adscode
adscode

YKS şampiyonları ne yapacak?

YKS'de dereceye giren öğrenciler, sınavdan sonraki gelecek planlarını anlattı.

YKS şampiyonları ne yapacak?
YKS
Güncelleme : 28-Jul-22 11:26

Galatasaray Lisesi’nden hem Duke Üniversitesi’ne hem de Boğaziçi Üniversitesi’ne geçiş

Medyascope’a konuşan Galatasaray Lisesi mezunu Ege Çınar, YKS’nin Yabancı Dil Testi’nde Türkiye 4’üncüsü, sayısal puan türünde ise ham puanıyla Türkiye 981’incisi oldu. Bu puana TÜBİTAK Bilgisayar Olimpiyatları’nda kazandığı madalya sayesinde yaklaşık 12 puan daha eklenmesiyle yerleştirme sıralamasının sayısalda ilk 100’de olacağını tahmin ediyor.

 

Ege’nin YKS’de yaptığı derecenin yanı sıra mart ayında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Duke Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümüne yaptığı başvuru da onaylandı. Şu an Boğaziçi Üniversitesi veya Koç Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği bölümüne yerleşip ABD’ye gitmeyi düşünüyor:

“Küçüklüğümden beri matematiğe çok ilgiliyim. Dördüncü sınıftan beri de matematik olimpiyatlarıyla ilgileniyorum Bilim ve Sanat Eğitim Merkezleri’nde (BİLSEM).  Babam mühendis, küçükken onun işlerine giderdim. Bilgisayarlarla da liseye geçince tanıştım.”

Duke Üniversitesi

Ege, Galatasaray Lisesi’ndeki okul sınavları dışında da yoğun bir rutini olduğunu anlattı. 9. sınıfta girdiği Uluslararası Kanguru Matematik Sınavı’nda dünya birincisi oldu. Lisesindeki bilgisayar olimpiyatları kulübüne girdiğini ve aynı dönem programlama ile tanıştığını söyleyen başarılı üniversite adayı sonrasında da TÜBİTAK Bilim Olimpiyatları’nda bilgisayar dalında bronz madalya kazandı. Lise döneminde de bu alanda stajlar yaptı:

“Hala da kendim bu işle uğraşıyorum ve çok seviyorum. O yüzden de bilgisayar alanını tercih ettim. Bu kadar ilgim ve tecrübem olduğu için.”

Ege Çınar

Ege, lisans eğitimi için ABD’deki Duke Üniversitesi’ne gidecek olsa da Türkiye’de de bir tercih yapacak. Sonrasında yerleştiği bölümdeki eğitimini donduracak:

“Ben burada bir yerde kayıdım olsun da istedim. Bir şey ters gider, ailemden birine bir şey olur, durumumuz kötüleşir ya da bilemiyorum Amerika’da ırkçı bir başkan başa gelir gönderir. Her durumda Türkiye’de bir seçeneğim bulunsun istedim.”

“Boğaziçi’ne kayıt yaptırıp donduracağım”

Ege, Türkiye’de kalsaydı Koç Üniversitesi’ni, gideceği için ise Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih etmenin en mantıklı seçenek olduğunu düşünüyor:

“Aslında ablam Koç, abim Boğaziçi mezunu. O yüzden ikisini de biliyorum. Şu anda da ikisi arasında kararsızım ama şunu düşünüyorum; Devlet üniversitelerinde kayıt yaptırıp dondurduğun zaman daha uzun süre devam edilebiliyor. Bu yüzden Boğaziçi’ne kayıt yaptırıp dondururum diye düşündüm ama Türkiye’de kalacak olsam Koç’u tercih ederdim açıkçası.”

