adscode
adscode

ELLERİ KULLANMADAN DİŞLERİ FIRÇALAMAK ARTIK MÜMKÜN

İstanbul Üniversitesi’nde geliştirilen “El Kullanmadan Dişleri Fırçalama Cihazı”, kendi başına hareket kabiliyeti olmayan veya hareket kabiliyetini kaybetmiş engelli kişilerin dişlerini fırçalama işlemini…

ELLERİ KULLANMADAN DİŞLERİ FIRÇALAMAK ARTIK MÜMKÜN
Bilim Teknoloji
Buluş, 10. Kore Kadın Buluşçular Sergisi’nden  Wipo, Kore Kadın Buluşçular Fuarı Altın Madalya, İran ve Tayvan Özel Ödülleri’nin sahibi olarak toplam 4 ödülle döndü.

Türk Patent ve Marka Kurumu, kamuoyunda sınai mülkiyet farkındalığını arttırmak, buluşların uluslararası tanıtımına ve pazarlamasına imkân sağlamak amacıyla, 8-11 Haziran 2017 tarihleri arasında Seul-Güney Kore’de düzenlenen 10. Kore Kadın Buluşçular sergisinde stant açtı. İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Biyofizik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Leyla Türker Şener, İÜ Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Radyolojisi’nde görevli Uzman Dr. Hülya Çakır Karabaş ile birlikte “El Kullanmadan Dişleri Fırçalama Cihazı” buluş başlıklı patent başvurusuyla 10. Kore Kadın Buluşçular Sergisi’nde ülkemizi temsil etti. Kişinin ellerini kullanmadan dişlerini fırçalamasını kolaylaştırmak üzere geliştirilen buluş, kişinin kafasını kolaylıkla yerleştirebildiği yapısının üzerinde ağız içinde tüm dişleri fırçalayacak şekilde monte edilmiş bir diş fırçası aparatına sahip.

“Ellerini Kullanamayan Hastalar Dişlerini Yardım Almadan Fırçalayabilecek”

“El Kullanmadan Dişleri Fırçalama Cihazı” buluşu hakkında açıklamalarda bulunan Uzman Dr. Hülya Çakır Karabaş, “Buluş fikri aslında çocuklarımızın diş fırçalamaları hakkında yaşadığımız problemlerden bahsederken ortaya çıktı. Ağız içerisindeki dişleri korumanın en etkili yolu dişleri fırçalamak. Dişlerin en az iki kez ve iki dakika boyunca fırçalaması gerekiyor. Fakat engellilerde bunu sağlamak biraz zor. Buluşumuz ise elleri olmayan veya ellerini kullanamayan hastaların dişlerini fırçalamasını sağlıyor. Hasta bu cihaza çenesiyle baskı yaptığında sistem çalışmaya başlayacak. Dörtlü bir fırçalama sistemi olacak. Aynı anda tüm dişlerin alt ve üst çene şeklinde tüm yüzeyin fırçalanması sağlanacak. Bu anlamda da normalde iki dakika olması gereken diş fırçalama süresini 30 saniye gibi bir süreye indirilmesi amaçlanıyor. Böylelikle hasta sıkılmadan ve hızlı bir şekilde bu fırçalama işlemini sonlandırmış oluyor. Bu şekilde bir buluş tasarladık. Bu buluşu yaptıktan sonra patent başvurusunda bulunduk ve kısa bir süre içerisinde de incelemeli patent olarak patentimizi aldık” şeklinde konuştu.

“Buluş Hastaya Psikolojik Destek Sağlıyor”

Diş fırçalamanın ağız hijyeni için çok önemli olduğunu söyleyen Uzman Dr. Hülya Çakır Karabaş, “Bu fırçalamayla birlikte çürük, yumuşak doku, sert doku gibi hasarların önüne geçilmiş oluyor. Düzenli ağız hijyeni sağlanmadığı müddetçe bu tarz hastalıklar hastayı psikolojik, fizyolojik ve maddi olarak birçok yönden olumsuz olarak etkiliyor. Bu hem hastaya hem de ülke ekonomisine bir yük oluşturuyor. Aynı zamanda bu buluş ellerini kullanamayan veya kaza nedeniyle ellerini kaybetmiş olan hastalar için tasarlandığından hastanın psikolojik desteği açısından da çok önemli. Çünkü hastanın kişisel hijyenin kendi başına, birisine ihtiyaç duymadan yapıyor olması ona psikolojik açıdan da destek sağlayacaktır” dedi.

“Tüm İnsanlık İçin Önemli Bir Buluş”

Türkiye’den Türk Patent ve Marka Kurumu’nun Türkiye’yi temsil edecek 3 kadın buluşçusundan birisi olarak seçilmenin gurur verici olduğunu da ifade eden Yrd. Doç. Dr. Leyla Türker Şener, “Buluşumuz hem sosyal açıdan, hem de çocuklardan yaşlılara herkesin kullanabileceği bir başlığa sahip olmasıyla tüm insanlığa hizmet verecek önemli bir ürün. Herkesin kullanabileceği küçük, orta ve büyük ölçeklere sahip fırçaları olacak. Dolayısıyla sadece engelliler için, değil herkesin kullanabileceği bir ürün modunda. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından seçildik, yönlendirildik. Sunumlar sırasında jüri Türkiye’nin üç buluşunun da ayrı ayrı kıymetli olduğunu, bilim, mühendislik, inovasyon ve dizayn alanında hepsinin birbirinden kıymetli olduğunu dile getirdi. Toplamda 4 ödülle ülkemize döndük, çok mutluyuz ve gururluyuz” ifadelerini kullandı.

İstanbul Üniversitesi’nin 2014 yılından beri “En Fazla Patent Başvurusu Yapılan Üniversite” ödülünü aldığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Leyla Türker Şener, “Üniversitemiz bu alana çok önem gösteriyor. İstanbul Tıp Fakültesi’nin içerisinde İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Merkezi’ne bağlı ‘3B Tıbbi ve Endüstriyel Tasarım Laboratuvarı’ bulunuyor. Burada fikriyle gelenlerin patent başvuru süreçleri, patentleme, projelendirme ve prototiplerinin oluşturulma süreçleri gerçekleştiriliyor. Kore’deki buluşçular fuarına 30 ülkeden 500 kadın buluşçu katıldı. Diğer ülkelerin de stantlarını gezme görme fırsatımız oldu ve en büyük ödülleri İstanbul Üniversitesi’nden biz aldık. Dolayısıyla onların da göstermiş olduğu ödüllere bakacak olursak Türkiye dünyada çok önemli bir noktada ve gittikçe de artan bir ivmeyle bu patentlerimizin de sayısı artıyor. Firmalara ulaştırdığımız girişimci ekosistemimizin de geliştiğini söyleyebiliriz” dedi.

“Hayal Et Gerçek Olsun”

İnsanın kendi fikrinin peşine düştüğü sürece kendi buluşunu ortaya koyabileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Leyla Türker Şener konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “İnsanların fikri hayallerinde kalmasın. Bunun arkasına düşerse ürünü de ortaya koyabilir. İsterse kendi şirketini kurabilir, isterse firmalara lisans hakkını devretmesi suretiyle bunun yurtdışında da satışını sağlayabilir. Dolayısıyla istersek yapamayacağımız hiçbir şey yok. Ben İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde bulunan ‘3B Tıbbi ve Endüstriyel Tasarım Laboratuvarı’nın yöneticisi olarak sloganımızı tekrar etmek istiyorum: ‘Hayal Et Gerçek Olsun’.”

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)