Mülakat sonuçları açıklanmadı çünkü yargıdan çekiniliyor. Üniversite kayıtları uzatıldı çünkü şişik kontenjanlarda yüzde 25 varan ”fire”den söz ediliyor. Peki doğru olan öteleme mi yoksa yanlıştan vaz geçmek mi?..
Öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılacağı sözü verilmişken, yapılması halinde sıkıntı yaratacağı yüzlerce, binlerce kez dile getirilmişti, dikkate alınmadı. Bu noktaya gelindi.
Okullar açıldı, açılacak ama hâlâ atamalar yapılmadı.
Hadi açıklandı, yargıdan yürütmeyi durdurma kararı gelirse ne olacak?
Yeni atama sürecinin ne zaman başlayıp, ne zaman biteceği hiç belli olmayacağı için aradaki o süreçte boş geçen dersler için hangi önlemler alınacak?
Çözümsüzlükler, yeni çözümsüzlükler getirmeyecek mi?..
Milyonlarca üniversite mezunu varken üniversite kontenjanlarını şişirmenin ileride büyük hayal kırıklıkları yaracağı defalarca dile getirildi ama buna rağmen YÖK her defasında üç maymunu oynadı.
Duymadı, görmedi, konuşmadı, yanlıştan dönmedi.
Bugün ise kontenjanlar dolmuyor diye kıvranıp duruyor...
Kayıtlar ne zaman bitecek,
boş kontenjanlar ne zaman belirlenecek,
ek yerleştirme başvuruları ne zaman başlayacak,
tercihler ne zaman başlayacak,
kazananlar ne zaman açıklanacak,
kayıtları ne zaman yapılacak,
öğrenciler barınma sorununu ne zaman ve nasıl çözüp derslere gönül rahatlığıyla ne zaman başlayacak?
İlk adımı atarken son adıma kadar yaşanacak süreci MEB, YÖK ve ÖSYM gibi kurumlar düşünmeyecek de kim düşünecek?
10 adım sonrasını göremeyen kurumlar, 10, 20, 30 yıl sonrası için iyi insan, yurttaş, yetkin eleman nasıl yetiştirecek?..
Ne olur biraz ciddiyet. Neden mi?
Çünkü eğitim ciddi bir iştir de ondan!..
