adscode
adscode

Okulu tatile, tatili okula dönüştürenler

Tatili, okula çeviriyoruz. Ödev, ödev, tatil kitabı, tatil defteri…

nevzattarakci@gmail.com




Acaba insan fıtratına aykırı olan bu uygulama sadece bizim eğitim sistemine mi münhasır?

Nedir bu okulu tatile, tatili okula dönüştürme sevdası?

Yoksa okulun içini dolduramadığımız için mi hafta sonları ve tatillerde öğrencileri ödevle farklı etkinliklerle boğuyoruz.

Tatilde öğrenciler, okulda yaptıklarından farklı şeyler yapmalı değil mi?

Daha renkli daha sosyal, sanatsal etkinlikler, faydalı farklı uğraşlar.

Biz ne zaman okulu okul, tatili tatil gibi değerlendireceğiz?

Değil mi ki okul, her türlü eğitim ve öğretimin yapılacağı hatta yeri geldiğinde acımasızca çalışmaların sürdürüleceği, öğrenci ve eğitimcilerin yorulacağı, dinlenmeyi, tatili hak edeceği ortamlardır.

Peki, biz ne yapıyoruz?

Tatili, okula çeviriyoruz. Ödev, ödev, tatil kitabı, tatil defteri…

Yoksa okulda yorulmuyor mu öğrenciler ve dahi eğitimciler?

Tatili hak etmiyor mu bunlar?

Tatil Kitabı Furyası Tatil Ödevi Yarışı

Peki nedir bu tatil kitapları furyası, nedir bu tatil ödevi yarışı?

Acaba eğitimciler, öğrencilerin tatili hak etmediğine mi inanıyor?

Peki ya kendileri?

Dönem boyu günde 9 saat okula giden, ilaveten dershane ve etüt merkezlerinde çaba harcayan öğrenci, kısacık tatilde dinlenmesin mi?

Serbest çalışmasın mı?

Öğrenci, illaki ödeve mi boğulmalı, mutlaka evini okula mı dönüştürmeli?

Aynı durumda değil mi öğretmenler?

Dönem boyu beyni, yüreği ve vicdanıyla öğrencilerini aydınlık ufuklara hazırlayan, gece rüyasında projeler üreten öğretmen, tatilde dinlenmeyi hak etmiyor mu?

Yoksa sistemin marifeti mi bu yaman çelişkiler?

Öğrencinin tatilini ölçüsüz ödevler, ağır sorumluluklarla mahvetmek şu örneğe benzemiyor mu?

Düzenli beslenen öğrencinin ısrarla abur cubur yemeye zorlanması… Ya da doktorunun teşhisiyle ilacını alan, ilacını doktor kontrolünde gayet düzgün kullanan bir gencin, ailesinin bu ilaçla yetinmeyip daha fazla ilacın hastayı daha çabuk iyileştireceği düşüncesiyle eczaneden gelişigüzel onlarca farklı ilacı alıp hastayı bu ilacı kullanmaya zorlaması gibi.

 

Eğitim Baronları Rant Peşinde

Unutulmamalı eğitimin bir şifresi de istektir.

İsteği yok edilen öğrenciye hiçbir kitap, hiçbir test, hiçbir kaynak çözüm olmaz.

“Merak ilmin hocasıdır!” sözü, boşuna söylenmemiştir!

Öyle ya eğitimi rant kabul eden, öğrencilerin geleceğini, onların ruh yapısını, sağlığını değil de onlardan gelecek rantı düşünen, öğrencilerin paniğinden, ailelerin telaşından servet biriktiren kesim, ne yapsın? Tabii ki telaş pompalayacak, tabii ki korku verecek, panik hali oluşturacak!

Bu telaşın oluşturduğu kaos bu kesimin en sevdiği ortamdır.

Bu ortamda; okul, ev, ders, ödev, tatil, çalışma, dinlenme, yeme, içme, eğlenme, uyuma… birbirine karışır.

Bu kocaman eğitim camiası, bu bir avuç eğitim baronunun tuzağına düşmemeli!

Doğru olan, telaşla panikle iş yapmak değil, ölçüyü elden kaçırmamaktır!

Doğru olan, yeteri kadar çalışma, yeteri kadar dinlenmektir.

Unutulmasın, iyi çalışanlar, anlamlı işler üretenler, iyi dinlenmeyi bilenlerdir!

 

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)