adscode

YÖK Başkanı'na Açık Mektup

Doçent adayından YÖK Başkanı'na Açık Mektup

YÖK Başkanı'na Açık Mektup
Özel Eğitim
'Sn. Abbas Güçlü,

 

Ben geçenlerde kendi durumumla ilgili YÖK Başkanı, yardımcıları, danışmanlarına "kişiye özel" olarak hazırlayarak bu mektubu kargo ile gönderdim. Aynısını sizinle paylaşıyorum. 

 Kısaca amacım, doçentlikte sözlü sınavın kaldırılarak yerine daha adil bir değerlendirme sisteminin kurulmasıdır. Çünkü bu güncel yöntem tamamen sübjektif ve adil olmayan bir yöntemdir. 

Maalesef, bu konu senelerdir herkesin içine attığı ve kapalı olarak kalan böylece gelişemeyen bir konudur, bu şekilde giderse bence yanlış bir yöntem olarak devam edecektir. 

Vaktiniz ve ilginiz için şimdiden teşekkür eder, başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.'

 


17.04.2012

Sn. Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, YÖK Başkanı
Sn. Prof.Dr. Tufan Buzpınar, YÖK Üyesi


Ben İşletme-Yönetim Bilişim Sistemleri alanında  2008’de belirlenmiş olan 3 jüri üyesinden yayında 3/3 olumlu raporla ilk başvurusunda “başarılı” olarak geçmiş ancak sözlü sınava 4 kez girmiş olmasına rağmen  “başarısız” bulunan bir doçent adayıyım.

Üzülerek ifade ediyorum ki, bu alanda bana jüri olarak tahsis edilen kişiler (ki birçok kez değişti) her defasında geçirmemek için uğraştılar. Örneğin son ikisinde geçebilecek durumdayken yine geçemedim hatta sonuncusunda jüri başkanı bana çocukmuşum gibi “Biraz daha iyi olmuş. Bundan sonra daha iyi olacak” gibi bir cümle kurdu.!  Üstelik son jürideki bir üye alanımın çok uzağında olan “Muhasebe” alanındaydı diğer ikisi ise aynı bölümden olup Boğaziçi Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu-Yönetim Bilişim Sistemleri öğretim üyeleriydi. Ancak burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta, diğer iki jüri üyesinden birisi bölüm başkanı diğeri ise aynı bölümde öğretim üyesiydi. Sizlere İtiraz ettim, fakat kabul edilmedi.

Jüri kararı sonrasında, sınav raporunu talep ettiğimde gördüm ki rapor tam olarak gerçekleri yansıtmamaktaydı. Bunu iddia bile edemiyorum çünkü şahidim yok, ayrıca bir dinleyenin olması bizler içi kötü bir puan olduğu öğretildi bize. Ne yazık ki sınava dinleyici bile davet edemiyoruz.....!!!

Sonuçta, bana tahsis edilen jüriler tarafından ne yazık ki anlaşılamamış olduğuma inanıyorum. Halbuki tümü, yayın aşamasındayken raporlarında “oldukça başarılı” bir beyanda bulunmuşlardı. Ancak, sözlü aşamasında üzülerek anladım ki eserlerim hakkında bir inceleme yapılmamış.  Oysaki hiç de azımsanmayacak şekilde çalışmalarım, bilime katkım ve çok sayıda eserlerim vardır. Bunu kayıtlarınızda görebilirsiniz.   

Maalesef, sözlü sınav sürecinde senelerdir haketmeyerek takılan bir madur olarak oldukça yıpranmış ve tüketilmiş durumdayım. Bundan sonrasında da aynı anlayışta olan jürilerin beni asla geçirmeyeceği gibi bir fikrim oluşmuştur, bu yüzden bilimsel üretkenliğimi ve motivasyonumu kaybetmiş bulunmaktayım.

Bu nedenle, geçmiş sözlülerde yaşadıklarımı sizlere kısaca aktarmak suretiyle, bu olayın başka bir formata dönüştürülmesi konusunda dikkatinizi çekmeyi amaçlamaktayım;

1- Benim uzmanalık alanım olan İşletme-MIS de sadece 3 kişilik jüri oluşturulmuştu ve jüri oldukça gergindi, sınavı biran önce bitirme telaşındaydı. Jüri başkanı bana ilk olarak hazırladığım sunum’a  dahi  bakmadan "2 dakikada kendinizi özetleyin" dedi.

2- Sınav boyunca benim kendi eserlerim, yaptığım çalışmalar, bilime katkım kesinlikle sorgulanmadı.

3- Sınavda cevapladığım konular dahi raporda “yeterli cevaplanmadı” diye yazılmıştır. Bunun kriteri nedir? Yeterlilik veya yetersizlik nedir?

4- Açıkçası jüri’nin önceden benim eserlerime hiç bakmadığı ve hangi konularda çalıştığımı bilmediği gibi bir izlenime kapıldım.

 www.egitimajansi.com



 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)