adscode

MİT 'FİŞLEME PROTOKOLÜNÜ' DOĞRULADI

MİT, bazı kurumlarla yaptığı kişilerin özel hayatını "fişleyen" gizli protokolü doğruladı. Binali Yıldırım, "protokol varsa anayasal suç" ded. Peki hukukçular ve anayasa hükümleri ne diyor?

MİT 'FİŞLEME PROTOKOLÜNÜ' DOĞRULADI
Özel Eğitim



Taraf Gazetesi dün MİT'in gizli bir protokolle vatandaşların özel hayatını fişlediğine ilişkin çarpıcı bir iddiayı gündeme getirmişti.
Söz konusu haberde, anayasada suç olmasına rağmen MİT; MEB, THY, PTT ve Tapu ile yaptığı gizli protollerle herkesin özel hayatına ilişkin bilgileri alıp arşivlediği iddia edilmişti.
MİT'le bu kurumlar arasında yapılan bu gizli protokollerle bütün vatandaşların 5 yaşından itibaren seyahatleri, fotoğrafları, mailleri, mesajları, telefonları ve mal varlıkları takibe alınıyordu.
BAKAN BİNALİ YILDIRIM: PROTOKOLDEN BİLGİM YOK, VARSA ANAYASAL SUÇTUR
MİT'in yaptığı protokole ilk tepki dün Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'dan geldi. Bugün'ün haberien göre, Protokol imzalandığı konusunda bilgisinin olmadığını söyleyen Binali Yıldırım, "Kişinin özel hayatını ilgilendiren bilgiler anayasa ile teminat altına alınmıştır. Bunun dışında bir işlem yapıldıysa suçtur" dedi.
MİT "FİŞLEME" PROTOKÜLÜNÜ DOĞRULADI
Radikal Gazetesi'ne konuşan MİT kaynakları kişilerin özel hayatlarını fişleyen bu gizli protokolü doğruladı. MİT; MEB, THY, PTT ve Tapu ile kişilerin özel hayatına ilişkin verilerin paylaşılmasını sağlayan protokolü yaptıklarını bunun yasal hakları olduğunu iddia etti.
HUKUKÇULAR "YETKİ AŞIMI VAR" DİYE GİZLİ PROTOKOLE TEPKİ GÖSTERDİ
MİT'in doğruladığı "özel hayatı fişleyen" gizli protokole Bakan Binali Yıldırım'dan sonra Hukukçular da tepki gösterdi. Yine Radikal'e konuşan hukukçular "MİT'in yetki aşımı" yaptığını, bu gizli protokolün toplu bir izin anlamına geldiğini oysa yasa metnine göre MİT'in "her durumda gerekçe belirterek ayrı ayrı başvuru" yapması gerektiğini belirtiyorlar.

*****


HUKUKÇULAR NE DİYOR
Hukukçular, protokollerin kanunda belirtilen yetkileri aştığını şu şekilde gerekçelendiriyor: Yasa metnine göre, MİT’in yetkisi her durumda ‘gerekçe belirterek’ ayrı ayrı başvuru gerektirir. Bu protokoller toplu bir izin anlamına gelir. Yasa metnine göre MİT, bu yetkisini ancak kamu kuruluşlarının veri tabanından bilgi alarak kullanabilir. Oysa protokol kamu kuruluşlarının veritabanının ve arşivinin MİT’e transfer edilmesini öngörüyor.
MEB PROTOKOLÜ TÜM VERİLERİ KAPSIYOR
Milli Eğitim Bakanlığı ile MİT arasında imzalanan protokolde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın MİT’e aktaracağı verilerin içeriği şöyle anlatılıyor: Bakanlık tarafından yapılan sınavlara ait ad ve tarih bilgileri ile bu sınavlara başvuru yapan tüm adayların kimlik numarası, adı-soyadı, sınav yeri ve adres bilgileri ile mevcut olması halinde fotoğraf kayıtları ve iletişim bilgileri. MEBBİS veri sisteminde bulunan tüm bakanlık personelinin bütün kayıtları. e-Okul sisteminde bulunan tüm öğrencilerin ve ailelerinin bilgileri. MEB’e bağlı olarak hizmet veren tüm kurumların bilgileri. MEB tarafından yurtdışına gönderilen öğrencilere ait tüm bilgiler.
Radikal'e konuşan Hukukçu Prof. Dr. Köksal Bayraktar, MİT'in 4 kurumla imzaladığı protokolü "vahim bir olay" olarak niteledi.

"PROTOKOL SON DERECE TEHLİKELİ"
“Böyle bir haber doğruysa Türk vatandaşı için son derece tehlikeli, vahim nitelikte ağır ve aynı zamanda kişiyi tamemen güvencesiz bırakan bir harekettir. Bu düzenleme bireyin en doğal haklarından biri olan kişilik haklarına, genel olarak özgürlüğüne, özel hayatına, kişisel verilerinin sır olarak saklanmasına ve ayrıca gezi özgürlüğüne aykırıdır. Böyle bir girişimde bulunmaya ne THY’nin ne diğer kuruluşların ve hangi gerekçeyle olursa olsun MİT’in hakkı yoktur”
Öte yandan MİT'in bu özel hayatı fişleyen bu gizli protokollerini ortaya çıkaran Taraf Gazetesi'ne konuşan Anayasa Hukukçusu AKP Eski Milletvekili Zafer Üskül "Uygulama dava edilmeli" dedi.

*****


PEKİ ANAYASA NE DİYOR?
Anayasada 2010 yılında yapılan değişiklikle kişisel verilerin korunması, kişi hak ve ödevleri kapsamında güvence altına alındı.
Buna göre anayasada herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı bulunuyor. Ayrıca kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin kendi açık rızasıyla işlenebileceği anayasa ile teminat altına alımış durumda.
Yani Anayasanın açık hükümleri karşısında 2010 sonrası Kişisel veriler ancak 2 şarttan birisinin gerçekleşmesi durumunda işlenebilir.
Peki anayasaya göre o şartlar neler?
1) Kanunda açıkça yetki veren hallerde
2) Kişinin açık rızasıyla işlenebilir.
Bu durumda ortaya şu sonuç çıkıyor. Kanun ile açıkça bir kuruma kişisel verileri toplama ve işleme (fişleme yapma) yetkisi verilmemiş ise veya bu fişleme konusunda kişinin açık rızası bulunmuyor ise bu durumda yapılan kişisel verileri toplama ve işleme (fişlemeler) anayasaya aykırılık teşkil etmektedir.
MİT'TEN "FİŞLEME" İDDİALARINA RESMİ AÇIKLAMA
Açıklamada şöyle denildi:
"Ağırlıklı faaliyetlerini bölgesel ve küresel stratejik sorunlara yönelten teşkilatımızı kendi halkını fişleme gibi çağ dışı bir uygulama faaliyetinin içinde göstermek; gerçek dışı olduğu kadar, haksız ve mesnetsizdir.
MİT, 2937 sayılı Kanun ve diğer mevzuatla kendisine verilen görevleri yerine getirmekte ve yetkileri kullanmaktadır. Sözkonusu haber/yorumlarda istismar edildiği şekilde hukuki dayanaktan yoksun, özgürlüklere aykırı ve demokratik toplum değerleriyle bağdaşmayan bir çaba, eylem ve faaliyet içerisinde bulunmamaktadır.Esasen, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın milli iradenin emrinde olmasını hazmedemeyen, yeni vesayet arayışında olan yerel ve uluslararası odakların bir süreden beri Teşkilatı ve yöneticilerini karalama gayretinde oldukları kamuoyunca malumdur."

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)