Ege’ye göre Koç’u Boğaziçi’ne göre daha avantajlı hale getiren şeyler daha az rekabet, daha fazla akademik imkân ve lisans sonrasında yurtdışındaki üniversitelere yerleşme kolaylığı:

“Bir kere Koç ekonomik açıdan daha rahat ve daha fazla imkân veren bir üniversite. Mezunlara bakınca yüksek lisansta Amerika’ya gönderme konusunda da daha avantajlı. Mesela ablamın sırf benim bildiğim iki arkadaşı Koç’ta hukuk okuyup Harvard’a yüksek lisans için kabul aldı. Rekabet de daha az. Mesela bakıyorum Boğaziçi bilgisayara, ilk 300’den 100 kişi girmiş neredeyse. Koç’a bakıyorum ilk 300’den 14 kişi girmiş sadece. Hem kaynaklar daha fazla hem de rekabet ettiğin insan sayısı çok daha az. Bu yüzden öğretmenlere ulaşmak, akademisyenlerle bir şeyler yapmak gibi imkanlara erişmek çok daha kolay olur diye düşünüyorum.”

Ege’nin anlattığı bir başka sebep de bilgisayar alanının çok pratik bir alan olması ve Koç Üniversitesi’nin ders planındaki esnekliğin bu alanda ekstra işler yapılmasını mümkün kılması:

“Kafamda şu şekilde canlanıyor. Boğaziçi daha rekabetçi, sürekli ders çalışmam gereken bir okulmuş gibi ama Koç ondan ziyade kendimi daha çok geliştirebileceğim, bir yandan çalışabileceğim bir okul gibi.”

ABD’ye geçici bir göç

Ege, son dönemde sayıları gittikçe artan, lisans eğitimini yurtdışında almayı planlayan öğrencilerden biri ama ABD’de uzun süre kalmak gibi bir hedefi olmadığını söylüyor:

“Liseye başladığımda yurtdışı istiyordum aslında. Başka bir alan olsa Türkiye’de kalmayı tercih edebilirdim. Sosyal bilimler ya da hukuk gibi bir alan olsa lisansı en azından Türkiye’de okumayı tercih ederdim. İş yazılım olunca akla ilk gelecek yer Amerika. Çok daha fazla iş olanağı var ve çok daha yüksek ücret veriyorlar. O yüzden 10. sınıfta Amerika’da karar kıldım ve bu yönde çalışmalar yaptım.”

ABD’de yazılım alanında 15-20 üniversiteye başvurduğunu söyleyen Ege, başvuru sürecini de şöyle anlattı:

“Amerika’da her yere başvuruyorsunuz, bir-iki yerden kabul geliyor. Ben de üç yerden kabul aldım. Duke Üniversitesi’nin hem diğerlerinden daha yüksek sıralaması vardı hem de benim spora olan ilgimi karşılayabileceğini düşündüm.”

“Kaçmak’ düşüncesi bana ters geliyor”

Lisanstan sonra ABD’de birkaç yıl Facebook, Netflix, Google, Amazon gibi şirketlerde çalışmayı hedefleyen Ege sonrasında Türkiye’ye dönmeyi planlıyor.

“Ne olursa olsun ben şöyle düşünüyorum, Türkiye büyük bir ekonomi bence Türkiye’de hala fazla iş imkânı var ve iş bilen insan sayısı gün geçtikçe azalıyor. Bunları birileri yapacaksa ben bu insanlardan olmak istiyorum.

Çünkü ne olursa olsun kendimi bir noktada ülkeye karşı sorumlu hissediyorum. Belki biraz da rahat büyüdüğüm için böyle düşünüyor olabilirim.  izim gibi ‘creme de la creme’ tabakadaki insanların daha fazla sorumluluk alması gerektiğini düşünüyorum. ‘Korkup kaçmak’ düşüncesi bana biraz ters geliyor. Birilerinin böyle düşünmesi lazım bence. Birileri düzeltmek istemezse bir şeyler düzelmez, aynı şekilde gitmeye devam eder.”

Ege, ABD’deki başvurularından kabul alabilmek için kendi kendine Advanced Placement (AP) programları ve SAT sınavlarına çalışırken bir yandan da Türkiye’de YKS’ye hazırlık yaptı:

“İnsanlar şey gibi düşünüyor hem Türkiye için hem de Amerika için birlikte çalışılmaz. Ben bu algıyı da kırmak istedim.”

