adscode

'Eğitim Sistemine Format Gerekiyor'

DES; 'Eğitim Sistemimiz insan olma, ahlaklı olma, faydalı olma ve mutlu olmayı yeterince öğretemiyor.'

'Eğitim Sistemine Format Gerekiyor'
Özel Eğitim

Van Valiliği ve 100. Yıl Üniversitesi ile Akademik/Stratejik Araştırmalar Vakfı koordinatörlüğünde 12-14 Ekim tarihlerinde Van Elit World otelde  düzenlenen 'MEDRESETÜZZEHRA SEMPOZYUMU ve 'S. Nursi Eğitim Felsefesi' konulu sempozyumda konuşma yapan Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, şunları söyledi;

 

 

Küresel dünyanın her geçen gün daha önemli ve proaktif bir parçası olmaya başlayan Türkiye’de ‘eğitim hangi erdemler ve meziyetler için olmalı’ denmesi gerekirken, hangi diploma için’ denilir durumdadır. Türkiye’de eğitim halen insanların meslek edinmesi için bir vasıta olarak algılanıyor. Her geçen gün artan toplumsal yozlaşma ve bozulmaya karşı eğitim sisteminin ‘değerler eğitimi’ ve ‘etik eğitim’ programlarıyla yeniden formatlanması gerekiyor.

 

Şehirlerimizde gerçekleşen terör olaylarında araba yakan, kamu mallarına zarar veren gençlerin çoğunun üniversite öğrencisi ve mezunu olduğu, büyük yolsuzlukları gerçekleştirenlerin daha eğitimli kişilerden çıktığı gerçeği karşısında, eğitimi; insan olma, ahlaklı olma, faydalı olma ve mutlu olma perspektifinden değerlendirmemiz şart olmuştur.

 

Gelişmiş ülkeler etik eğitim trendini yakalamışken, çocukların etik, moral ve değerler eğitimi programlarıyla yetiştirilmesi için çalışmalar yaparken, bizim milli eğitimimiz ise ezberci, sınava dayalı ve diplomaya endeksli bir eğitim politikası izliyor. Biz milli eğitim sistemimizi değiştirmediğimiz sürece düzelemeyiz.

 

Eğitim olgusu gibi önemli bir konuda etik düşünceyi, ahlaki gelişmeyi ve moral değerleri ortaya koyan, medeniyetimizin nadide simalarımızdan birisi olan Said Nursi, derin ve köklü kültürümüzden ve inanç medeniyeti mirasımızdan aldığı ilhamla bugün çokça ihtiyaç duyduğumuz etik eğitimle ilgili eskimeyecek fikirleri bizlere telkin etmiştir. Said Nursi: “Aklın nuru fünun-u medeniye (Medeniyeti meydana getiren fen bilimleri), kalbin ziyası ulum-u diniyedir (dini ilimlerdir). Bu ikisi birlikte okutulduğunda hakikat (bireysel ve toplumsal, evrensel yasalara ve psiko-sosyal gerçeklere uygunluk) tecelli eder. Ayrıştırıldığında birinden inkar diğerinden taassup çıkar.”  1 Tavsiyesiyle eğitim anlayışının temeline insan fıtratını koyarak, bilgi, inanç, farkındalık ve sevgi sayesinde eğitimin verilebileceğini, insanı olgunlaştırarak, çocukların akademik gelişimleri yanı sıra etik, ahlaki ve mistik gelişime de ne kadar ihtiyacı olduğunu ve eğitim sayesinde insanı yüceltmek, karakterine şekil vermek, benliğinden sıyırmak dediğimiz eğitimin hedeflerini ancak bu sayede gerçekleştirebileceğimizi söylemek istemiştir.

 

ABD’li, AB’li uzmanların yönlendirmesindeki eğitim sistemimizi artık kendi birikimimizin farkına vararak özgün bir eğitim modeliyle yeniden toplayıp toparlamamız gerekiyor. Türkiye, dünyadaki diğer ideolojilerin farkına vararak eğitim politikalarına özgün bir form ve yön vermelidir. Said Nursi’ye göre eğitim sayesinde insan diploma sahibi olmak yanında iyi, ahlaklı, faydalı ve mutlu insan da olmalıdır. Zaten her eğitim etkinliğinin temel hedefi, bireylere bilgi kazandırmasının yanında arzu edilen beceri ve davranışların, iyi davranışların yaşamlarında somutlaşmasını sağlamak olmalıdır.2

 

 

