adscode
adscode

YKS’deki değişiklikleri sendikalar nasıl buldu?

YKS'de değişiklikler tartışılmaya devam ediyor. Peki, eğitim sendikaları yeni sistemi nasıl buldu?

YKS’deki değişiklikleri sendikalar nasıl buldu?
Eğitim
Güncelleme : 16-Feb-22 09:52

Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda SAY, SÖZ, EA ve DİL puan türlerinde sınav puanı hesaplanması için uygulanmakta olan TYT puan türünde 150 puan almış olma şartı ile yerleştirme puanlarının hesaplanmasında TYT puan türü için 150, SAY, SÖZ, EA ve DİL puan türleri için 180 olan sınav puanı barajı uygulaması kaldırıldı.

Çok tartışılan kararları sendikalar yorumladı:

‘Kalıcı çözümler üretilmeli’

Üniversiteye öğrenci yerleştirme sistemi tartışılırken hareket noktasının, hem öğrencinin potansiyeli ve yeterliliğine uygunluk hem de ülkenin ihtiyaçlarının karşılanması olması gerektiğini belirten Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, "Fakat bu gereklilik ifade edilirken, sistemi sadece puan barajı üzerinden değerlendirmek doğru bir yaklaşım olmayacaktır" diye konuştu.

Öğrencilerin dönem, yıl sonu ve ders bazındaki başarılarının takip edilmesinin, sınıflarda görev yapan öğretmenlerin, okul idarecilerinin ve eğitim camiasının görüşleriyle kalıcı ve çözüm odaklı tedbirler alınmasının önemine dikkat çeken Geylan, "Üniversite kapısına gelmeden, tabiri caiz ise araba devrilmeden öğrencilere yol gösterilerek çözüm üretilmelidir. Üniversite sınavlarında temel bilimlerde öğrenci başarıları, net sayıları, alınan puanlar dikkatle incelenmeli bu başarıyı artırıcı çalışmalar yapılmalıdır. Bu elzemdir ve zaman kaybetmeden kalıcı çözümler üretilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.

"Barajın kaldırılması, bir pansuman tedavi olarak gündeme gelmiştir"

Talip Geylan, Kovid-19 salgınının fedakar öğretmenlerin üstün gayreti ile mümkün olan en az kayıpla giderilmeye çalışıldığını ancak tüm gayretlere rağmen öğrencilerin sınav havasına giremediğini, en yakınları dahil yaşadıkları vefatlar, şahit oldukları can kayıpları gibi unsurların oluşturduğu ortamın da sınava hazırlık süreci, altyapı ve hazır bulunuşluk durumunu olumsuz etkilediğini aktardı.

Barajın, bu psikolojideki öğrenciler için, üniversitede eğitim şansına engel olduğuna dikkati çeken Geylan, şu ifadeleri kullandı: "Bu açıdan eldeki imkanlar dahilinde, barajın kaldırılması, bir pansuman tedavi olarak gündeme gelmiştir. Fakat köklü iyileştirme ve sorunun köküne yönelik çalışmalar yapılmadığı takdirde kalıcı tedavi üretilmez ise bu süreç kangren olup bütün eğitim sistemimizi bir hastalık haline sürükleyecektir. Öncelikle, puan sıralamasına göre yerleştirme yapılan bir sistemde, üniversite programlarının kontenjanlarının, ülkenin ve sektörlerin ihtiyacına göre sınırlandırılmasıyla zaten doğal olarak bir baraj getirilmiş olacağı ve bundan dolayı ayrıca TYT ve AYT için baraj uygulanmasına gerek kalmayacağı görülmelidir."

Üniversiteye geçiş aşamasında, öğrencilerin tüm hayatının tek bir merkezi sınava göre tayin edilmesinin doğru olmadığının altını çizen Geylan, öncelikle üniversitenin, "istihdamın tek seçeneği olduğu" algısını değiştirmek ve mesleki ve teknik eğitimi güçlendirmek gerektiğine işaret etti.

Geylan, TYT'te 135 dakika olan sınav süresinin 30 dakika artırılmasını da kural eşitliğini bozmadığı için olumlu bulduklarını kaydetti.

 

“YKS’de barajı kaldırmakla sorunlar çözülmüyor!”

Eğitim Sen ise konuyla ilgili yazılı bir açıklama yayınladı. Temel bilimler dahil olmak üzere birçok bölümde oluşan boş kontenjanlar, kapatılan bölümler, eğitimdeki nitelik kaybı ve artan genç işsizliğin ardındaki sorunlara çözüm üretmek yerine YÖK’ün gençlere diploma pazarlamaya çalışmakta olduğuna dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Çünkü YÖK, izlediği politikalarla yükseköğretim sisteminde niteliği değil rakamsal verileri önemsemekte, dolayısıyla da gençlerin sadece diploma sahibi olmasıyla yetinmeyi tercih etmektedir. Halbuki, karşımızda devasa boyutlara gelmiş bir sorun bulunmaktadır. Sınav odaklı bir eğitim sisteminde “sıfır çeken öğrenciler”, belirli üniversitelerin belirli bölümlerine oluşan yığılmalar, üniversiteler arasındaki eşitsizlikler ve demokratik bir öğrenme ortamının ortadan kaldırılması daha köklü bir sistem değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.

