adscode

Kızlar Erkeklerden Daha Başarılı, Ama Neden?

Türkiye'de ve dünyada yıllardır bütün istatistikler aynı şeyi söylüyor: "Kızlar eğitimde erkeklerden daha başarılı" Pekiyi, ama neden?

Kızlar Erkeklerden Daha Başarılı, Ama Neden?
Özel Eğitim

 

 

 

Uzmanlar sebebini açıklayamıyor. Çünkü ortada ne fizyolojik bir fark var, ne de nörolojik. Durumun nedeni açıklanamasa da kızların başarısı ispatlandı. İşte, uzmanlara göre kızların okul hayatındaki başarısının altındakiler ve bu başarıyı tetikleyen olası sebepler.
 
19'uncu yüzyılın meşhur cerrah, anatomist ve antropologlarından biri olan Fransız bilim adamı Paul Broca bile zamanında "Kadınların beyninin nispeten daha küçük olmasının sebebi hem fizik, hem de entelektüel açıdan daha aşağı olmalarından kaynaklanıyor" demiş. Aradan geçen zamana rağmen bu tip düşünceler değişmedi. Hala çoğu kişiye göre (özellikle erkeklere) kızlar birçok konuda erkeklerden daha geri, daha başarısız görülüyor. Ama şu bir gerçek ki eğitimde kızlar erkekleri solladı. OECD'in Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı kapsamındaki tarama, lise ve yüksek okullarda kız öğrencilerin başarı oranının erkeklerden yüksek, başarısız kız öğrenci oranının da düşük olduğunu ortaya koydu.
 
Ve kızların derslerdeki başarısı ispatlandı. Türkiye'de ve dünyada bütün istatistikler bu konuda hemfikir. Evet, ama neden?
 
Uzmanlar, erkekler ile kızlar arasında ne fizyolojik, ne de nörolojik bir fark bulabildi.
 
Sebepleri açıklanamasa da kızların başarısı ortada. Gönül isterdi ki Broca hortlayıp sorumuzun cevabını versin. Ama bu mümkün değil. Biz de günümüz uzmanlarına sorduk: Neden kızlar okul hayatında daha başarılı? Yoksa sanılanın aksine doğuştan gelen bir fark söz konusu olabilir mi?
 
Kadın ve erkek beyninin kabiliyeti eşit
 
Nörologlar, kadınların bazı alanlardaki üstünlüğünü izah etmek için bir dizi çalışmalarda bulundu. Mesela dile yatkınlıklarını beynin iki yarımküresini de kullanmalarına bağlayanlar çıktı. İki yarımküreyi birbirine bağlayan nöron 'kablolarının' daha büyük olduğunu öne sürenler oldu. Başka araştırmalar bu iddiaları yalanladı.
Nörobiyolojist ve Pasteur Enstitüsü araştırma müdürü Catherine Vidal, “Kadın ve erkek beyninin biyolojik kabiliyeti eşit; kızlarla erkeklerin bu açıdan becerileri aynı. Bir fark söz konusu ise, bunu sosyo-kültürel kalıplarda ve davranışlarda aramak lazım” diyor.
 
Kızlar eğitime daha uygun yetişiyor
 
Eğitim uzmanı sosyologlar Christian Baudelot ile Roger Establet'nin 'sosyal kalıplar' üzerine araştırmaları, kızların geleneksel sosyalleşme şekillerinin okula daha uygun olduğunu gösteriyor.
Baudelot, "Bugün hala (ailede) kızlara verilen eğitim, uysallığa, söz dinlemeye dayanıyor. 'Alıcılık' anlamında. Okulda da öğrenciden istenen, kuralları içselleştirmesidir. Ayrıca, ana babalar kızların dışarıda ne yaptığına daha fazla ilgili ve dikkatli. Erkekler ise okul dışı ve daha erkeksi etkilere daha açık" diyor.
Erkek çocuklara örnek olarak gösterilen değerler kahramanlık, şiddet ve güç gösterisi olduğunu Baudelot vurguluyor: "Bütün bu kavramlar okula tamamen ters. Ayrıca eğitim kadrosunda kadınların çoğunlukta olması da, kızların katılımını kolaylaştırıyor."
 