Galatasaray Lisesi’nden Boğaziçi Üniversitesi’ne

Eşit ağırlık puan türünde Türkiye 472’ncisi olan Galatasaray Lisesi mezunu Oğuzalp Sağlam, Boğaziçi Üniversitesi’nde iktisat okumak istiyor. Bir dönem Koç Üniversitesi’ni de düşündüğünü söyleyen Oğuzalp’in Boğaziçi’ni tercih edecek olmasının birkaç sebebi var:

“Aslında öncesinde Koç Üniversitesi daha yakın geliyordu. Zaten şu anki sıralamamla girebilir miyim bilmiyorum ama özellikle son üç-dört ayda Boğaziçi daha sıcak gelmeye başlamıştı. Bunun sebeplerinden biri Koç’un konumu. İstanbul’un içinde kalmaya devam etmek istiyordum. Aynı zamanda bir özel okul olması da biraz düşündürtüyor. Burslular burssuzlar ayrımı olacak mı vs.”

“Boğaziçi olayları beni kendine çekti”

Diğer öğrenciler gibi Boğaziçi protestolarını takip ettiğini söyleyen Oğuzalp diğerlerinden farklı olarak üniversitede yaşananların kendi kararını olumsuz yönde etkilemediğini, aksine daha da sıcak bakmasına sebep olduğunu anlattı:

“Yaşananlara öğrencilerin verdiği tepkiler, öğrencilerin birleşmesi ve bir tepki gösteriyor olması. Bunlar bazı insanları soğutabilir ama beni soğutmaktan ziyade çekti. Olayların içinde kendini tanımlayabilmek, o öğrenci kültürü daha çekici geldi bana.”

Türkiye’ye dönme şartı: “Ekonomi

“Okul süreci boyunca yapmayı kesin düşündüğüm şeyler var. Öğrenci değişimi yaparım diye düşünüyorum. Stajlar yaparım birkaç şirkette kendimi gösteririm. Lisans bittikten sonra da büyük ihtimalle management engineering gibi bir alanda master yapmaya yurtdışına giderim” diyen Oğuzalp, Türkiye’de kalmak veya yurtdışına yerleşmek seçimini henüz yapmadığını ama bunun Türkiye’deki durumla yakından alakalı olacağını söyledi:

“Kafamda şu var, ekonomik alanda hala bir iyileşme yoksa özellikle master sonrasında yurtdışı öncelikli planım haline gelir. Orada kalıcılaşacak şekilde devam ederim.”

Cağaloğlu Anadolu Lisesi mezununun seçenekleri: Almanya’da bir üniversite, Koç Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Medyascope’a konuşan Cağaloğlu Anadolu Lisesi Okul Birincisi Yağmur Ekin Yıldız Yabancı Dil Testi’nde Türkiye birincisi, sayısal puan türünde 716’ncısı oldu. Yağmur’u ÖSYM Başkanı da arayarak tebrik etti.

Yağmur Ekin Yıldız

Lisede bir sene Almanca hazırlık eğitimi alan Yağmur, kasım-aralık aylarında Almanca dil sınavı DSD II’ye girdi. Bu sınav sonucunda Almanya’daki mühendislik bölümlerinde geçerli bir denklik diploması almış olmasına rağmen tıp okumak istediğini söylüyor:

“Lisenin başından beri tıp okumak istiyordum aslında hatırlıyorum. Mühendis olup gitmek çok daha kolay olabilirdi ama fark ettim ki ne okursam okuyayım aklım tıpta kalacak. Ben hep bunu düşünerek büyümüştüm.

Tüm dünyada doktorluk yapmak zor, Türkiye’de daha da zor. Bu yüzden çok fazla vazgeçirilmeye çalışıldım ve hala da çalışıyorlar.”

