adscode

Dekanlar verdikleri eğitimin ve diplomanın arkasında durdu mu?

Dekanlarımız, verdikleri eğitimin arkasında durdu mu, mülakata ve akademiye verilecek ilave eğitime karşı çıktılar mı, atamaları sordular mı?

aguclu@milliyet.com.tr




Millî Eğitim Bakanı Tekin, eğitim fakültesi dekanlarıyla istişare toplantısı yaptı. Detaylar açıklanmadı. Dekanlarımız, verdikleri eğitimin arkasında durdu mu, mülakata ve akademiye verilecek ilave eğitime karşı çıktılar mı, atamaları sordular mı?
Gelin önce bu konuda MEB’in internet sitesinde yer alan habere bir göz atalım:
Bakan Tekin, Mogan MTAL Uygulama Oteli'nde düzenlenen Eğitim Fakültesi Dekanları İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada akademik, bilimsel bilgi üreten üniversitelerle kamu politikalarını yapanlar ve uygulayıcılar arasında bir kopukluk olduğunu, daha önceki bürokratik görevi ve rektörlük sürecinde tespit ettiği bu kopukluğun giderilmesi gerektiğini söyledi.
Tekin, sadece Millî Eğitim Bakanlığı ile değil, ilgili tüm üniversitelerle bakanlıklar arasında böyle bir koordinasyon mekanizmasının kurulmasının önemine değindi.
Bakan Tekin, eğitim fakültesi dekanlarına bakan yardımcılarının eğitim gündemi konusunda 3 konuda sunum yapacağını belirterek, bunlardan birinin Anayasa Mahkemesinin kararının ardından bütün paydaşların görüşleri doğrultusunda revize ettikleri Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin taslak çalışma olduğunu bildirdi.
Tekin, taslakla farklı yasal düzenlemelerin tek kanunla bir araya getirilmesini hedeflediklerine işaret etti. "Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda bizim beklentimiz çok üst düzeyde." diyen Tekin, dekanların fikirlerinin yol haritası çizerken önemli ipuçları vereceğini dile getirdi.
Dekanlara, yeni müfredat taslağına ilişkin bir bilgilendirmenin de yapılacağını dile getiren Tekin, bu konuda dekanların görüş ve önerilerinin önemini vurguladı.
Bakan Tekin, önümüzdeki yıl düzenlemeyi planladıkları Millî Eğitim Şûrası'nın taslak konu başlıkları konusunda da dekanları bilgilendireceklerini kaydetti.
"İyi niyetli olmayan eleştirilerle ilgili de yapacak bir şeyimiz yok"
Bakan Yusuf Tekin, çalıştığı hiçbir kurumda sorunları halının altına süpürmeyi tercih etmediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz şu konuda kararlıyız. Birikmiş her ne tür problem varsa, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde atılması gereken her ne adım varsa, çağın gereklerine uygun bir biçimde

eksik kaldığımız, geri kaldığımız konular her neyse onların hepsini masaya yatırmayı tercih ediyoruz. O yüzden bu toplantının hem gelenekselleşmesini hem de rutin dışında toplantılar haricinde bize katkı verecek arkadaşlar varsa, bizim göremediğimiz bir sorun alanı varsa bizimle de paylaşmanızdan gerçekten mutluluk duyacağız."
Bu tür çalışmaları yaparken karşılarında farklı tepkilerin bulunduğunu ifade eden Tekin, "Demokratik kültürü içselleştirmemiş yapıların, aktörlerin, kişilerin bizim önümüze koydukları argümanlar var." dedi.
Bunlardan birinin "Yaptırmayız!" söylemleri olduğunu aktaran Tekin, "Böyle bir demokratik kültür yok. Bir siyasi yapı, 'Yaptırmayız!' diliyle hareket edemez. Sorun alanından şikâyet edeceksiniz, sonra da ürettiğiniz çözüme böyle diyeceksiniz. Bu demokratik siyaset açısından doğru değil." diye konuştu.
Bu konuda "Evet bu bir problemdir, çözümü için ürettiğiniz formül eksik, şunu yapmanız lazım." dilini kullanmanın doğru olduğunu belirten Tekin, şunları kaydetti:
"Demokratik olgunluk, demokratik siyaset bunu gerektirir. Farklı muhalif gruplardan, anayasal demokrasilerin beklediği şey de budur zaten. Demokratik literatürdeki siyasi parti gruplarının demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilmelerinin sebebi de budur.
Biz bu anlamda farklı her türlü öneriye açık olduğumuzu, çözüm önerileriyle ilgili bize sunulacak rapor, analiz, değerlendirme, teklif... Hepsine açık olduğumuzu defalarca söyledik. Bugün 'Yaptırmayız, müsaade etmeyiz!' diyen kişilerin bize ulaştırdığı hiçbir alternatif öneri yok. Haziran ayından beri söylüyorum, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili Anayasa Mahkemesinin kararını bekliyoruz. Bu konuda sözü olan herkes raporlarını, analizlerini hazırlasın, bize sunsun, biz de bunu kamuoyunun beklentilerini karşılayabilecek bir Öğretmenlik Meslek Kanunu'na dönüştürelim."
Tekliflerini kamuoyuna açıkladıklarını dile getiren Tekin, "Hiçbir teklifte bulunmayıp sonra da 'Bunu yaptırtmayız, buna müsaade etmeyiz.' Dili hukuki anlamda bir kaos üretmekten başka bir şey değildir." ifadesini kullandı.
Tekin, öğretmen atamaları konusunda norm fazlası, norm ihtiyacı bilinmeden yapılan isteklerin doğru olmadığını dile getirdi.
Meslek liselerinde işbaşı eğitimlerini sağlıklı bir düzene oturtmaya çalıştıklarını ancak bu konuda da tutarsız eleştiriler aldıklarını ifade eden Tekin, "Tutarlı dille gelirseniz, politika önerisini destekleyecek veyahut da geliştirecek bir öneriyle gelirseniz gayet doğal bunu yaparız." dedi.

