adscode
adscode

UZAKTAN EĞİTİMDE NOT VİCDANA YÜKTÜR

Uzaktan eğitimde not verme işinde öğretmenler ciddi anlamda sıkıntılı ve gergin... Adaleti sağlayamama, öğrenciye hakkı olanı verememe ve bu sürecin getirdiği yaralayıcı, üzücü durumlara bir de hakkaniyetli not verememe  kaygısı  öğretmenleri ciddi anlamda tedirgin etmektedir.

gurbetduymus@gmail.com




Bakın bu tedirginliği  öğretmenler nasıl dile getiriyor: “Hiç imkanı olmayan EBA destek noktasına gidemeyen  öğrenciye TV’den izlediği derslerden sınava tabi tuttum, 60 aldı salgın sürecinden olumsuz etkilendi diye 100 versem olmaz, az versen olmaz

 

*Diğer yandan* imkanı var dersleri takip etmiş sınava girmiş olan öğrencimiz sınavdan 60 almış derse katılım performansı 70 olsun veya ortalama bir değer belirledim diyelim.

 Ya sınav dönemi öksürüyor ,diye sorumlu ve bilinçli vatandaşlık görevi nedeniyle çocuğunu  sınava gönderemeyen öğrenciye sınav telafisi yapılmayana ne vereyim ? 100, 90, 80... Neye göre ?

Bence ölçme değerlendirme süreci *salgın nedeniyle* resmi bir not olmamalı , taaa ki imkanlar düzelene kadar.

Ortada bir veya iki olasılık yok bir sürü olasılık var ve buna bağlı sağlıklı bir değerlendirme kriteri yok.                                                                 “Kendi okul gruplarımızda da tartışma konusu öğretmenin not vermesi. Uzaktan öğrenciyi ben ne kadar değerlendirebilirim? Derse katılan öğrencileri ilgili ölçek ve formlara göre haydi değerlendirdik diyelim. Peki derse katılamayan öğrencime ben nasıl not vereceğim ? Öğrenci demeyecek mi:  Öğretmenim ben bu notu hak etmedim! Haksız mı? Değil! Kaldı ki birçok sınıf öğretmeni arkadaşımız bu yıl aldıkları 5. sınıf öğrencilerine davranış notlarını nasıl neye göre verecekler? Cihazı bozuk olanlar, aynı anda derse girmeye çalışan kardeşler.... Bunun değerlendirmesini öğretmen mi yapmalı ? Bana ne bulaydın telefon tablet... Alaydın internet mi demeliyim öğrenciye ?”                                  “Sınava girmiş çocuklara göre girmemiş çocuklar avantajlı durumda oluyor. Sınava giren çocuk keşke girmeseydim, diye düşünecek. Sınav yapmış okullar var, yapmamış okullar var. İl içinde bile adil olmayacak. “                  ”Çocukların geleceğine yön verecek olan değerlendirmenin adil olması şarttır. Uzaktan eğitimde değerlendirme koşulları değişkendir ve bu koşulları düzenlemek de çocuğun tekelinde değildir. Tüm öğrencilere ulaşamadığımız bu süreçte genel bir değerlendirme yapmak toplumda eğitime olan bakış açısını da sarsacaktır. Çünkü birçok meslektasimiz öğrencinin hakkına girme kaygısı ile yüksek puanları tercih edecek. Bu durum hem hakkaniyeti ortadan kaldıracak hem de sonraki süreçte uzaktan eğitime katılım oranını düşürecektir. Derse katılan ve katılmayan öğrenciyi değerlendirmenin haksızlığa yol açmadan mümkün olduğunu düşünüyorsa bakanlığımız bize bir değerlendirme ölçeği hazırlasın. Tüm öğretmenler bu ölçeğe göre not verelim.”                                                             “Not verildiği zaman gerçek bir değerlenrme mi yapılmış olacak? Elbette hayır. Hiç tanı(ya)madığım 5.sınıflarda nasıl  objektif bir  değerlendirme yapabilirim ki ? Verilen notlardan kimse memnun olmayacağı gibi öğretmenin de içine sinmeyecek bir durum yaratılmış olacak. Kaldı ki bu şekilde bir notlandırmanın da vicdani yükü çok fazla. Diploma notunun belirlenmesinde ve ileride merkezi yerleştirme ile  ilgili sıkıntılı bir durum yaratılmasında rol oynamak hiçbir öğretmenin tercih edeceği bir durum değil.”                             