Çok zengin ve derin bir eğitim geleneği olan Türkiye’nin, yabancıların telkin ve tavsiyeleriyle şekillenen bir eğitim politikası olması çok üzücüdür. Tercüme odalarında hazırlanan eğitim reformlarıyla özünden ve hedefinden uzaklaşan bir eğitim sistemi ile karşı karşıyayız. Eğitim sistemimize yön veren yabancıların arkasındaki kültüre hayran, kendi değerlerine yabancı, kozmopolit bir gençliğin yetişmesine seyirci kalıyoruz Tazminattan beri. Bugün eğitim politikalarımızda tutarlı bir vizyon bulunmamaktadır. Vizyon olmadığı için büyük bir illüzyonla genç nesillerimizi heba ediyoruz. Türkiye’nin küreselleşen dünyada en önemli gayri menkulü, özde insana ve hakikate önem veren bir eğitim sistemi olacaktır.

 

Moral değerleri güçlü insanların daha mutlu ve başarılı olduğu, topluma artı değer katma noktasında daha verimli olduğu ve bununda etik eğitime bağlı olduğu gerçeği karşısında Türkiye’nin moral değerleri olan, etik gelişimini tamamlamış bilgisayar mühendisi, doktor, teknokrat ve bilim adamlarına her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu bilmemiz gerekiyor.

*****

 

Bu nedenlerle eğitim sistemimizde, ivedilikle değerler eğitimi çalışmaları yapılması gerekmektedir. Gelişmiş ülkeler değerler eğitimine büyük önem vermektedir. Etik eğitimin önemini her geçen gün daha iyi kavrayan gelişmiş ülkeler değerler eğitimini din kültürü programı ile vermekte ve yeni nesillere öğretmek ve artan sorunların çözümüne katkıda bulunmak üzere “Daha İyi Bir Dünya İçin Değerlerimizi Paylaşalım” adlı programlar geliştirmektedir. Gelişmiş ülkeler, temel insan haklarına, insan varlığının onuruna ve değerine olan inancı yeniden pekiştirmek amacıyla on iki evrensel değer olarak İşbirliği, Özgürlük, Mutluluk, Dürüstlük, Sevgi, Alçakgönüllülük, Barış, Saygı, Sorumluluk, Sadelik, Hoşgörü, Birlik değerlerini eğitim sistemine yerleştirmiştir. Tükiye’de azalmakta olan ve her geçen gün yozlaşan  kişisel ve toplumsal değerlerin tekrar gelişmesi amacıyla Medinetüzzehra tavsiyesinden ilham alarak değerler eğitimi programını hızla planlamalıdır.

 

Eylem planı için altyapı oluşturmak adına ailelerin değerler eğitimi açısından yeterli bilince sahip olması sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra değerlerimizi ve kültürümüzü çocuk ve gençlerimize sevdirecek film, tiyatro, çizgi film, animasyon, oyuncak ve oyun gibi basılı ve görsel yayın ve materyalleri hazırlanmalıdır. Ayrıca Türkçe ve sosyal bilgiler derslerinde kültür ve değerler eğitimine daha fonksiyonel ve pratik uygulamalarla yer verilmelidir. Cinsellik, şiddet, magazin içeren televizyon programlarındaki olumsuzlara karşı RTÜK daha hassas davranmalıdır. Ayrıca iletişim fakültelerinin ders programlarına değerler ile ilgili bir ders ya da program eklenmelidir. Öte yandan okullarda yapılan tüm kutlama, tören ve sosyal etkinlikleri değerler eğitiminde bir fırsat olarak değerlendirilmeli, öğrencilerle birlikte anne babalarının da katılımını sağlayacak özendiriciliğe sahip kılınmalıdır. Okullardaki rehber öğretmenlere hizmet içi kurslarla etik ve değerler eğitimi konusunda formasyon verilmelidir.

 

İnsanımızın batı ülkeleriyle kıyaslandığında geleneksel, dinî ve ahlaki değerlere daha çok önem verdiği varsayılsa da uygulamada bunun böyle olmadığını düşünmekteyim. Küreselleşme ile birlikte yerel ve küresel değerlere verilen önem artmakta ulusal alandaki değerler ise gerilemektedir. Türkiye, evrensel değerlerin oluşumunda temel aktör konumunda olması gerekirken, daha çok etkilenen ülke konumda olması üzücü ve düşündürücüdür. Bu itibarla ivedilikle orta öğrenimde ahlak eğitimi açısından din kültürü ve ahlak bilgisi dersi iki saate çıkarılarak içeriği zenginleştirilmeli, değerler eğitimi konuları işlenmelidir.

