadar büyümüştü ki, beklenti yerini umuda bırakmıştı. Bu beklenti tam olarak karşılandı mı?! Bunu zaman gösterecek.

Üç yıllık makro eğitim paketinde, iki türlü yöntem ortaya konabilirdi. Birincisi, yıllardır kronikleşen sorunlara neşter atmak. İkincisi ise, geleceğe damgasını vuracak reformları, zamanı ve sırası gelince hayata geçirecek bir program ortaya koymak.

Neşter atılacak sorunlar belli ancak tekrar hatırlatmakta fayda var. Öğretmen maaşlarının ve özlük haklarının iyileştirilmesi, atama bekleyen öğretmen sorununun çözümü, ücretli,kadrolu öğretmenliğe son verilmesi, okula devamlılığın sağlanması, (açık öğretim sistemindeki öğrenci sayısının azaltılması) gibi konularda net çözüm önerileri sunulabilirdi.

Ücretli, sözleşmeli öğretmenliğe tamamen son verilmeliydi. Hep söylüyorum, öğretmenlik asli ve kutsal bir meslektir. Öğretmenin; sözleşmelisi, ücretlisi olmamalı. Bu öğretmenler arasında ayrıma neden olmaktadır.

Diğer bir konu da, uzun vadeli ve kendisini zamanın ruhuna göre yenileyebilen bir reform paketi ile öğretmen niteliğinin artırılmasına yönelik adımların atılmasıydı. Bunun için, gerekli olan çok yönlü öğretmen yetiştirilmesi (yüksek lisans, doktora şartı) ,istihdama göre eğitim fakültelerinin mezun vermesi, (atama sorunu çözülür) eğitim fakültelerinin dört yıllık süreçte yeniden yapılandırılmasıdır. Bu pakette eğitim fakültelerinin müfredatı, tıpkı Köy Enstitüleri’nde olduğu gibi teorik ve uygulamalı eğitimle (kodlama, STEM, sanat, spor vb.) dengeli bir şekilde bir modelle zenginleştirilebilir.)

Öğrenci boyutunda; öğrencilerin ilgi ve yetenek haritasının çıkartılması, (ilköğretimden itibaren) ilgi ve yeteneğe göre öğrencilerin eğitim alması, her öğrenciye akademik karnenin yanında ara dönemde davranış karnesinin verilmesi ve uzun yaz tatili yerine, ara tatillerin olması gerekliliğidir. Yaz tatillerinde, dinlenme süreci dışında, değişik faaliyetler ile yaz kampların yaygınlaştırılması bu süreçte olumlu katkılar sağlayacaktır. (Yaz kampları, öğrencilerin, zihinsel ve duygusal kişilik gelişiminde çok önemli olduğu aşikâr.)

Okul ve müfredat boyutunda; teknoloji, sanat, spor, liselerinin sayısının artırılması, özgün yayınların oluşturulması, müfredatın yarısının teorik diğer yarısının uygulamalı derslerden oluşması, (iki gün uygulamalı üç gün teorik eğitim olabilir) okulun çok yönlü cazip bir merkez haline dönüştürülmesidir.

Yukarıda belirttiğim, birçok konu başlığı programda kısmen de olsa var. Ancak asıl önemli olan bir şey var: Yıllardır elimden geldiğince anlatmaya çalıştığım belki de en can alıcı nokta hatta buna çözümün kör noktası da diyebiliriz. Yetki devri. Yirmi milyon öğrenci, bir milyon öğretmeni ve çalışanları ile devasa olan eğitim camiasını Ankara’dan yönetmek artık çok zor. Yapılması gereken, Devletin kontrolünde, (valiliklere bağlı) yedi coğrafi bölgede eğitim direktörlüğünün kurulmasıdır. Ve eğitim direktörlerinin de liyakat sahibi eğitimcilerden, ekonomistlerden, akademisyenlerden seçilmesidir. Böylece, bürokratik hantallık azalacak, proje odaklı, günün koşullarına uygun evrensel ama yerel özelliklere uygun bir yönetim ve denetim mekanizması kurularak, eğitimde ileri bir noktaya ulaşacaktır.

İlhan SEVİN

Eğitimci


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)