adscode
adscode

Soma’yı işletemeyen bizler nükleer santrali nasıl işleteceğiz?..

Soma'da yaşanan acılar dinecek gibi değil.

Soma’yı işletemeyen bizler nükleer santrali nasıl işleteceğiz?..
Milliyet Diyalog
3 gün sonra bu da unutulur gider diyenler var ama bu çok zor!
Yapılan her açıklama insanı bir kez daha öldürüyor...
Hemen her saat farklı haberler geliyor. Ve her defasında, bu kadarına da pes dedirtiyor.
Çelişkili bilgiler, zerre kadar güven vermeyen açıklamalar ve en önemlisi de cevabı bilinmeyen sorular...
Ne olur artık kimse konuşmasın, kimse Soma’ya gitmesin.
Çünkü, acıları daha da artırmanın ötesine geçemiyorlar.
Asıl önemli olan bundan sonra ne yapılacak?
Takke düştü, kel göründü...
Bundan sonra, benzeri bir facianın artık mazereti olmaz.
Yasaysa yasa çıkartılsın, güvenlik önlemleriyse en iyisi alınsın.
Ama ne olur artık konuşulmasın!
Çünkü her sözleri yeni bir facia yaratıyor...

Önümüzü göremiyoruz
Böylesi felaketlerden sonra insanı asıl kahreden, geleceğe yönelik umutların iyice körelmesi.
Ama ona rağmen pes etmeyeceğiz, bilimin ve etik değerlerin aydınlığında, canla başla çalışmaya devam edeceğiz.
Çünkü yeni facialar yaşamaya ne gücümüz kaldı ne de sabrımız...
Günlerdir şu iki soruya cevap aranıyor.
İlki İstanbul depremi, ikincisi ise nükleer santraller.
Soma’daki madenleri doğru dürüst işletemeyen ve tarihimizin en büyük maden kazasına neden olan bizler, çok daha tehlikeli ve karmaşık olan nükleer santralleri nasıl işleteceğiz deniliyor. Cevabını da kimse veremiyor.
Yine aynı şekilde, geliyorum denilen Büyük İstanbul Depremi için yeterince önlem alındı mı?
Keşke yöneltilen her soruya, iktidarı ve muhalefetiyle, işveren ve sendikalarıyla, medyası ve sivil toplum örgütleriyle, üniversiteler ve araştırma kurumlarımızla, yediden yetmişe, hepimiz göğsümüzü gere gere evet cevabını verebilseydik. Ama maalesef, ne deprem ne de nükleer santraller konusunda, hamasetin ötesinde, inandırıcı cevaplar verenimizi bulmak mümkün değil.

İş güvenliği
İnsan hayatının her şeyden önemli olduğunu beynimize kazımanın bir yolunu artık bulmak zorundayız.
Felaketler her zaman olacaktır.
Ve zaten insanı kahreden onlar değil, yaşanan ihmal ve pişkinlikler.
İşte bu yüzden, anaokulundan itibaren çocuklarımıza bu etik değerleri kazandırmak zorundayız.
İhmalin, vurdumduymazlığın, pişkinliğin, başkalarının hayatını tehlikeye atmanın en büyük onursuzluk ve günah olduğunu çocuklarımıza anlatmalıyız.
Onunla da kalmayıp, yaşam tarzı haline getirmeliyiz...

Yazının devamı için tıklayınız !

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)