adscode
adscode

Uzman öğretmenlik meselesi: takke düştü kel göründü

Uzman öğretmenlik sınavı ve eğitimi ile adeta takke düştü kel göründü. Zira eğitim sunum ve dokümanlarıyla akademinin içler acısı hali ortaya çıktı.

vedatdemirr@hotmail.com




Yaklaşık bir haftadır sosyal medyada gündemin ilk sırasına oturan öğretmenler, çeşitli yollarla seslerini duyurmaya çalışıyor. Yetkililerden ise tatmin edici herhangi bir açıklama gelmedi. Günlerdir tüm ülkede birinci gündem konusu olan eğitim camiasının sesine çeşitli kesimlerden de destekler geliyor. 

Uzman öğretmenlik sınavına tepkilerin bu denli fazla olmasının perde arkasında neler var?

Öncelikle uzman öğretmenlik sınavı ve eğitimi ile adeta takke düştü kel göründü. Zira eğitim sunum ve dokümanlarıyla akademinin içler acısı hali ortaya çıktı. Prof, Doç ve Dr unvanlı akademisyenlerimizin alan hâkimiyetsizlikleri pes dedirtti.(1. Takke)

Öğretmenleri, her sene başı ve sonunda hatta yıl boyunca hizmetçi eğitimler marifetiyle mesleki gelişim programına dâhil eden MEB bugün yok olmadı deyip meslekte en az 10 ve 15 yılını dolduran öğretmenlere verdiği eğitimin(!) kapsamıyla dahi çelişen bir değerlendirme ile sınav yapmaya çalışıyor. 

Yıllarca bizzat mesleğini icra ederken tecrübe kazanan mesleki yeterliliğin en büyük kaynağı, geliştirici kitabı ve öznesi olan ÇOCUKLARLA her türlü koşullarda eğitime devam eden, imkânlar olmadığında bile eldeki kaynaklarla eğitim ortamı oluşturan ve geliştiren, hiçbir meslekte olmadığı kadar fedakârlık eden öğretmenlerimizin uzmanlığından şüphe etmek büyük bir hata olur. Bunca yıl verilen hizmetiçi eğitimlere rağmen öğretmenler uzman olarak görülememiş ise MEB Öğretmenini değil, hizmetiçi eğitimlerini sorgulayıp değerlendirmelidir. (2. Takke)

Öğretmenlerin bir diğer itiraz konusu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 43. Maddesinde; “Öğretmenlik mesleği, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği” olarak tanımlanmasına rağmen böyle bir uygulama yapılmasını haksız ve hukuksuz görmeleri… 

Uzmanlık için yapılacak sınavda birkaç saatte ezbere dayalı bir performans ölçümü ile unvan verilmesine şiddetle karşı çıkıyorlar. Sonuçta hangi ünvanla olursa olsun yapılan işin aynı olduğunu ifade ediyorlar. Engeli atlayabilenlere paye verip engeli atlamaya yaşı ve gücü müsait olmayanların mağduriyeti ve sonuçları ne olacak? 

Asıl tepkilerin odak noktasında mesleki gelişim ve yeterlilik adı altında bir grup akademisyenin hazırlayıp sunduğu eğitim materyallerinin karmaşık, anlaşılmaz ve sınıf ve okul ortamından bir hayli kopuk oluşu. Akademisyenlerin sunumları okuyarak yaparken bütün bu içeriğin öğretmenlere ezberletilmeye çalışılması da bir diğer itiraz konusu…

Sınavdan muaf olan fen edebiyat mezunlarının tezsiz yüksek lisansı yeter kabul edilirken ikinci üçüncü fakülte okuyanların, kitap, araştırma ve konferans gibi çalışması olanların hiç görülmemesi de ayrıca eleştiri konusu…

Öğretmenlere bugün toplumun her kesimi destek vermeli onlara arka çıkmalı ve morallerini yüksek tutmalıyız. İki yıl süren ağır pandemi koşulları ve enflasyon ve ekonomik sıkıntılar ziyadesiyle toplumun moralini bozmuş durumda… İki yılın ardından ilk kez yaz aylarında rahatlayacaklarken tatillerini de anlaşılması bir hayli güç video ve metinlerle sabote etmeyelim. Öğretmenlerimizi daha fazla üzmeyelim onlara kulak verip dinleyelim.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)