 

        “ Şu süreçte ders içi etkinlikleri ya da sınav notlarını doğru bulmuyorum. Okulda yaptığımız eğitim süresinde de öğrencilerden bir kısmı, okula hiç gelmedi zaten. Tekrardan uzaktan eğitime geçildiğinde de zaten belli başlı öğrenciler derse katılıyor. Bu öğrencilerden bir kısmı, derste aktif, bir kısmı ise sadece isim olarak listede görünüyor. Katılımcı olarak var ama hiçbir aktivitesi yok. Öğrencileri, şu süreçte çeşitli gruplara ayıracak olursak neye göre not vereceğiz? Kargaşalar, itirazlar alacak başını gidecek. Gerçekten maddi imkansızlıkları olanlar, sonuna kadar haklı ancak imkanı olduğu halde canı istediği de derse katılan, istediğinde katılmayan ya da derse göre katılım gösteren ya da derse katılımcı olarak girip de  hiçbir şekilde varlığını belli etmeyen öğrenciyi nasıl yüksek notla değerlendireceğiz? Normal süreçte başarılı olup da şu an hiçbir şekilde katılımına denk gelmediğimiz öğrenci profili de var. Ben, şöyle bir yol izledim sınıflarımda : “Derse katılım ve aktivitelerinize göre not vereceğim, yeni bir kriter belli olmazsa” demiştim. O günden beri katılım sayısında bir artma görüldü evet, buna rağmen yine derste aktif olan öğrencilerde bir değişiklik olmadı. Sadece katılımcı listesi yükseldi biraz daha. Bir kere hem öğrenciler, hem veliler her şeyin not demek olmadığını bilmeli. Bu yüzden de bu süreç, sadece öğrencileri dersten uzak tutmamak adına eğitim olarak devam ettirilmeli, sınavlara ve çeşitli zorunlulukları tabi tutulmamalı. Öğretmen de bir nebze olsun rahat edecektir böylece. Böyle bir karar, yalnızca öğretmeni zora sokmaktan ibaret olduğu gibi öğrencilere de adaletli olmayı amaçlayan bir eğitime de ters düşecektir. Sene başında uzaktan eğitim ile başlayıp sekizinci sınıflar için normal eğitime geçiş yaptığımız sürede öğrencimin biri resmen bana, öğretmenim, etüt merkezlerindeki derslerle çakıştığından dersinize giremiyorum demişti. Böyle olan bir öğrenciye acaba nasıl bir not verilebilir şu süreçte? Şimdi kriterlerimi söylediğimden beri derslere ismen de olsa katılıyor. Kısacası, not değerleri ölçüt olmamalı şu süreçte. İsteyen öğrenci girsin, imkanı varsa derse dinlesin, istemeyen katılmasın. Biz de neden katılmıyor, niye katılmıyor, ulaşalım, bulalım kaygısından birazcık uzaklaşıp ufak  da olsa rahatlamalıyız. En doğal hakkımız olduğunu düşünüyorum bunun  da şu süreçte. Malum mesele, bizleri teğet geçmedi. Tüm dünyaca aynı sorunla karşı karşıyayız neticede.”

