Sarıgül: Maçı kazanacağız!

Süper ligin, süper maçı 30 Mart’ta.
Maçı alırsa hiçbir şey artık eskisi gibi olmaz, ama eğer o altın golü atamazsa, başkaları bir yana, en büyük hüsranı kendisi yaşar...
Bu seçim yarı final
Sarıgül, önceki gün, Milliyet’te konuğumuzdu. Kırk yıllık siyasetçi olmasına karşın, sanki siyasete yeni girmişçesine heyecandan yerinde oturamıyordu.
İddialı hem de çok iddialıydı. Ve sanki egolarından arınmıştı.
O, son kongredeki, bağıran, çağıran, posta koyan, her şeyin en iyisi ben bilirim diyen Sarıgül gitmiş, aklı, sükuneti, ekip ruhunu, birikimi ve hoşgörüyü öne çıkaran bir Sarıgül gelmiş.
En iyi danışmanlarla, en iyi kadrolarla çalışıyorum, onlar yapacak, ben yöneteceğim diyor.
Yerel seçimleri, yarı final, genel seçimi de final maçına benzetiyor.
Onlar gibi faullü oynamayacağım ve her iki maçı da alacağız diyor ve genel başkanlıkta gözü olmadığını da özellikle vurguluyor...
TMSF’nin mallarına el koymasını ise olmayan bir borç üretip beni daha da güçlendirdiler diye gülüp geçiyor.

İktidar yoruldu
İktidara yönelik sert söylemlerden özellikle kaçınıyor. Kampanya boyunca da benden ağır ithamlar duymayacaksınız diyor. Sözleri içerisinde belki de en ağır olanı, iktidarın artık yorulduğu, çözüm üretemediği...
Peki kırmızı çizgisi yok mu? Onu en çok ne sinirlendirir?
Bu soruyu sorduğumuzda sesinin tonu birden yükseldi. Ailemin üzerine gider ve belden aşağı vurmaya çalışırlarsa, işte o zaman beni kimse tutamaz derken farklı bir kimliğe büründü. Temiz siyaset yapılsın, kim hak ediyorsa o kazansın görüşünde.

Her gün bir proje
Sarıgül, belli ki dersine iyi çalışmış. Günün birinde bu koltuğa aday olacağına, hatta oturacağına öylesine inanmış ki, hemen her konuda kafasında projeler hazırlamış, onunla da yetinmemiş çok geniş bir uzman kadro kurup hayallerini projelendirmiş. Hangi konuda soru sorsanız, cevabı hazır ama ayrıntı vermiyor. Onu da seçim stratejisine bağlıyor: Son 20 günde, her gün bir proje açıklayacağız...
Büyük projeler, büyük kaynak gerektirir. Peki parayı nereden bulacak?
İstanbul Belediyesi’nin 60 milyar dolar bütçesi var. Bu büyük bir para. Ayrıca hükümetin de desteğini sürdüreceğine inanıyorum diyor...
Akıl, bilim, hizmet
Sarıgül, İstanbul’un sorunlarına vakıf olduğunu her fırsatta dile getirmekle kalmayıp o konularda neler yapacağını da iyice kurgulamış. Alman, Çinli, Japon uzmanlarla da çalışıyoruz. Trafikten yeşil alanlara, depremden göçe her soruna çözüm getireceğiz diyor. İstanbul’a gelmeyin diye yasak koyma yerine Anadolu’da yaşamanın cazip hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Peki çalışırken referansı ne olacak?
İşte cevabı: Akıl, hukuk, bilim, liyakat...

Okullar yenilenecek
Sarıgül’ün, eğitim, özellikle de öğretmenler konusunda ciddi söylemleri var ama fazla açmadı. Riskli tüm okullar yıkılıp yeniden yapılacak, meslek grupları içerisinde de sadece öğretmenlere ayrıcalık tanıyacağız dedi.
Şişli’deki devlet okulları kolej gibi oldu. Ama İstanbul Şişli değil! Başarırsa müthiş bir iş yapmış olur...

Satır başları?
Ve işte iki saatlik söyleşiden diğer bazı satır başları:
-  Dünyanın en iyi ressamlarını davet edip İstanbul resimleri çizdireceğiz...
-  Üç büyük park yapacağız.
-  Kolektif akıl, bireysel aklın önüne geçecek.
-  Her şeyi biliyorum demeyeceğim. En iyi bilenlerle çalışacağım.
-  İstanbul da Paris, Roma, New York gibi marka şehir olacak.
-  Onlar batan güneş, ben doğan güneşim.
-  20 yılda dünyada neler oldu, onlar İstanbul için ne yaptı?
Özetin özeti: Sarıgül, hırçınlığın siyasette neler kaybettirdiğini en iyi bilenlerden. Bu yüzden,     pozitif bir kampanya yapacağız diyor. Umarız artık seçimlerin galibi kavgalar değil projeler olur...