“Almanya’da yaşamak istiyorum”

“Koç Tıp ya da Cerrahpaşa’yı düşünüyorum ama onun dışında ben daha önce Almanya’ya gidip kaldım ve oradaki hastaneleri gördüm. Denklik diplomam da var. Pek çok kişinin istediği bir şey. Eğer yapabilirsem orada tıp okumak istiyorum” diyen Yağmur, bunu yapamazsa da Erasmus ve sonrasında tıp uzmanlık eğitimi için Almanya’ya gitmek ve orada yaşamak istiyor:

“Zaten pek çok arkadaşım da oraya gitti. Almanya’ya başvurmak için Türkiye’deki üniversite sonucunun belli olması gerekiyor ama Almanya’da başvurular 15 Temmuz’da bitti. Bazı üniversiteler bu tarihlerin uyuşmadığını bildikleri için Türk öğrencileri bir istisna olarak kabul edebiliyorlar ama tıp gibi bölümlerde çok fazla istek olduğu için beklemeden kapatabiliyorlar. Ben de şu an Almancada gelen birincilik sayesinde belki bana da bir istisna yaratabilirler diye düşünüyorum. Ama olmazsa da Erasmus ve sonrasındaki süreçte gitmeyi düşünüyorum. Henüz hala netleşmiş değil.”

Yağmur ne yapacağı tam kesinleşmemiş olsa da “normalde” Türkiye’de kalmak isteyeceğini söylüyor:

“Bu aslında çok üzücü bir durum. Ben isterdim ki ülkemde kalayım, sonuçta burada büyüdüm, arkadaşlarım ve ailem burada. Bilmiyorum, buranın tadını muhtemelen hiçbir yer vermez ama insanın biraz hayat kalitesini ve geçimini de düşünmesi gerekiyor.”

“Doktorların yaşadıkları motivasyon düşürücüydü”

11. sınıftan itibaren içine girdikleri yoğun çalışma temposunda Yağmur, “istediği okul ve bölüm gibi kendisini motive edecek şeylerle motive olmaya ihtiyaç duyduklarını” ama durumun bunun tam tersi olduğunu söyledi:

“Sosyal medyada haberlerle karşılaştıkça boşluğa çalışıyorum hissi güçleniyordu. Çalışıyorsun ama insanlardan hiçbir değer göremiyorsun. Eskiden doktorlar, öğretmenler el üstünde tutulurmuş ama şimdi hor görülüyorlarmış, verdikleri emeğin kârlılığını çok alamıyorlarmış gibi hissediyorum. Bu da sınav sürecinde çok motivasyon düşürücü bir şeydi benim için.”

Yabancı Dil Testi’ne arkadaşlarının ısrarıyla başvurduğunu söyleyen Yağmur, birincilik gibi bir dereceyi beklemese de çalıştığı Almanca dil sınavı ve aldığı hazırlık eğitimi sayesinde Almancasının genel olarak iyi olduğunu söylüyor.

Yağmur bir yandan Almanca sınavı diğer yandan YKS çalışmaları ile yoğun geçen bir dönemin ardından karar vermeye hazırlanıyor. Almanya’da tarihi geçen başvurular için kendisine bir “istisna” yaratılırsa oraya gidecek, aksi durumda ise Koç Üniversitesi’ne veya Cerrahpaşa’ya yerleşip sonraki süreçte Almanya için şansını denemeye devam edecek:

“Benim bir süre daha belirsizliklerle gidecek sanırım. Bu sene olmazsa önümüzdeki sene bir daha deneyeceğim şu an hiçbir şey netleşmiş değil.”

Kabataş Erkek Lisesi mezununun eğitim almak istediği ülke: Almanya

Sayısal alanında Türkiye 25’incisi olan Kabataş Erkek Lisesi mezunu Selin Beker, Moleküler Biyoloji ve Genetik eğitimi almak için Almanya’ya gitmek istiyor ama Koç Üniversitesi Rektörü’nün kendisini arayacağını öğrendiğinden beri “kafasının karışık” olduğunu söyledi.

