Anlayana Sivri Sinek Saz Anlamayana Davul Zurna Az!

Genç bir öğretmen iken bazen babamın çalıştırdığı kitapçı dükkanına gidip ona yardım ediyordum. Bitişiğimizde Terzi Ramiz diye bir terzi dükkanı vardı. Ramiz Abiyi sık sık ziyaret eden Bursa Çelik Palasta şef garson olarak görev yapan Şaban Abi diye biri gelip giderdi. Şaban Abi’de Ramiz Abi’de benden oldukça büyük ve siyasi konularda tecrübeli biriydiler.Yine bir gün gençliğinde verdiği heyecanla    yaptığım ve söylediğim bir konuyu ateşli ateşli anlatıyordum. Şaban Abi bana dönerek; sana bir masal anlatacağım dinle ve örnek al dedi.

            Nasrettin Hoca medreseyi birincilikle bitirmiş. Hocası diplomalarını dağıtırken Nasrettin Hocaya; “ Oğlum Nasrettin senin derslerin çok iyi ama ilmi siyasetin biraz zayıf. Bence bir yıl daha kal da bu eksikliğini giderelim” demiş. Nasrettin Hoca, hocasına olur mu hocam! Fıkıh bende, kelam bende, Kuran’ı okuma ve tevsir etme bende. Bende diplomamı alıp mezun olmak istiyorum demiş. Hocası diplomasını verip onu uğurlamış.

            Nasrettin Hoca memleketine gitmek için yola çıkmış. Cuma günü bir köyün yakınından geçerken, şurada Cuma namazımı eda edeyim de öyle gideyim demiş. Abdest almış ve camiye gitmiş. Caminin hocası Oflu bir hoca imiş. Ancak hoca duaları ve anlamlarını yalan yanlış açıklayınca Nasrettin yerinde duramamış ve camideki cemaate bağırarak; bu hoca sizin kaç senelik hocanız diye sormuş. Cami cemaati dokuz yıllık hocamız diyince. Yahu bu duaları ve açıklamaları yalan yanlış anlatıyor. Bu ne biçim hoca. Böyle hocamı olur diyerek hocayı kötülemeye başlayınca; Oflu Hoca aramıza bir zındık girdi, atın şu kafiri dışarı diye kükremiş. Cemaat tekme tokat Nasrettin Hocayı dışarı atmışlar.

            Yediği dayağın etkisi ile yarı baygın, yüzü gözü şiş bir vaziyette kendisine gelen Nasrettin Hoca; yahu doğruyu söyledik, dayağı yedik, acaba nerede yanlış yaptım diye düşünmeye başlamış. Aklına Hocasının “Oğlum Nasrettin, senin ilmi siyaseti zayıf. Gel bir yıl daha kal da bu eksikliğini giderelim” sözü gelmiş. Gerisin geri medreseye geri dönmüş. Onu perişan halde gören hocası bıyık altından gülerek; geldin mi Nasrettin diyerek onu medreseye kabul etmiş. Bir yıl daha eğitim gören Nasrettin’e hocası diplomasını verip sırtını sıvazlayarak yolcu etmiş.

            Nasrettin yine yayan olarak memleketine dönerken Cuma günü daha önce dayak yediği köyün yakınına gelmiş. Cuma namazını burada kılayım diyerek camiye gitmiş. Genç bir kişi olan Nasrettin bir yıllık aradan sonra birazda boy verip serpildiği ve sakalları çıktığı için cemaat onu tanımamış. Hutbede yine aynı Oflu hoca varmış. Yine duaları ve anlamlarını yanlış verip açıklamalar yapmaya başlayınca Nasrettin Hocadan tık çıkmamış. Tam namaz bitip cemaat dağılacakken; “Ey Cemaati Müslim’in bu sizin kaç yıllık hocanız” diye sormuş.    Cemaatten de on yıllık hocamız diye cevap alınca; ben falan medreseyi birincilikle bitirdim, falan falan hocalardan ve şeyhlerden feyiz aldım. Ama bu sizin hoca gibi muhterem birine rastlamadım. Her kim ki öbür dünyaya göçerken bu hocanın kıllarından birkaç tane yanında bulundurursa Cennet-i Alanın kapısını açar demiş.Der demez cemaat hocaya saldırmış. Kendisine, oğluna kızına derken Şaban Abinin deyimi ile “Hoca Mort” olmuş. 

            Sosyalist öğretide bu davranışa oportünizm, dini literatürde takiyye, Osmanlı  döneminde idare-i maslahat diyorlarsa da İlmi Siyaset bence bu anlama gelmiyor. İlmi Siyaset biraz takiyyeye yakın, özden vazgeçmeden amacı gerçekleştirmek için yapılan girişim anlamına geliyor.

            Günümüzün gençlerinin, genç yöneticilerin, siyasetçilerin Şaban Abinin bana anlattığı ve benimde çalışma dönemlerimde yöneticilere, hakla ilişkiler de görevli olanlara ve siyasetçilere zaman zaman anlattığım bu örneğe bu günlerde de çok ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
 
                                                                                              Metin ÇANGA
                                                                                      Emekli Maarif Müfettişi