 

 

“Ben de bu süreçte belli ölçütler oluşturarak öğrencilerin katılımlarını sağlamaya çalıştım. Derse sürekli katılan, EBA’ TV’yi  takip eden, EBA’dan  gönderilen konuya dair çalışmaları yapan ve sınıf gruplarındaki ödevlendirmeleri çözen öğrenci olduğu gibi, imkanı olduğu halde eline tablet veya telefonu alıp odasında oyun oynayan, derste olduğu halde yine oyun oynadığını bildiğim, sonra da velisini arayarak bir hafiye gibi bunu ispat ettiğim öğrencilerim de mevcut. Bunun yanında hiç imkanı olmayıp derslere katılamayanlar da var. Fakat bizim eğitim sistemimizde gönüllülük esası pek tutmuyor. Ders dışında yeni nesil sorular çözmek içinZOOM’dan davet ettiğimizde icabet eden öğrenci sayısı iki veya  üç. Zaten her okuldan da %10 öğrenci  nitelikli okullara alınmıyor mu , diyebilirsiniz. Bunlar bizim için yeterli de diyebilirsiniz. Eğitim sistemi zorunlu olunca, her ne şekilde olursa olsun sene sonlarında öğrencileri sınava tabi tutan bir sistem olunca performans ölçütleri gerekli hale geliyor. Geçen yıl mart ayından itibaren karne notları birinci döneme göre verilecek denilince, canlı dersleri iki, üç öğrenciyle yapmak zorunda kaldık. Şimdi de herhangi bir değerlendirme yapılmazsa ikinci dönem canlı derslere çocukları hem biz hem veliler nasıl motive ederiz? Not değerlendirmesi olmasın tamam.Peki sınıf geçme ve LGS ve YKS gibi sınavlar da iptal mi edilecek? Hayır.

Öğrenciler yaşları gereği günü kurtarma derdindeler. Hiçbir değerlendirmeye tabi tutulmadan sınıf geçen bir öğrenci bunu her yaşta ve sınıfta 'acaba' şeklinde bekleyip işini ciddiye almamayı tercih edecek diye düşünüyorum. Önceden yapmışlardı, öğretmenlerin böyle işi sıkı tuttuklarına bakmayın yine herkesi geçirirler mantığı hakim olacaktır.Geçmek, lise bitirmek hatta üniversite kapısına gelmek üstün bir başarı değilken ülkemizde.

Üzücü olan şu ki bu çocuklar yıllara ait almaları gereken beceri ve bilgileri bu belirsizlikler nedeniyle ciddi manada alamıyorlar ve edinemiyorlar. İleriki yıllarda bu çocuklar bunun eksiklerini yaşayacaklar ve topluma da yaşatacaklar.

 

“Ne notu ne karnesi? Kesinlikle puan verilmemeli. Kaldi ki ne puan verilirse verilsin, sınıf geçmeler yapılacak zaten. İkinci dönem de muallakta olduğuna göre notsuz ve kurulsuz bir şekilde sınıf geçmeler yapılmalıdır sene sonunda. Canlı ders yapılıyor, ödevler watsapptan gönderiliyor. Katılan katılıyor, yapan yapıyor yani herkes bir şeyler yapıyor. Ölçme ve değerlendirme olmadan sınıf geçmeler yapılmalıdır. Hatta sistemi durdurup sınıf geçme de yapılmayabilir. “

 

 

”Günlerdir vicdanımla mantığımın kavgasından yoruldum.”

 

“Uzaktan eğitimde koşullar tamamiyle eşitlenmeden notla değerlendirme yapmanın adil olmayacağını düşünüyorum.”

Adaletten bahsedeceksek hiç not verilmemeli hepimiz için vicdanı bir yük söz konusu …”   

 

 

“Eğer ki herkese not vermemiz gerekecekse öğretmenler olarak hepimiz  100 verelim. Tüm okullarda tüm notlar 100 olursa adalet sağlanmış olur bence. Böylelikle eşit bir şekilde dönemi kapatmış oluruz.”

 

 

Tartışmalar , görüşler bu şekilde... Bakanlığımıza güveniyor ve öğretmenlerimizi bu yükün altından alacağını umuyoruz.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)