Eğitimin popülist ve tutarsız dili kaldıracak bir alan olmadığını söyleyen Tekin, "Kamuoyunda bizi zenginleştirecek, bize katkı verecek her türlü öneriye açığız ama iyi niyetten yoksun eleştirilerle ilgili de yapacak bir şeyimiz yok." dedi.
Müfredat taslağı için bir çalışma grubu oluşturulduğunu bildiren Tekin, sadece son dönemdeki çalışmalara 1000'e yakın akademisyen ve eğitim uzmanının katkı verdiğini belirterek, "Gerçekten iyi niyetle katkı vermek isteyen her türlü öneriye açık olduğumuzu bir kez daha söylemek istiyorum." dedi.
Bakan Tekin, eğitim fakültesi dekanlarına şu çağrıda bulundu: "Millî Eğitim Bakanlığı olarak Türkiye'deki üniversitelere, yükseköğretim sistemine ve bu sistemle kamu bürokrasisi, kamu siyasetini uygulayanlar arasında bir köprü kurarak bir örnek teşkil edebiliriz. Ben bu örnekliği oluşturacak ilişkinin kurulmasına açığım, bunu gelin kuralım. Millî Eğitim Bakanlığı, sizin bakanlığınız. Aklınıza gelebilecek her türlü konu, çalıştığınız her türlü konu bizim açımızdan bir politika önermesine dönüşüyorsa bizim açımızdan değerlidir ve uygulanmaya açıktır."
Peki Dekanlar ne dedi?
Dekanlarımız hiç mi konuşmadı yoksa daha onlara sıra mı gelmedi mi?
Ya da konuştular da MEB mi onları görmezden geldi?
Umarız Bakan Tekin sözleri gibi onların görüşlerine de isim, isim tüm ayrıntıları ile yine yine aynı titizlikle kendi sitelerinde yer verler.
Bakan Tekin’nin sözünü ettiği diyalog eksikliği, belki de bu yüzden oluşuyordur. Biri konuşuyor diğeri diğerleri dinliyor ya da konuşmaları kaale alınmıyor!
Bu noktada cevabı en çok merak edilen konu, Dekanlarımızın verdikleri eğitimin ve diplomanın arkasında ne kadar durdukları?
“Sizin vermeye çalıştığınız tüm eğitimleri ve gösterdiğiniz tüm duyarlılıkların zaten bizim tarafımızdan veriliyor ve dikkate alınıyor” mu dediler yoksa söylenenleri dinlemekle yetinip üniversitelerine geri mi döndüler?
Kaçı söz aldı, ne söyledi, kaçı hiç ağzını açmadı?..
İstişare tek yönlü değil çok katılımlı olursa bir işe yarar yoksa kakofoni olmanın ötesine geçmez.
Bakan Tekin, hafta sonu da gazetecilerle bir araya gelecek.

Bakalım güncel sorunlar konusunda cevabı merakla beklenen sorulara da cevap verecek mi?..


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Hani kura çekilecekti?
MEB, YÖK ve ÖSYM???
Sorunlar yumağı!