Selin Beker

“Şu an Koç Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji ve Genetik yazmayı planlıyorum ama sonrasında yapacağım şeye dair biraz kafam karıştı. Çünkü beni Koç’un rektörü arayacakmış öyle bir haber aldım, bazı teklifleri olabilirmiş bana. Bir onunla görüşmeye gideceğim, ondan sonra gelecek planım biraz değişebilir” diyen Selin’in şimdiki planı bir seneliğine Koç Üniversitesi’nde okuyup bir sonraki sene aynı bölümü Almanya’da okumak için başvurular yapmak. O da Yağmur Ekin Yıldız gibi Almanya’daki üniversitelerin başvuru tarihlerinin Türkiye’de üniversite yerleştirme sonuçlarının açıklanmasından önce sona ermesi sebebiyle bu yıl Almanya’ya başvuramadı.

“Almanya’ya seneye mayıs aylarında başvuracağım. Kabul de alacağımı düşünüyorum çünkü Almanya’da okula girmek kolay ama bitirmek zor, yani atıyorlar iyi okumazsan.”

Selin’in başvurmak istediği okullar arasında Münih’teki Ludwig Maximilian Üniversitesi ve Heidelberg Üniversitesi var. Almanya’da eğitim neredeyse ücretsiz olduğu için rutin yaşam masrafları dışında harcama yapmasına gerek yok. Selin yaşam masraflarını karşılamak için Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) bursuna başvurduğunu ama bursun kendisine çıkmadığını söyledi.

Ludwig Maximilian Üniversitesi

Tıp mı, moleküler biyoloji mi?

Selin’in moleküler biyoloji ve genetik bölümünde karar kılmasının arkasında da uzun bir süreç var. Lisede önce hukuk okumayı düşünüp, sonra bunun “kendi karakterine uygun olmayacağını” düşündü. Sonrasında biyoloji ve kimyayı çok sevdiği için çevrimiçi ders platformu Coursera’da “Genetik ve Evrim’e Giriş” dersi aldı ve bu alana ilgisini fark etti.

“Genetik çok hoşuma gitti, geleceği var. Özellikle ileride okuduktan sonra gen mühendisliği yapmak istiyorum. Bir dönem de tıp mı okusam diye düşünmedim değil ama sonra kendi kendime şunu fark ettim, bu genetik mühendisliği sayesinde tıp bir işe yaramayacak neredeyse. Hastalığın oluşmaması sağlanabilirse çözüm, tedavi gibi ihtiyaçlar kalmıyor. Yani sorunu yok etmek gibi geldi. O yüzden de genetik çok hoşuma gitti ve bu şekilde karar verdim.”

“Lisede, Heidelberg Üniversitesi’ne misafir öğrenci oldum”

Heidelberg Üniversitesi’ni çok istediğini söyleyen Selin, lise derslerine devam ederken bir yandan da Heidelberg Üniversitesi’nin moleküler biyoloji ve genetik derslerine girdiğini şöyle anlattı:

“Heidelberg Üniversitesi’nin internet sitesinden profesörlerin maillerini aldım. Sonra katılmak istediğim zaman süresince kimin ders verdiğini öğrendim. Almanca bir mail attım hocalara, ‘Ben Kabataş Erkek Lisesi’nde okuyorum. Sizin okulunuza başvurmak istiyorum. Bölümümü daha iyi tanımak için derslerinizi online misafir öğrenci olarak dinlememe izin verir misiniz?’ dedim. Onlar da bana dediler ki ’Normalde böyle bir prosedür yok. Ama madem istiyorsun, istisnai olarak öğrencilerimize birkaç insan katabiliriz’.”

Heidelberg Üniversitesi

Selin, üç ay boyunca Heidelberg Üniversitesi’nin derslerine çevrimiçi olarak katıldı. Üniversitedeki dersleri lisedekilerle çakıştığı zaman üniversiteninkileri tercih etti: “Amacım bir ders kredisi olarak saydırmak falan değildi. Almanca anlatımı anlıyor muyum ve bölümü sevecek miyim? Kafamdaki sorular bunlardı.”

