​MEB ve YÖK, Meğerse Üniversite Adaylarını Ne Çok Seviyormuş!

Üniversite giriş sistemi çökmüş durumda. Dershaneler dışında sistemden memnun olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. MEB ve YÖK, bu sistemi tümüyle ortadan kaldırma yerine, onlar da dershaneciliğe soyundu. MEB sadece kurs açmakla kalmadı, YÖK’e inat olsun diye tercih robotu hazırladı. Şimdi her ikisi de, en doğru tercihi biz yaptırıyoruz yarışı içine girdi. Sanki bu sistemde doğru tercih yapmak mümkünmüş gibi!..
 
2.5 milyona yakın aday içerisinde eğer ilk 100’e giremiyorsanız, GS hukuk şansınız yok gibi.
Yine aynı şekilde ilk 5 bine giremezseniz DTÜ, Boğaaziçi İşletme ya bilgisayar gibi bölümleri unutun.
 
Ve bu sınav sisteminde bir soru az ya da çok yaparsanız, tepe puan dilimlerinde onlarca, yüzlerce, alt puan dilimlerinde ise on binlerce sıra geriye düşebilir ya da öne çıkabilirsiniz.
Oysa sadece bir soruyu doğru ya da yanlış yapmak o adayın iyi ya da kötü olmasının bir ölçütü değildir…
 
YÖK ve MEB, ille de bir şey yapacaksa aynı fakülteler ve aynı bölümler arasındaki puan makasının 250’lere kadar geçmesinin önüne geçsin!
 
MEB de ille de YÖK’e karşı bir tavır alacaksa, tıpkı tıp, hukuk, mühendislik ve mimarlıkta olduğu gibi eğitim fakültelerine de baraj istesin.
 
Puanlara göre bir tercih sıralaması, yanlışların en büyüğüdür ve her iki kurumda buna ön ayak oluyor.
 
İlgi,yetenek ve donanımı bir kaç saatlik sınavlarla belirlemek ve gençlerin geleceklerine, bu sınav sonuçlarına göre yön vermek, hataların en büyüğüdür ve biz bu hatayı yıllardır yapıyoruz.
Ama eninde sonunda su doğru yolunu buluyor.
 
Milyonlarca gencin öğrenim gördüğü alanda değil de farklı alanlarda çalışması biraz da bu yüzdendir.
Yine aynı şekilde, her yıl yüz binlerce üniversite öğrencisinin ve mezunun yeniden sınavlara girmesinin nedeni de budur.
Peki YÖK ve ÖSYM bu konularda ne yapıyor?
Kocaman bir hiç!
Kolay olanı kim olsa yapar, asıl önemli olan zoru başarmaktır!..