 

Okullarda akademik başarıya odaklanma, sınavlarda başarılı olma öne çıktığından etik eğitim ve değerler eğitimi işlevselliği göz ardı edilmektedir. Öte yandan değerlerimiz, kültürümüz ve tarihimiz ezberci metotla öğrenciye aktarıldığından, davranışlar hâline dönüşmemektedir. Öğretmen yetiştiren fakültelerde değer eğitimine ilişkin özel bir ders bulunmalıdır. Mesleğe yeni giren öğretmenlere adaylık eğitimi sürecinde değerler eğitimiyle ilgili program hazırlanmalıdır. İlköğretim ve ortaöğretim kurumları disiplin yöneltmeliği değiştirilerek, öğrenci davranışlarını değerlendirecek bir ‘Onur Kurulu’ oluşturulmalıdır.

 

Göçten kaynaklı, şehir kültüründeki değişim ve yozlaşmaya karşın gençlerimizin uyum ve değer kazandırma boyutunun iyi yönetilmesi açısından belediyelere de görev düşmektedir. Modern toplumların içinde bulunduğu değerler krizinden çıkış yollarından biri de diplomalı toplum yaratmaktır ki uygulanan bu politika; eğitimin temel işleviyle birlikte kültür, sanat, etik ve ahlakla ilgili anlam ve değerler dünyasının da sorgulanmasını gereksiz görmektedir. Gelişmenin önündeki en büyük engel ahlaki zayıflık yada kötülük değil, insanları tabulardan başka bir şey olmayan “doğru” ve “yanlış” kavramlarının kölesi yapan cehalettir.3Geleneksel toplumlarda değerler görece daha istikrarlı zannedilirken, modern toplumlarda değerler giderek çeşitlenmekte, zenginleşmekte, kurumsallaşmakta ve farklılaşmaktadır. Geleneksel değerlerin yıpranmasının, giderek artan bir bireyselleşme ve toplumsal erozyona yol açtığı düşünülürken diplomalı toplum yaratma hedefinin toplumdaki gettolaşma ve karşılıklı iletişimden kopmayı engelleyemediği de aşikardır. Bu nedenle ortak değerler oluşturamayan bir toplumun bütünleşme değil, tersine toplumsal çözülme yolunda bir değişmeye sahne olacağı söz konusu olabilir.

*****

 

Diğer yandan demokrasi ve insan hakları odaklı söylemlerin uluslar arası düzeyde etkin biçimde gündeme gelmesiyle değerler ve demokratik eğitim sistemine verilen önem arasında da bir ilişki bulunmaktadır. Demokratik eğitim sistemi, bir yönüyle değerlere dayalı bir sistemdir. Milli Eğitim Bakanlığı, yenilenen öğretim programlarında ilk defa Bakan Nimet Çubukçu ve akabinde Ömer Dinçer döneminde açıkça gerek öğretim yöntemlerinde gerekse programın genel yaklaşımında değerler eğitimi konusuna değinmiş, programların amaç ve kazanımları arasında ulusal ve evrensel değerlere ilk kez yer vermeyi başarmıştır. Değerler ve etik eğitimin önemsenmesindeki temel faktör, son yıllarda geleneksel değerlerin giderek yıpranması ve bundan boşalan yerlere yeni değerlerin ikame edilememesinin farkındalığıdır. Değer eğitimi, demokratik bir toplumun başarısı için temel gerekliliktir.  Demokrasiyi içselleştiren ve ahlaki boyutuyla hemfikir olan insanlar, diğerlerinin haklarına saygı, kanunlara uyma, kamu yaşamına gönüllü katılım ve toplumun iyiliğiyle ilgilenirler.

 

Bu nedenle Millî Eğitim Bakanlığı ile YÖK bünyesinde ‘Etik Eğitim ve Değerler Eğitimi Strateji Geliştirme Merkezi’ adlı bir birim kurulmalıdır.Eğitim sistemimizin, öğrencilerin, toplumun duygu, inanç, öncelik ve değerlerinin farkında olmasını, güçlü ve zayıf yönlerini bilmesini ve yaşam onuruna sahip olmasını ve karar almasını ve kararını uygulamasını ve ‘yaşam becerileri eğitimi’ olarak gelişmesini sağlama vizyonu olmalıdır. Eğitim sistemimiz, öğrencilerimizin hayat boyu kendisine rehberlik edecek bilgi, beceri ve duyguları öğrenmesini sağlama sorumluluğu vardır. MEB ve YÖK eğitimin tüm aşamalarında eğitimcilerin rollerini çok iyi tanımlayıp bu konuda örnek ve rol modeli olmaları gerçekleştirme ve değerlerimizi sınıfta ve okulda, çeşitli etkinlikler aracılığıyla aktarılır ve öğrenilir hale getirme zorunluluğu vardır. Bu temel değerler, okul kültürüne yansıtılmalıdır





Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)