Bir yıl için 280 bin lira

Selin de Türkiye’de kalacağı bir yıl için yapacağı tercihte Koç Üniversitesi ile Boğaziçi Üniversitesi arasında kalanlardan:

“YKS’ye şubattan sonra odaklanmaya başladım. Bir kere yüzde 100 burslu olmasa gitmeyecektim Koç’a. Hayatta bir yıl okuyacağım bir okula 280 bin lira vermek istemedim. Kendi kendime dedim ki ‘Koç tutmaz zaten ama Boğaziçi tutar.’ İlk 10 bin yaparım ama ilk bin yapamam diye düşünüyordum. Sonra nasıl olduysa sınav performansım o gün iyi geçti ve ilk 100’e girince direkt Koç’u tercih ettim.”

Selin, Koç Üniversitesi’nin iyi bir üniversite olmasının ötesinde moleküler biyoloji ve genetik bölümünün okul içinde “güçlü” olması, araştırmalar için daha fazla kaynak bulunması ve Boğaziçi’ndeki “son olayların” okulun gidişatını kötü yönde etkileyeceğini düşünmesi olduğunu söylüyor:

“Boğaziçi eski başarısını sağlayamıyor ama eski mezunları çok başarılı olduğu için hala ondan dolayı ismi en başarılı okullardan biri olarak kalmaya devam ediyor. Zaten yakından takip ediyordum olanları annem de oradan mezun olduğu için. Hatta annemin yakın arkadaşları var orada akademisyen olan, hakkında dava açılan insanlar bile var benim tanıdığım. Bunları takip ediyorduk ve gerçekten üzücü.”

İki sınava aynı anda hazırlandım”

Selin, Almanca C1 sınavı ile YKS’ye birlikte çalışabilmek için “öncelik sıralamasının” şart olduğunu anlattı:

“Mesela YKS haziran ayında ama C1 sınavım kasım ayındaydı. Bir kere zaman olarak zaten önceliği vardı o sınavın ve Almanya başvurularım için C1 almam, YKS’de yapacağım dereceden çok daha değerliydi. Buna rağmen hiçbir zaman ‘YKS’ye hiç çalışmadım’ dediğim günler olmuyordu. Yine YKS’ye günde bir saat bakardım, bir test çözerdim ya da yaptığım konuyu tekrar ederdim. Yine de önümdeki sınav neyse ona odaklı çalıştığımı söyleyebilirim ama hiçbir zaman tamamen bırakmadım, ona inanmıyorum.”

“Türkiye’ye emeklilikte bile döneceğimi sanmıyorum”

Türkiye’ye dönme planı olmadığını söyleyen Selin, babası Hollanda’da olduğu için yaklaşık 10 yıldır düzenli olarak Avrupa’ya gidip geldiğini ve oradaki yaşama alışabildiğini anlattı. “Türkiye’de rahatsız olduğum çok konu var” diyen Selin’e göre bu karar sadece akademik bir karar değil, yaşamıyla ilgili bir karar:

“Akademik olarak baktığımda Koç uluslararası sıralamada 336. civarı gözüküyordu ki Koç, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri. Ama Almanya’da istediğim okul da Almanya’nın en iyi üniversitelerinden biri, 42. idi aynı sıralamada.”

Selin eğitiminden sonra da Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyor: “Dönüş görmüyorum. Hiçbir şekilde görmüyorum hatta. Emeklilikte bile sorguluyorum, beni onlar atarsa gelirim.”

Galatasaray Lisesi’nden Koç Üniversitesi’ne geçiş

YKS eşit ağırlık puan türünde Türkiye 29’uncusu olan Galatasaray Lisesi mezunu Hüseyin Baran Oktay ise hukuk okumak istiyor: “Şu anda Koç Hukuk gibi duruyor. Muhtemelen öyle olacak.”

Oktay da Koç Üniversitesi Rektörü’nün kendisini arayacağını öğrendiğini söyledi.

Hüseyin Baran Oktay

İstediği bölüme karar verme sürecinde ekonomi ile hukuk arasında kaldığını söyleyen Baran bunun dışında sosyoloji okumayı düşündüğünü ve böylece çift ana dal imkanı sebebiyle Koç Üniversitesi’ni seçtiğini söyledi:

“Sıralamam bu kadar iyi gelmeseydi mesela ilk binde başka bir sıralama gelseydi bu sefer de Koç Sosyoloji yazıp hukuk ile çift ana dal yapmayı düşünüyordum. Daha iyi geldi, şimdi hukuktan girip sosyolojiyle çap yapmayı düşünüyorum. Sene içerisinde bu üçü arasında sürekli döndü fikrim.”

Koç Üniversitesi

Lise boyunca münazara kulübünde tartıştıkları konular sayesinde sosyal bilimlere ilgisinin arttığını söyleyen Baran, eşit ağırlık seçtikten sonra sayısala dönmeyi bir daha düşünmediğini belirtti.

Avrupa Birliğideniz veya dijitalleşme hukuku

“Yönelmek istediğim bir-iki farklı alan var ama daha karar vermedim. Gelişen bir endüstri olduğu ve ilgimi çektiği için dijitalleşme ve yapay zeka hukuku olabilir. Veya şu an sürekli çevremden duyuyorum ama hiç araştırmadım, deniz hukuku düşünebilirim. Bir de Avrupa Birliği hukuku olabilir. Bir ara bununla ilgili bir makale yazmıştım ‘Avrupa Birliği öncelikleri ve Türkiye’ vs. gibi. Orada ilgi çekici şeyler vardı. Onun içine dijitalleşme ve yapay zeka gibi alanlar da dahildi özellikle şu an Avrupa’da öncelenen bir konu olduğu için.”

Ekonomi düşündüğü dönemde ise Koç ve Boğaziçi üniversiteleri arasında kaldığını söyleyen Baran o dönem çift ana dal, Erasmus imkanları ve “Boğaziçi’nde yaşanan olaylardan sonra gelecekte ne olacağı belirsizliği” üzerine düşündüğünü söylüyor: “Şu an ekonomi isteseydim ikisi arasında hala düşünüyor olacaktım ama şu an kafamda hukuk biraz net olduğu için direkt Koç diye düşünüyorum.”

PlayStation kafede geçen iki ay

Yıl boyunca inişli-çıkışlı bir çalışma temposu olan Baran sonucun iyi olacağını beklemediğini söylüyor:

“Sınava son iki-üç ay kala hariç pek iyi çalışamadım. Sadece son iki-üç ay gaza bastım. Hatta sene içinde yaklaşık iki ayımı PlayStation kafede harcadım. Matematiği o dönem tamamen salmadığım için sözel dersleri sonrasında toparlayabildim. Sözel dersleri toparlamak daha kolay oldu. O yüzden onları son iki-üç ayda toparlayabildim. Yani aslında son iki-üç ay asılıp bu kadar iyi yapabildim bence.”

“Seçenekleri açık tutmak istiyorum”

Baran’ın yurtdışı planları kesin olmasa da lisans sonrasında Avrupa’da eğitim almayı ve yapabilirse orada kalmayı deneyebileceğini düşünüyor:

“Avrupa Birliği hukuku üzerinde yoğunlaşırsam bunun üzerine Avrupa’da yüksek lisans yapmak isterim. Yerinde ve bu işin doğrudan içinde öğrenmiş olurum. Sonrasında yaşam koşulları ve bulacağım iş imkanlarına göre kalma imkânım olursa bir süre kalmak isterim. Sonuç olarak hayat tecrübesi ve farklı kültür bunları tatmak isterim. Ama kesinlikle oraya gideceğim ve bunun için şunları yapacağım gibi düşünmekten çok seçeneklerimi açık tutmak istiyorum.”

Baran’ın gelecek planları için bir endişesi de o dönem Türkiye’nin içinde olacağı durum:

“Gözümü korkutmuyor değil, ülkemizin geleceği ne olacak belirsiz bir halde. Daha kötüye mi yoksa biraz iyiye mi gideceğini kestiremiyorum. Ülkenin nereye doğru gittiği ve ülke şartlarının o zaman ne olduğu da etkili olur o dönemki kararlarımda.”

Medyascope / Rona Şenol


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)