YÖK, sınav barajının düşürülmesi uygulamasına geçerek üniversite eğitiminde de zaten sorgulanmakta olan, niteliğin düşürülmesinin önünü açmaktadır. Üniversite eğitiminde niteliğin düşüşünü YÖK göze almıştır. Şunu ifade etmeliyiz ki nitelikli ve eşitlikçi bir eğitimi ancak insandan, toplumdan ve doğadan yana olan ve akademik özgürlüğün olduğu bir üniversite sağlayabilir.

Kaldı ki milyonları bulan diplomalı işsizler, ataması yapılmayan öğretmenler Türkiye’nin en önemli sorunlarından birini oluşturmaktadır. Bu karardan anlaşılmaktadır ki YÖK ve MEB sayıları milyonları bulan genç işsizliği sorununa çözüm üretmekten vazgeçmiştir.

Bu nedenle, barajı kaldırmak sadece vakıf üniversitelerine daha fazla “müşteri” kazandırmaya yarayacak, gençlere ve ailelerine “pembe hayaller” pazarlanmasını sağlayacaktır! Diplomalı işsizler ordusu gerçeği ise yaratılan umutları yerle bir edecektir.

Eğitim Sen olarak özellikle belirtmek isteriz ki bu kısır döngüden çıkış yolu bulunmaktadır. Ancak bunun için yükseköğretim politikalarında bugüne kadar izlenen yol haritası tümüyle terk edilmelidir. Eğitimin temel bir hak olduğu gerçeğinden hareketle okul öncesinden yükseköğretime nicelik değil nitelik öne çıkarılmalı, kamusal, demokratik ve özgürleştirici bir eğitim modeli benimsenmelidir.”

“Gençlere nasıl umut satılır adlı çalışma”

Eğitim İş de yaptığı açıklamada “ÖSYM eliyle yapılan bu hamlenin adı umut tacirliğidir, üniversite kavramını liseleştirmektir, gençlerin ve dolayısıyla ülkenin geleceğini seçim yatırımı yapmaktır” dedi.

Eğitim-İş şunları kaydetti:

“Sorun barajda değil eğitim ve sınav siteminin kendisindedir. Ambalajı ne kadar değiştirirseniz değiştirin, her yıl biraz daha katlanarak artan başarısızlığı kapatacak kadar sihirli bir makyaj yoktur. 2020 yılına göre 2021 yılında 160 bin daha fazla öğrenci ile gerçekleştirilen TYT oturumunda 1 milyona yakın öğrenci barajı geçememiştir. 2020 yılında TYT oturumu için sayıları 1 milyon 745 bin olan barajı geçen öğrenciler 2021'de 1 milyon 627 bin olarak kayıtlara geçmiştir. Son TYT’de 23 bin 695 öğrenci sıfır çekmiştir. 2021 TYT’de öğrencilerin kendi ana dilleri olan Türkçe’deki net ortalaması 40 soruda 18’de, tüm sayısal derslerin belkemiği olan matematikteki net ortalaması 40 soruda 5’de kalmıştır. Bu tabloya bakıp, öğrencilerin bu eğitim sisteminde kendi anadillerini bile doğru öğrenemediği, bu sistemde verilen eğitimle matematiksel yani mantıksal düşünmekten uzak olduğu sonucunu çıkarmak yerine barajı kaldırmak, motoru bozulan bir aracın içine binip gidiyor gibi yapmaktan farksızdır.

Artık yerleştirmede neredeyse tek başına rol oynayacağı belirtilen ortaöğretim başarı puanının adil ve şeffaf dağıtılmıyor olması da ayrı bir çıkmazdır. Bu nedenle yerleştirmede adaletsizliğin artacağı, her türlü desteğin verildiği imam hatiplerle, velileri memnun etmek için notların bol keseden dağıtıldığı özel okulların öğrencilerinin haksız bir avantaj elde edeceği açıktır.

Bizlerin uyarılarına rağmen sınav stresi faktörü de güçlendirilmiştir. “Gençlerin sınav stresini nasıl azaltırız” diye düşünmesi gereken bir kurumun, zaten uzun olan sınav süresini bilime ve değerlendirme ilkelerine aykırı olarak yarım saat daha uzatması stres faktörünü pekiştirecektir. Yoğun stresin etken olduğu bir yerde, değerlendirmenin sağlıklı olamayacağı çünkü bazı gençlerin bilgiye sahip oldukları halde stres nedeniyle sınavda başarısız olacağı açıktır.

En çoğunu kendine alıp en az olanı yaygınlaştırmayı eşitlik sanan iktidarın, eğitime de böyle baktığı bir kez daha malum olmuştur. Nasıl ülkenin tamamı asgari ücretliye dönüştüyse, şimdi her genci üniversiteli yaparak hem üniversitelilik hem de akademi sıradanlaştırılmak istenmektedir. Oysa mesele, üniversitenin gençlere ne vadedeceğidir. Genç işsizlikteki diplomalı işsizlik had safhadayken, gençler artık bu ülkede gelecek düşleyemez hale gelmişken, buna çözüm bulmak yerine üniversiteleri liseleştirmenin adı hayali ihracattır.”

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)