Kızlar eşit olduğunu okulda gösteriyor
 
İki sosyolog, 1990'ların başında ortaya attıkları bu tezlerini güne uygun hale getiriyor. Kızların eğitimle ilişkisini bugün pasif bir rolle açıklamakla yetinmiyorlar. Onlara göre kızlar sadece eğitim sistemine uygun formatlandıkları için okulda başarılı değiller. Kızlar aynı zamanda eğitimin hedeflerini pozitif olarak da benimsiyorlar. Okulu, kız öğrencilerin hayatta erkeklerle eşit görebilecekleri, hatta onlardan üstün olduklarını gösterebilecekleri ilk merhale olarak görüyorlar. Ayrıca kızlar klasik kültürel faaliyetlerden, erkeklerden daha çok keyif alıyorlar. (OECD rakamlarına göre ayda en az bir kitap okuyan 15 yaşındaki kız öğrencilerin oranı yüzde 51. Bu rakam erkeklerde yüzde 37’de kalıyor.) Ayrıca anneler de, bağımsızlıklarını kazanmaları için, kızları giderek daha çok okumaya teşvik ediyor.

*****

 

 


 
Eğitim kızlar için bağımsızlığa giden yok

 
Fransız Bilimsel Araştırmaları Merkezi (CNRS) görevlisi, sosyolog Catherine Marry de, “Kızlar, bağımsızlıklarının ilk adımının sağlam bir eğitim olduğunun bilincindeler. Bugün ana babaların eğitim seviyesi açısından beklentileri, kız çocuklar için de, erkekler için de aynı. Ama alan yönlendirmeleri farklı. Kızlar hâlâ fen branşlarında azınlıktalar. Kızlar, 'şu şu meslekler bir kadına daha uygundur' kalıplarını kırmakta zorlanıyorlar" diyor.
 
Ayrıca, aynı sosyolog bilimsel alanlarda başarılı olan kadınlarla ilgili araştırmasının sonucunu da şöyle açıklıyor: (Bu dallarda) “Başarılı olan kızların hemen hepsinin annesi fen alanında çalışıyordu, çoğu matematik hocası idi. Ayrıca evde, eğitim açısından erkek kardeşleriyle, babaları da dahil, tam bir eşit muamele görmüşlerdi.” (28 mayıs tarihli Le Monde’da yayımlanan Martine Laroche imzalı makaleden.
 
Erkekler matematikte, kızlar sözel yetenekte önde

 

Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV) Psikoloğu Feyza Ozargil:
 
Toplumda kız çocukların daha başarılı olduğuna dair yaygın bir inanç var. Bilimsel araştırmaların çoğu da bazı alanlar için bunu destekliyor. Cinsiyet, başarı üzerinde etkili olabilecek bir değişken. Ama tek değişken değil.
 
6- 11 yaşları arasındaki çocuklar Freud'a göre dürtülerini bastırır. Böylece çocuk okula başlamasıyla birlikte enerjisi oyun ve öğrenmeye verir. Öğrenmeye ilişkin becerileri de gelişir.
 
Bu dönemde erkek çocuklar daha çok eyleme yönelirken (futbol oynamak gibi), kızlar daha iç dünyaları ile ilgilenir. Böylece kızların duygusal olgunlukları daha çabuk gelişir. Bu da beraberinde öğrenmeye daha açık olmalarını ve akademik başarıyı getirir. Sonuçta kızlar duygularını daha erken farkedip sözel olarak ifade edebiliyorken, erkekler daha hareketli ve dürtüsel, risk almaya eğilimli olabiliyor. Kızlar kültürün beklentisine de uygun olarak kurallara ve gruplara daha kolay uyum sağlayabiliyor. Bazı araştırmalar ise kızlar ve erkekler arasındaki farklılığın biolojik olmaktan çok kültürün beklentileriyle ilgili olduğunu gösteriyor. Yapılan aktiviteler, oyunlar, çocuklara tanınan imkanlar, aile tutumları ve öğretmenlerin yaklaşımları da yeteneklerin gelişimini etkiliyor. Yapılan araştırmalar okuma alanında tüm ülkelerde kızların erkeklerden daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Erkekler matematikte, görsel ve mekanik yeteneklerde,kızlar ise sözel yeteneklerde öne çıkıyor.
 
Başarıda cinsiyet farklılığı birçok araştırmacı tarafından tartışıldı ve aşağıdaki sonuçlara varıldı: * İlkokul çağlarında kızlar erkeklere oranla okumayı daha çabuk söker ve bu başarma duygusu daha sonraki yıllarda da devam eder. * Kızlar sözel testlerde daha başarılı olur.
 
* Erkekler uzay-mekana ait becerilerde daha başarılı olur.
* Kızlar soyut matematik problemlerinin çözümünde sözel yöntemleri daha çok kullanır.
* Kızlar erkeklere nazaran daha önce konuşur ve onların kelime dağarcığı daha geniş olur.
* Kızlar erkeklere oranla öğretmenleriyle daha iyi ilişkiye girerek derse daha aktif katılır.
Doğal olarak da tüm bu etkenler kızların okulda daha başarılı olmasını sağlar.
 
