Rant Alanları mı Oluşturuluyor?

Dem Toç Sen Genel Başkanı Dr. Hayati Oyanık, T.B.M.M’ye sunulan ve halen tarım alt komisyonunda görüşülen 3572 sayılı 'Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması’ Hakkında Kanunda değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısı'na tepki göstererek, zeytincilik sektörü açısından yapılan yatırımlar zarar görecek. Bu nedenle bu kanun tasarısının geri çekilmesi gerekir, dedi.

Oyanık, konuyla ilgili yazılı basın açıklaması yaparak şunları söyledi: “Kanun tasarısına çıkışımızın belli başlı nedenleri var; öncelikle zeytincilik üretiminin ve üreticilerin korunması, istihdam, ekonomik ve toprağın korunması gerekçeleridir. Bunların birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Hükümet, tasarıyı ele almadan önce bu hususları derinlemesine gözden geçirmelidir. Aksi halde ülkemiz açısından felaket olur.”

Oyanık, daha sonra açıklamasına şöyle devam etti. “Ülkemizde zeytin bahçeleri ortalama olarak 12 dekardır. Tasarı ile bu alan 25 dekara çıkarılıyor. 25 dekarın altındaki üretim alanları zeytinlik alan olmaktan çıkarılıyor. Dolayısıyla zeytinlik alanların yarısı yasa kapsamı ile zeytin olmaktan çıkıyor. 25 dekarın altındaki zeytinlik alanları jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, madencilik faaliyetleri, elektrik üretimine yönelik yatırımlar, petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri, savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunabilmek için imara açılmaktadır. Zeytinlik alanlar değerlidir. Bu alanların imara açılması rant çevrelerince kuşatılması demektir.  Tasarı ile zeytinyağı fabrikaları ve tarımsal sanayi işletmelerinin kuruluşu ve faaliyeti Bakanlığın iznine bırakılıyor.  Kapsam genişletilerek işletmelere rant alanları oluşturulmaya çalışılıyor.

Zeytin üretimi, dünyanın göz bebeğidir. Zeytin üreten ülkeler, zeytin üretimine önem vermekte ve sağlıklı üretim yapılabilmesi için zeytinciliği yasalarla koruma altına almaktadırlar. Ayrıca zeytin alanlarının ülkelerin ekonomilerine yaptığı katkının yanı sıra, istihdam sorununu çözmede de yardımcı olması nedeniyle zeytin üreten ülkeler için büyük önemi vardır. Dünyada İspanya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye zeytin üretiminde ön sırada yer almaktadır. Türkiye yüzde 9 ile dördüncü sıradadır. Zeytin üretiminde ön sıralara yükselerek ihracatın artırılması ve ülkenin ekonomisine katkı sağlaması için iyileştirici çalışmalar yapılması gerekir.
Hükümetin, dünyada ikinci sıraya yükseltmek için hedeflediği zeytin üretimi, T.B.M.M. alt komisyonunda görüşülmekte olan 3572 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısıyla çelişmektedir. Çünkü zeytincilik sektörü,  tarım, sanayi, ticaret ve istihdam alanıdır. Tasarı ile zeytincilik sektörü büyük zarar görecektir. Bu sektörde çalışan binlerce insanın işsiz kalması söz konusudur.  Bunun yanında toprak yapısı da bozulacak ve korunmasız olacaktır. Erozyon tehlikesi baş gösterecektir. Bu tasarı ile zeytin üretimi azalacak ve sonuç itibariyle yağ üretimi de azalacaktır. Yağ üretiminin azalması ile yağ ithalatı gündeme gelecek, yağ fiyatları artarak vatandaş mağdur olacaktır. Zeytin alanlarının azalması, tarıma zarar verecektir. Verimli topraklar amacı dışında kullanılacak, sermayedarlar büyük kazanç elde ederken, tarım, sanayi, ticaret ve sektördeki istihdam zarar görecektir. Dolayısıyla endişelerimizde yersiz değiliz. Tasarıya karşı çıkan uzmanlar keyfi olarak karşı çıkmıyorlar. Bilimsel gerçekler ortadadır. Hükümetin meclis çoğunluğunu elinde bulundurması demek, bilimsel gerçekleri göz ardı edeceği anlamına gelmemelidir. Hükümet, tasarıya karşı çıkış nedenlerini ve sektörel endişeleri dikkate almalıdır. Hükümetin, Zeytin Kanunu’nu bugüne kadar 6 kez değiştirmeye kalkmasını anlamlı buluyoruz. Özellikle tasarı ile zeytinlik alanlarına 3 kilometre uzaklıkta kimyevi atık bırakan tesis yapılmasına izin verilmesinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı iznine bırakılması endişelerimizi artırmaktadır. Toplumda, ‘siyasi rant alanları oluşturuluyor’ endişesi hakimdir. Hükümet, tasarıyı geri çekmeli ve kesilen zeytin ağaçlarının yerine yenisini dikerek üreticilerin mağduriyetini gidermelidir.”