adscode
adscode

Yarıyıl tatili nasıl geçirilmeli?

Prof. Dr. Özyürek, yarıyıl tatilinin öğrenme eksikliklerinin giderilmesi için bir fırsat olabileceğini söyledi.

Yarıyıl tatili nasıl geçirilmeli?
Eğitim
Güncelleme : 16-Jan-19 13:51
 
İstanbul Medipol Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ragıp Özyürek, yaptığı açıklamada, güz döneminde çok yoğun bir okul temposu olan öğrencilere yarıyıl tatilinde, aileleriyle birlikte olmaları, stresle baş etmelerini sağlayacak sosyal, sportif ve sanatsal etkinlikler yapmaları ve arkadaşlarıyla daha çok zaman geçirmeleri önerisinde bulundu.

Özellikle ikinci dönemin daha kolay geçmesi için stresle baş etme yöntemlerinin zenginleştirilebileceğine değinen Özyürek, öğrencilerin ders dışı zamanlarını değerlendirmek için yeni bir faaliyet keşfedebileceklerini ifade etti.

 

Özyürek, "Öğrenciler elbette yarıyıl tatilinde okulla ilgili rutinlerini değiştirmeli, kendi ilgi ve sorumluluklarına göre bu zamanlarını değerlendirmelidirler. Okul zamanlarındaki rutinlerinin dışına çıkmaları sayesinde, kendilerini dinlenmiş bulacaklar ve bahar dönemi için enerji toplayacaklardır. Dinlenmenin yanı sıra kendisine zorlu akademik hedefler belirleyen ancak karne notları bekledikleri gibi olmayan öğrenciler ise öğrenme eksikliklerinin hangi konularda olduğunu fark etmiş olabilirler. İlkokul öğrencileri için ise aileler bu öğrenme eksiklerinin olduğu konulara dikkat etmelidirler. Yarıyıl tatili, bu sorunların giderilmesi için bir fırsat olabilir." diye konuştu.

 

"Öğrenciler sosyal, sanatsal ve sportif faaliyetlere yönelmeli"

 

Hem öğrencilerin hem de ailelerin tatil döneminde olunduğunu unutmamaları gerektiğinin altını çizen Özyürek, tatillerini iyi değerlendiremeyen öğrenci ya da çalışan kişilerin, okul ya da iş günleri başladığında enerji toplayamamış olmanın sıkıntısını çekebileceklerini ifade etti.

 

Tatil dönemlerinin, çok geç saatlerde yatılan ve uyanılan günler olmadığının altını çizen Özyürek, "Yoğun okul günlerinden sonra tatilin ilk gününden itibaren böyle bir rutine başlamak da öğrenciler açısından iyi olmayabilir. Haliyle tatil bitişinden sonra bahar dönemine adapte olmak zorlaşabilir. Uyku düzensizliği yerine, öğrencilerin sosyal, sanatsal ve sportif faaliyetlere yönelmeleri kendilerine daha iyi gelecektir." dedi.

 

"Derslerden tamamen uzaklaşmak bahar dönemine başlamayı zorlaştırabilir"

 

Prof. Dr Özyürek, karnenin sadece bir sonuç olduğuna ve ailelerin dönem boyunca çocuklarının öğrenme süreçlerini izleme sorumluluklarına dikkat çekerek, şöyle devam etti:

 

"Karne notları düşük olan bir öğrencinin ailesine, karne notlarına değil, daha çok dönem boyunca neler yaşandığına dikkat etmesi önerilir. Okul temposu çok fazla yoğun olmayan, özellikle kırsal bölgelerdeki ailelerde ise bu tatil döneminde öğrenciler kendilerini okuldan tamamen uzaklaştıran işlere yönelebilirler. Örneğin, ailelerinin işlerine yoğunlaşabilir ya da diğer günlük rutinleri onları okuldan tamamen uzaklaştırabilir. Öğrencilerin zihinlerinin dinlenmesi kuşkusuz yararlı olacaktır ancak derslerden tamamen uzaklaşmak, öğrenme eksikleri üzerinde düşünmemek, akademik çalışmalara tamamen son vermek gibi davranışlar, bahar dönemine başlamayı zorlaştırabilir. Haliyle ikinci dönemin ilk günlerinde derslere yoğunlaşmak zor geleceği için bu da yeni öğrenme eksiklerine neden olabilir."

 

"Aileler çocuklarının eksikliklerini nasıl giderecekleri üzerinde durmalı"

 

Ailelerin, karne notları iyi olmayan çocuklarına karşı sert bir tutum takınmalarının ya da tatil boyunca onları zorlamalarının doğru bir davranış olmadığını belirten Özyürek, hangi konu ve derslerde eksikliklerin olduğunun anlaşılmasının önemli olduğunu vurguladı.

 

Karnedeki düşük notların bir sürecin sonucu olduğunu ifade eden Özyürek, şu önerilerde bulundu:

 

"Bu süreçte önemli ders konularında yetersiz kalmış öğrencinin, bu yetersizliğini ailelerinin fark edememiş olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bir öğrencinin kendisine uzun süreli öğrenim hedefleri ya da zorlu akademik hedefler belirlemesine engel olacak konu, bu öğrenme eksikleridir. Aileler öğrencilerin eksikliklerini nasıl giderecekleri üzerinde durmalıdır, cezalandırılmaları üzerinde değil. Herhangi bir dersin öğrenilemeyen bir konusunu daha sonradan öğrenmeyi istersek, bunun karşılığında okul günlerinde ayrılan zamandan daha çok zaman ayırmak zorunda kalabiliriz. Haliyle veli ve öğrenciler, akademik hedeflerini yükseltmek ya da belirli bir düzeyde tutmak isterlerse, önce motivasyonları olmalı, sonra da azimle çalışmaya başlamalıdırlar."

 

"Çocuklarınızda içsel motivasyon uyandırın"

 

Özyürek, bazı anne-babaların ise çocuklarının karnedeki başarılarını maddi olarak ödüllendirmek istediklerine tanık olduklarını dile getirdi.

 

Başarılı bir karne getiren öğrenciye bisiklet almak ya da bahar döneminde takdirname alması koşuluyla, kendisine bisiklet alma sözü vermek gibi davranışların sakıncalı görülmediğini belirten Prof. Dr. Özyürek, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Ancak çocukların bisiklet almak gibi dışsal motivasyondan çok, içsel motivasyonla yani azimle çalışmanın sonucunda başarı elde etmek için çalışması daha kalıcıdır. Çocuklarının başarılarının daim olmasını isteyen velilerin dışsal motivasyondan daha çok, içsel motivasyon uyandırmanın yollarını düşünmeleri önerilmektedir. Kısaca söylemek gerekirse, sonuç odaklı olmak değil, süreç odaklı olmak çocuklarımızın geleceği bakımından daha yararlı sonuçlar doğurabilir."

 

AA 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)