Üniversiteye gidemeyen anne, kızını teşvik ediyor

 

Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Nilüfer Narlı
Hocalık dönemimdeki deneyimlerimden yola çıkarak kızların eğitimde erkeklerden daha başarılı olduğunu söyleyebilirim. Bunun nedeni de şunlar olabilir. Kızlar aldıkları eğitim sayesinde kendi ayakları üzerinde durabileceklerinin farkındalar. Aynı zamanda çoğu kız öğrenci annesinin üniversiteye gidememe sebeplerini ya da gitmek için yaşadığı sıkıntıları biliyor. Bu bana kalırsa daha çok Türkiye ve Avrupa'da yaşayan Türk kız öğrenciler arasında yaygın. Özellikle anneler eğitimin önemini çocuklarına tekrar tekrar hatırlatıyor. Şu bir gerçek ki Türkiye'de çoğu kız öğrencilerin ev dışındaki aktiviteleri sınırlandırılıyor. Bu durum da onları daha fazla çalışmaya teşvik ediyor.

*****

 

 



Erkekleri geçmeye çalışan önce okulda sonra işte başarılı oluyor
 
İstanbul Kültür Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi
 
Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tülay Bozkurt
 
Geleneksel toplumlarda kadınlara hırs, rekabet, liderlik, risk alma, mücadele gibi erkek özelliğine uygun yetkinlikler gerektiren işlerde başarılı olamayacaklarına ilişkin önyargılar var. Bu önyargılarla kadın özdeşleşerek, toplumsal yapılanmanın sürekliliğini farkında olmadan sağlıyor.
Öte yandan iş yaşamında başarılı olmayı göze alan kadınların, özellikle yöneticilik gibi erkeklerin yaygın olarak seçtikleri mesleklerde de başarılı olarak algılanabilmek için erkeklerden daha fazla çalışıyor. Başarılı kadınlar toplumsal önyargıları bu yolla kırmaya çalışıyor. Toplumsal rol dağılımındaki cinsiyet ayrımcılığıyla mücadeleye başlıyor. Eğitim hayatından başlayarak kendilerini iş dünyasına hazırlıyorlar. Önce derslerde, ilerde de iş hayatında onları geçmeye çalışıyorlar.
 
*2010 YGS’ye başvuran 100 kız adaydan 50,2’si bir yüksek öğretim programını kazanırken, bu oran erkeklerde yüzde 46.4
* Bir üniversite programına yeşleşen 100 kız öğrenciden 46,7’si bir lisans programını kazanırken, bu oran erkeklerde yüzde 39,6.
 
Bilimde kızların ve erkeklerin başarı oranı
 
Kızlar Erkekler
Kanada: yüzde 13.2 yüzde 15.7
ABD: yüzde 8.2 yüzde 10
Fillandiya: yüzde 20.2 yüzde 21.6
Türkiye: yüzde 0.9 yüzde 0.9
Japonya: yüzde 13.1 yüzde 17
 
Sözel derslerde kızların ve erkeklerin başarı oranı
 
Kızlar Erkekler
Kanada: yüzde 17.7 yüzde 11.3
Fillandiya: yüzde 23.7 yüzde 9.6
Türkiye: yüzde 2.9 yüzde 1.4
Japonya: yüzde 10.7 yüzde 8.1
 
Sonuç
* Kızların ve erkeklerin beyni arasında fizyolojik bir fark yok.
* Kızlar ailede daha alıcı ve uysal yetişiyor; bu tutum eğitim sistemine daha uygun.
* Erkek çocuklara ise, eğitim sistemine ters düşen, erkeklik, sertlik, güç değerleri öğretiliyor.
* Kız anne ve babaları, çocuklarının okulda, ev dışında ne yaptığıyla daha çok ilgileniyor.
* Okul kızlara erkeklerle eşit hatta onlardan üstün olduklarını göstermek için ilk fırsat; bu onları mative ediyor.
* Anneler, bağımsızlıklarını kazanmaları için kız çocuklarını iyi okumaya teşvik ediyorlar.
* Kızlar da, özgürlüklerinin ve bağımsızlıklarının ilk şartının iyi bir eğitim almalarının önemli olduğunu biliyorlar.
* Kızların bazı alanlarda ve mesleklerde (mühendislik, fen branşları vs) azınlıkta olmalarının tek sebebi ‘kadınlara uygun meslek değil’ kalıbını şimdilik kıramamış olmaları.Hürriyet/Şebnem Arat



Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)