Anne babalar için en değerli varlık çocukları, en önemli konu onların geleceği ve en büyük yatırım da çocuklarının eğitimi.
Devlet için de durum farklı değil.
Cumhuriyet tarihi boyunca gelen tüm iktidarlar eğitimi fazlasıyla önemsedi. Ülkemizin dört bir yanını okullarla donattı ve bütçeden en büyük payı, son yıllarda olduğu gibi genelde hep eğitime ayırdı.
Peki, devlet ve millet olarak yaptığımız onca fedakarlığa ve kat ettiğimiz onca yola rağmen geldiğimiz noktadan memnun muyuz?
Evet demek mümkün değil ama bu durum sadece bizde böyle değil, gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin ortak sorunu. Bizdeki ekstra sıkıntının nedeni genç nüfusumuzun ve öğrenci sayımızın çok olması!
Z kuşağı
Eğitim, dünya genelinde Z Kuşağı ile birlikte daha da sorgulanır hale geldi.
Okullar, müfredat programları, kitaplar ve öğrenme yöntemleri onların gerisinde kaldı. İlgi ve beğenilerini çekmez hale geldi.
Çocuklarına ve geleceğe önem veren tüm ülkelerin ve özellikle de ebeveynlerin eğitimde yeni arayış içerisine girmeleri bu yüzden.
Görünen o ki yakın bir gelecekte okuldan öğretmene, müfredattan ders kitaplarına, ödevlerden sınavlara tüm roller değişecek…
Bu değişim sadece içerikle sınırlı kalmayacak, kaliteli eğitime erişim çok daha kolay olacak.
Siyasete bakış açısı ve seçmenlerin eğilimi eğitime yönelik atılan adımlara göre şekillenecek.
Bu süreçte devlet okullarında eğitim kalitesi artacak, özel okul ücretleri daha makul seviyelere çekilecek.
Profil de önemli
Kolejleri kolej yapan en önemli ayrıntılardan birisi de öğrenci ve veli profilidir.
Ücretler eskiden orta ve üstü beyaz yakalı çalışanların ödeyecekleri düzeydeydi ve her kesimden öğrenci “kolejli” olabiliyordu.
Şimdi bırakın çalışanları üst düzey bürokratlar ve özel sektörün tepe yöneticileri bile pahalı özel okulların yanından geçemiyor.
Biraz popüler olmuş özel okullarda yıllık öğrenim ücreti ve masraflar yarım milyonu çoktan geçti. Bir milyonu telaffuz edenler var.
Ücretlerdeki artış oranları, Bakanlığın uyarılarına rağmen inanılmaz boyutlarda.
Genç anne babalar
Öğrenim ücretlerindeki bu artış evlenme ve çocuk yapma yaşını sürekli öteliyor. İkinci çocuğu düşünenlerin sayısı da her geçen gün azalıyor.
Ortak gerekçeleri de şu: ”Daha iyi bir eğitim ve daha iyi bir gelecek sağlayamayacaksak neden çocuk yapalım”
Haksızlar mı?
Evet haklılar ama bunun yolu evlenmekten ve çocuk yapmaktan kaçmak olmamalı.
Avrupa örneğinde olduğu gibi doğurganlık oranları da eğitim kadar önemli bir konu!..
Ücretler neden yüksek?
Tarlada 10 TL olan domates ya da mandalina, marketlerde neden 50 TL ise devlette bedava olan eğitim de özel okullarda bu yüzden bu kadar yüksek.
Girdiler yüksek, maliyetler, vergiler ve kâr oranları da inanılmaz boyutlarda.
Tüm yük velilerin sırtına yükleniyor. Bunun makul seviyelere çekilmesi gerek. Yoksa büyük öğrenci kayıpları yaşanır. Öğrenci ve veli profili çok daha farklı noktalara gider. Kalite ve sürdürülebilirlik daha da tartışmalı hale gelir.
Özel okulların hepsini aynı kefeye koyup ortak reçete üretmek ve “pahalı olan, daha iyidir” takıntısı da yanlışların en büyüğü olur.
“Her özel okul sahibi ve özel okulda çalışan her öğretmen iyi kazanıyor, çocuğunu koleje gönderen her veli zengin, bu okullardan mezun olan her öğrenci çok iyi yabancı dil öğreniyor, hiç destek almadan çok iyi okulları kazanıyor” demek de yanlışların en büyüğü olur.
Özel okullar olmalı hatta devletin sırtındaki yükü azaltmak için daha da çok olmalı ama tüm paydaşlar eşit oranlarda fedakârlık yapmalı.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN