adscode
adscode

Eğitimin Gidişatından Ne Kadar Memnunuz?

Eğitimle ilgili şikâyetler, dünyanın her yanında aynı. Çünkü, ne kadar yenilenmiş olursa olsun, tüm eğitim sistemleri, bugünün çocuğuna ve gencine hitap etmiyor.

Eğitimin Gidişatından Ne Kadar Memnunuz?
Milliyet Diyalog
Bugünün öğrencileri, sabırsız ve bir o kadar da kafaları karma karışık.
Ne, ne istediklerini tam olarak biliyorlar ne de başarı, kariyer ve liyakat için çok çalışmaya ve zamana ihtiyaç olduğunun farkındalar.
Her şey bir anda olsun, bitsin diyorlar.
Bir an önce okula başlamak istiyorlar. İlkokulu bitirmeden liseye, liseyi bitirmeden üniversiteye başlanması gerektiğine inanıyorlar.
İşe başladıkları ilk gün en tepeye, kaç yılda değil de kaç ayda çıkarımın hesabını yapıyorlar.
Yetişkinlerle kıyaslandığında fazlasıyla donanımlılar ama eksikleri o kadar çok ve öylesine sabırsızlar ki, çoğu zaman kendilerine zarar vermenin ötesine geçemiyorlar...
Gençlere güvenmek ve onların önünü açmak zorundayız. Çünkü içinde bulunduğumuz çağ, onların çağı. Üreten de, tüken de onlar...

Niye mutsuzlar?
Ülkemizde de, eğitim sisteminin geneline yönelik bir memnuniyetsizlik, dünden bugüne hep vardı.
Ama sanki son dönemde biraz daha arttı.
Oysa son yıllarda eğitime yönelik yatırımlar, neredeyse üçe, beşe katlandı.
Bütçeden en fazla pay eğitime ayrıldı.
Okul, kadro ve öğrenci sayıları inanılmaz boyutlara ulaştı.
İşte bu yüzden, bu memnuniyetsizliğin nedenlerini çok iyi araştırmak gerekirÖ
Örneğin beklentiler yükselmiş olabilir.
Bugünün velisi de, öğrencisi de bırakın eğitimi, herhangi bir alanda, ne verirseniz verin, hep çok daha fazlasını istiyor.
Bu hem iyi, hem kötü.
İyi, çünkü çıtayı yükseltmemiz için motivasyon sağlıyor.
Kötü, çünkü doyumsuzluk söz konusu.
Yani, bugünün çocuğunu ve velisini çok iyi anlayarak, ona göre bir eğitim sistemi inşa etmek gerekiyor.
Yoksa, bu memnuniyetsizlik, alır başını gider...

En iyi okul hangisi?
Peki en iyi okul hangisi?
En uzaktaki mi, en yakındaki mi?
Devlet mi, özel mi?
Yabancı dille eğitim yapan mı yoksa Türkçe eğitim yapa mı?
Zincir okullar mı, butik okullar mı?
Fen ve anadolu liseleri mi yoksa meslek liseleri mi?
Benzeri konularda, hemen her gün yüzlerce soru geliyor.
Veliler arasında da, çocuğunun akademik durumuna, ilgi ve yeteneklerine bakmaksızın, sürekli yeni arayışlar var.
Hep daha iyisi isteniyor ama en iyisi hangisi ve niye en iyi o, bunu bilen yok.
Aslında en iyi okul ya da üniversite diye bir şeyden söz etmek abartı olur.
En iddialı öğrenim kurumlarında çok vasat mezunlara rastlandığı gibi, en sıradan okullardan da dünya markası isimler çıktığı çok oluyor.
Yani eğitimde tek doğru yok.
Birisi için doğru olan reçete, bir başkası için felaket sonuçlar doğurabiliyor...

Bireye göre eğitim!
Günümüzün eğitim anlayışı, bireye göre farklılaşan ve onun ilgi-yeteneğine göre şekillenen modellerdir.
Nasıl ki, her çocuk birbirinden çok farklı özelliklere sahipse, eğitim sistemleri de tek tip değil, o farklılıklara cevap verecek altyapıya sahip olmalıdır.
Kulağa hoş gelen bu sözleri hayata geçirmek, ne kadar iyi niyetli olursanız olun, bizim gibi öğrenci sayısı çok fazla olan ülkelerde hiç de kolay değil.
İlköğretimdeki öğrenci sayımız bile, pek çok ülkenin nüfusundan fazla. Toplam öğrenci sayımız ise 20 milyonla, bizim eşdeğer nüfusa sahip ülkelerin bile çok üzerinde.
Bu yüzden de bırakın bireyin ilgi ve yeteneğine göre farklı eğitim modellerini, zorunlu temel eğitimi bile vermekte zorlanıyoruz...
Peki sorun nerede?
En büyük sorun, eğitimin, olmazsa olmaz öncelikli konular arasında hala ilk üçe giriyor olmaması.
Ne olur hiç kimse aksini iddia etmesin, eğitim, ne ailede ne de siyasette arzulanan noktada değil. Olacağına ilişkin ipuçları da yok gibi...
Özetin özeti: Eğitime daha fazla kafa yormadığımız sürece taşların yerli yerine oturması mümkün değil. Çünkü tüm sorunların temelinde eğitimsizlik yatıyor!..

Milliyet


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)